1-Ayrılık

124 9 4
                                    

Kader çarkı.

Bu tarot kartı değişimi sembolize eder. Evrenin sizin için bir planı olduğu ve her şeyin köklü bir değişime uğrayacağını söyler. Bu değişim nötr olmakla birlikte her konuda olabilir. Ve tek bir konuyla başlayıp her şeye etki edebilir.

Eve doğru yürürken aklımdan geçen şey buydu. Kendim için bir açılım yaptığımda ilk çektiğim kart. Her şeyimi toplayıp Alex'in evinden çıkmadan önceydi.

Telefon sesimi duymazdan gelerek yürümeye ve bavulumu sürüklemeye devam ettim. Israrla çalmaya devam ediyordu. Arayan muhtemelen Alex değildi. Ayrılığımız pek umrunda bile olmamış gibi gözüküyordu. Düşündükçe sinirlenmiş hissediyorum. Ve değersiz.

"Baby boii!" Jongdae şakıdığında gülümsemeye çalıştım. "Hoş geldinn." Yemeği bırakıp bavuluma yardım etti. Muhtemelen bir şeyler söylemeliydim ama içimden gelmiyordu. Neyse ki Jongdae yüzümden bir şeyleri anlamıştı. Yine de darlamasını beklerdim ancak Mia'yla ilişkisi ona biraz duygusal zeka getirmiş gibi duruyordu.

"Çok açım aşkım." Dedim paltomu asarken. Converse'lerimi çıkardım. Sonra kırmızı çoraplarımı gördüm. Alex'in çoraplarıydı.

Jongdae'den ses gelmediğinde odama gittim. "Yemek yiyelimm hadi!"

Odama yeni eklenmiş çalışma masasına baktım. "Odamı çalışma odası mı yaptın!"

"Bebişimm" cazgır tonumu alttan alarak yanıma yanaştı. "Kaldırırız buradan büyütme."

"Yok ya!" Dedim uzatarak. Neyse Alex'le yaşayamadığım dramayı bir şekilde dışavurmam lazımdı. "Bu hiç de hafife alınacak olay değil."

"Ay geçen geldiğinde görmedin mi zaten?"

Bir an düşündüm. Görmüştüm. "Bana ne!" Dedim odadan çıkıp salona giderken. Mor duvarlar içimi açıyordu. "Her gördüğümde rahatsız ediyor."

"Bebeğim" dedi yanıma oturup ellerimi tutarken. Doğrudan gözlerime baktığında ağlayacak gibi hissettim. "Kaldıracağız tamam mı?" Sonra dolan gözlerimi gördü. "Sehun ne oldu?"

Kucağına ağlayan bebek verilmiş tecrübesiz baba gibi eli ayağına dolaşınca gözlerimi sildim. "Yemek yemek istiyorum."

"Bunun için ağlamıyorsun herhalde!" Diye çıkışınca omuz silktim.

"Geldiğimden beri açım diyorum." Sonra Amerikan mutfağımıza baktım. "Sen geldiğimde bir şey yapıyordun."

"Evet. Köfte yaptım."

"Makarna da yaptın mı?"

"Onu Jongin yapacak." Dediğinde hızla ona döndüm. Biraz neşe hissediyordum.

"Ne? Jongin mi geliyor?"

Elini ağzına kapattı. Küfrünü duymuştum.

"Ya niye haber vermedi."

Gözlerini kocaman yaparken işaret parmağını kaldırdı. "Belli etme, çocuk sürpriz yapacaktı sana."

"Yiaa aşkım." Oturduğum yerden hızla kalktım. "Salak çocuk hiç çaktırmadı da. E gelir o zaman yakında." Mutfağa yol aldığımız sırada kapı hızla açıldı ve Jongin'in yeşil montunun ucunu gördüm.

Jongdae olduğum yerde kalmamı işaret edip kapıya gidince gulumsediğimi fark ettim. Evi çok özlemiştim.

"Ay öf sen mi geldin?"

"Ben geldim pezevenk beğenemedin mi?"

Birbirlerine yalandan takılmaya devam ettikten bir süre sonra gülüp sarıldılar. Beklemem gerekirdi ama bir an önce kendimi göstermek istedim.

In The Mood For Love |SeKai|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin