Sadece İki Gece [Taegi Fanfiction]

Geçiş Bölümü

Y/N 1 UYARI: Bu Bölüm smut sahneler içerebilir.

Y/N 2: Merhaba, aslında asla yazmayacaktım ama sonra gidişata göre çok çok çok önemli bir yeri olabileceğini fark ettim.
İlk kez bu kadar detaylı yazacağım yani kusurlarım olursa affola, sabah akşam porno izledim ama olmadı :')
Her neyse.
İyi okumalar.

***

Güneş batıp da yerini ay ışığının hakimiyetine bıraktığında insanlar; koca bir hiçliğin içine düştüğüne, tanrının onları bir sonraki güne kadar öylece bırakıp gittiğine ve şeytanla baş başa kaldıklarına inanırlardı. Sex, alkol, kumar gibi çoğu büyük günahın gece sergilenmesinin en büyük sebebi buydu; insanlar tanrının kendilerini izlemediğine inanıyor, şeytanla kısa takaslar yapıyorlardı.

Parmakları birbirine şevkle dolanmış iki genç adam; tıpkı bedenlerinin temasını, birbirlerine olan sürtünüşü ve hassasiyetini kesmedikleri gibi göz temasını da bırakmamışlardı. Taehyung gözleri kapalı, zevkten delirecek kadar uzun süredir Yoongi'nin bedeninin hareketlerini izliyor fakat daha esnek olan kendisine yağdırılan tonla sessiz övgü, bedeninde hakim olamadığı yükselişler yaşatıyordu.

Yoongi sonunda doğrulup bacakları üzerine kalçasını yerleştirdiğinde dağınık saçları arasında Taehyung'ı süzen bakışları şehrin ışıklarıyla bomboş görünen karanlık bir gökyüzünü andırıyordu: bomboştu, ciddiydi ve oldukça sessizdi. Parmak uçları; üzerinde oturduğu adamın boynundan adem elmasına, köprücük kemiklerinden sıkı göğüslerine, karın kaslarındaki çukurlardan adonisine ve oradan da hemen altındaki penisine kaydığında Taehyung zevkle mırıldandı. "İncelemeyi ne zaman keseceksin, hyung?"

"Doyuma ulaştığımda." Diye karşılık verdi ona Yoongi. Tekrar üzerine eğilip dudaklarını kavuşturduğunda, ellerini kavuşturarak yatağa sabitlemeye geri döndü. Kulak memesinin altından çene kemiğinin keskin çıkıntısına ıslak bir öpücük bırakırken "sex esnasında göremeyeceğim ne de olsa."

"Bu şekilde de yapabiliriz." Neşeli sesi, bir kuş kadar özgür hissettiği ruhu ve karşısındaki adan için deli gibi atan kalbiyle bir daha bu zevki asla tadamayacağını düşünüyordu.

"O kadar sancılı bir pozisyonda olmana izin veremem." Adem elmasının hemen yanına, dağınık saçlarından yayılan boğucu ve ağır kokuyla dudaklarını bastırdığında gözleri göz kapaklarının arkasına sığındı. "Nasıl bu kadar mükemmel olabilirsin? Tüm günahların birleşimi misin?" Dudakları arasına sıkıştırdığı teni kızartmak ve belki de morartmak muhtemel istekleri arasında olabilirdi lakin ne olursa olsun bu adamın bedenine temiz olarak ihtiyacı olduğu gerçeğini unutamıyordu.

"Bu sözlerle nasıl sancı çekebilirim ki? Bedenimi resmen uyuşturuyorsun, hareket bile edemiyorum." Gözlerinin önüne gelen siyah saçlar yüzünden gözlerini kapatmış ama bu dağınık haline o kadar yükselmişti ki hiçbir şey yapmadan da sadece onu izleyerek boşalabileceğini düşünüyordu.

"Çünkü üzerinde duruyorum." Başını kaldırmış, anın tadını bozduğu için oldukça memnun bir sırıtış eşliğinde baştan aşağı süzmüştü onu. "Nasıl hareket edeceksin ki?"

"Edemem çünkü kelimelerin bedenimi uyuşturdu." Diye diretti Taehyung. Boynunun her bir köşesine özenle yerleştirilmiş kızarık noktalar sabaha yok olacak türdendi. Bu özeni, düşünceleri bile o kadar tatlı geliyordu ki ona...

Yoongi, dudağının kenarına bıraktığı tatlı öpücükten sonra kulağına yaklaşmış ve üzerine bıraktığı belli belirsiz busenin ardından fısıldamıştı. "Arkanı dön."

Doğruldu, kendisine şaşkınlık kaynayan gözlerle bakan adamı baştan aşağı süzdü ve hafifçe gülümseyerek döndükten sonra başını tıpkı onun gibi kolan yastığa gömdü. "Zamanlamayı nasıl bu kadar iyi yapabilirsin?"