part7

2.8K 107 47
                                    

Songül eve geldiğinde akşamüzeriydi. Çok yorgun ve bitkindi. Üzerini bile değiştirmeden öksüre öksüre kendini koltuğa attı. Çok soğuktu. Titriyordu. Üzerine hemen pikeyi örttü ve uyuklamaya başladı.

Bir iki saat sonra Sadi, Songül'ün evde olduğunu bildiği için zili çaldı. Kapıyı açan olmadı. Dışarı çıktığını düşünerek kendi kendine "Gez bakalım Songül Hanım. Nerede kimbilir? İnşallah yine bir belaya bulaşmamıştır." dedi ve kapıyı açtı. İçeri girdiğinde oturma odasının önünden geçerken koltukta yatan Songül'ü gördü. Gülümsedi. Tatlı bir ses tonu ile "Burada mısın?" dedi.

Songül'ün yanına gitti uyuduğnu görünce saçını okşadı. Birden Songül'ün alnının fazla sıcak olduğunu hissetti. Saçlarını çekip tekrar alnını yokladı. "Sen neden bu kadar sıcaksın, yanıyorsun." diye sayıkladı.
Songül uyanmıştı. Gözlerini yarım açarak, titrek bir ses tonu ile "S-sadi..." dedi.

Sadi telaşlı bir ses tonu ile "Çok ateşin var karamamba. Ne oldu sana?" dedi.
Songül sesi titreyerek kısık bir sesle "Yok bir şey... İyiyim bir kırgınlık var üzerimde." dedi ve öksürdü.
Sadi telaşla sesini yükseltti. "Ne kırgınlığı ya? Hastalıktan kırıyorsun. Şu benim eczaneden aldığım şeyler nerede? O kutunun içinde termometre vardı." dedi.

Songül kırık bir sesle "Bir şey yok Sadi... Dinlenirsem iyi olurum." dedi.
Sadi azarlar gibi bir sesle "Nerede Songül?" dedi.
Songül "Ya girişteki dolapta... Niye bu kadar abartıyorsun?" dedi.
Sadi hemen dolaba doğru gitti. Hemen dolabı açtı. Kutunun içindeki termometreyi ararken Songül "Ortalığı dağıtma!" diye seslendi.
Sadi gözlerini devirdi. Pes etmiş gibi yılgın bir sesle "Tamam karamamba." dedi. Kendi kendine Songül'ün duyamayacağı şekilde "Hastalıktan kırılıyor ama hala temizlik peşinde..." dedi.

Sadi termometreyi bulup hemen Songül'ün yanına gitti. İlk önce Songül'e sonra termometreye şöyle bir baktı. Nereden ölçüldüğünü bilmiyordu. Sadi "Şey... Ateşini nereden ölçebilirim." dedi.

Songül buruk bir gülümseme ile Sadi'ye baktı. Termometreyi alıp koltukaltına yerleştirdi. Biraz bekledi ve alıp Sadi'ye uzattı. Sadi termometreye baktı. Sesini yükselterek "39° mi? Bu çok yüksek." dedi. Telaşla "Hadi kalk doktora gidelim." dedi ve Songül'e destek olarak kaldırmaya çalıştı.

Songül sakinleştirmeye çalışıyor gibi bir sesle "Sadi bir şey yok. Birkaç gün dinlenirim geçer. Sorun yok. İyiyim ben. Doktora gitmeye gerek yok." dedi.
Sadi telaşlı telaşlı "Olmaz böyle... Hadi kalk." dedi.
Songül "Yok gerçekten iyiyim. Doktorların vaktini bir grip almayalım. Dinlendikten sonra iyi olmazsam, söz gideriz." dedi.

Sadi pes etmiş gibi omuzlarını düşürdüm. Yılgın bir sesle "Ben gidip nöbetçi bir eczane bulayım. Seni odana götüreyim mi?" dedi.

Songül "Yok... Gerek yok iyiyim burada." dedi.
Sadi "İki büklümsün olmaz." dedi ve kız daha ne olduğunu anlamadan, Songül'ü kucakladı. Songül neye uğradığını şaşırmıştı. Kıpırdanıp duruyordu. Tatlı bir ses tonu ile "Sadi... Ne yapıyorsun. Kendim giderdim." dedi.
Sadi gülümseyerek "Ben karımı hayatta hasta hasta yürütmem." dedi.
Songül "Yatak odasına da mı Sadi?" dedi.

Sadi durdu. İmalı imalı Songül'e baktı. "Özellikle oraya..." dedi.
Songül şaşkın şaşkın Sadi'ye baktı. Çok fesat düşünmüştü. Gerilmişti. Belki Sadi, bunu söylerken bu şekilde düşünmemişti. O kafada kurduğunu sanarken Sadi de onun şaşkınlığına gülümsüyordu.

Sadi, Songül'ü yatak odasına götürüp yatırdı. Üzerini de iyice örttü. Nazik bir ses tonu ile "Ne kadar sıcaklarsan sıcakla, sakın üzerini açma." dedi. Songül onaylar gibi kafasını salladı. Sadi "Canının istediği bir şey var mı?" dedi.
Songül kafasını yok anlamında kafasını sallayıp "Bir şey istemiyorum. Sağol." dedi.
Sadi, Songül'e yaklaşıp yüzünü okşadı. Ardından ilaç almak üzere yola çıktı.

İki Kişilik İkinci HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin