part13

4.3K 90 36
                                    

Güneş doğduğunda ilk önce Sadi uyandı. Kollarında uyuyan Songül'e baktı, saçını okşadı. Yaramaz bir çocuk gibi gözlerini kaydırarak, kendi kendine "Ne geceydi ama..." diye fısıldadı ve gülümseyip Songül'ü daha sıkı sardı.

Songül uyanmasın diye haraket etmeden yatıyordu. Songül uyanana kadar bu vaziyette kaldı.

Songül, uyanınca gülümseyerek Sadi'ye baktı. Parmağı ile Sadi'nin dudağına ve yüzündeki bazı yerlere dokunmaya başladı. Sadi gözlerini açmadan yorgun bir sesle "Yetmedi mi?" dedi. Songül şaşırmıştı.

Songül hayretle gözlerini iyice açtı ve Sadi gözlerini kırpıştırıp açtığında Songül aniden elini, Sadi'nin yüzünden çekti. "Sen uyumuyor muydun?" dedi ve utanarak yorganı, kafasına çekti. Sadi gülerek "Yok... Uyanmanı bekliyordum. Ne yapıyorsun sen? Niye çekindin ki? Dün gece böyle değildin." dedi ve yorganı, Songül'ün yüzünden çekmeye çalışıyordu.

Songül sesini yükselterek "Sus ya..." dedi ve yorgan ile yüzünü kapatmaya çalışıyordu. İkisi kıkırdaşarak boğuşmaya başladılar. Sadi yorganı, Songül'ün yüzünden çekerken, Songül de yüzünü kapatmaya çalışıyordu. Sadi, Songül'ü gıdıklamaya başladı. Songül gülerek, yorgun bir sesle "Sadi yapma ya... Sadi... Sadi..." diye sayıklıyordu.

Birden Songül'ün aklına bir şey geldi ve Sadi'nin tiki ile oynamaya başladı. Sadi "Bak... Karamambaya bak sen ya... Bırak..." gülerken bir yandan da azarlar gibi "Songül... Bak yapma..." diye sayıklıyordu.

Bir süre boğuştuktan sonra Sadi de gülümseyerek yorganı serçe, Songül'ün yüzünden çekti. Songül, Sadi'ye sımsıkı sarıldı ve kafasını Sadi'nin göğsüne yatırdı. Yorgan ile de kendi göğüslerini kapattı.

Sadi güldü, çekingen çekingen etrafına bakınan Songül'e bakarak "Günlük didişme rutimizi tamamladığımıza göre... Günaydın..." dedi.
Songül yorgun bir gülümseme ve yorgun bir sesle "Günaydın..." dedi.

Sadi derin bir nefes aldı. Yorgun bir sesle "Kahvaltı yapalım mı?" dedi.
Songül iyice sarılıp "Biraz daha böyle kalalım." dedi. Sadi de Songül'ün saçlarının kokusunu içine çekip kafasını öptü.
Sadi gülümsedi. "Dün gece yordum mu seni?" dedi. Songül ters ters bakınca "Olabilir canım... Gece boyunca kaç kere..." diye devam ederken Songül gözlerini, Sadi'ye dikip gülümsedi. Tavırlı bir ses tonu ile susturmak ister gibi "Sadi..." dedi.

Sadi tatlı tatlı bakıp, Songül'ün omzunu öptü.
Songül, o öperken kıkırdayıp, "Yapma." dedi.

Bir süre o şekilde yatıp dinlendikten sonra yumuşacık bir bakışla Sadi'nin yüzünü okşadı. Ricacı bir yüz ifadesi ile gözlerini kırpıştırdı. Sadi de anlamaya çalışır gibi Songül'e baktı. Songül tatlı bir ses tonu ile "Benim karnım acıktı...  Kahvaltı edelim mi?" dedi.
Sadi kafasını onaylar gibi salladı ve Songül'ün üzerine kapaklanıp öpmeye başladı.

Bir süre öptükten sonra kafasını biraz kaldırıp "Hadi kahvaltıdan önce tatlı bir şeyler atıştıralım." dedi. Songül'le tekrar sevişmek istiyordu.
Songül çekingen çekingen gözlerini kaçırıp kıkırdadı. Sadi'nin beline doğru kayan ellerini yakalayıp "Sadi... Dur ne yapıyorsun? Sabah sabah..." dedi ve tekrar güldü.

Sadi gülümseyerek "Bunun sabahı akşamı mı var? Biz balayında değil miyiz? İlişkimiz başladığından beri yapamadıklarımız için arayı kapatmamız lazım." dedi.

Songül şaşkın şaşkın, gözlerini iyice açıp gülmeye başladı. "Ne? Arayı kapatmamız gerek derken, ne kadar bir süreden bahsediyoruz?" dedi.
Sadi bilmiş bir havada "Resmiyette 5 yıllık evli değil miyiz? Arayı kapatmamız gereken süre de 5 yıl bence... Resmi kurumlara ve çevremize yalan mı söyleyelim." dedi.

İki Kişilik İkinci HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin