twenty

467 72 124
                                    

Dün bir bölüm daha atacaktım ama yetiştiremediğim için bugün iki bölümü birleştirerek atayım dedim. O yüzden bugünkü bölüm biraz uzun olacak^^

-

Telefonumu bir anda karşı koltuğa doğru fırlatıp soluk soluğa tavana baktım.

"Siktir, kendimi çok fena açık ettim yine. Ha siktir ya!"

Öfkeyle kendime bir tane vurup kırlentin altına kafamı soktum.

"Aptal Kakucho. Mal Kakucho. Salak Kakucho... Şimdi Chifuyu'nun evine nasıl gideceği... Bir dakika." Arkadaşlarımın başına geleni hatırlayıp ayağa kalktım.

"Ne olursa olsun arkadaşlarımın yanında olmayım. Izana Anonim'i seviyor fakat Kakucho'yu, yani beni sevmiyor. Bir şekilde ben olduğumu anlamaz. Acele etmem gerek!"

Kendi kendime kurduğum planlar ile hırkamı elime aldığımda telefonum çalmaya başladı.

"Neredesin sen lan?" Dedi Hakkai telefonu açtığım gibi.

"Geliyorum yoldayım."  Kapıyı ardımdan kapatarak hızlı hızlı koşmaya başladım.

-

Arkadaşımın dairesinin önünde durduğunda soluk soluğa kalmıştım. Evet, parasız pulsuz bir öğrenci olarak dolmuşa verecek param yok. Ne yapabilirim ki, bu utanılacak bir durum değil!

Ben orada öyle soluklanırken dışarıdan bir motor sesi gelmişti, çok yakınlarda durdu. Çok geçmeden apartmanın ana kapısı açıldı ve bizim oğlan, bütün endamını göstererek içeri girdi.

Her zamanki haliyleydi. Hafif çatık kaşları, beni görünce iyice çatılmıştı.

"Sen..." Dedi yanıma gelerek.

"Takemichi benim arkadaşım..."

Kafasını salladı. Kahretsin neden bu kadar uysal?! 

Sakin, Kaku. Bak bir şey çakmıyor.

Ben öyle desem de hala kaşlarının çatık olması ve bana bakması beni geriyordu.

Sonunda kapıya vurmayı akıl ettiğimde çok geçmeden Chifuyu, kıpkırmızı suratı ile kapıyı bize açtı.

"Koşun, odama!"

Izana ve ben gayet birlikte gelmişiz gibi rahattı. O, odasına doğru ilerlerken ayakkabılarımızı çıkardık ve onun odasına doğru ilerledik.

İtiraf etmeliyim ki kapıyı açtığımda böyle bir manzara beklemiyordum. Chifuyu'nun suratının kızarmasının sebebini kendisini zorladığına yormuştum fakat öyle değildi. Adam gülmemek için kendini zor tutuyordu.

Hakkai duvara yaslanmış, müthiş mimarlık ve inşaatçılık bilgilerini ortaya dökerek parmaklarını sallaya sallaya plan yapıyordu.

Chifuyu, sabunlu ellerini borulara sürüyordu, belki ikisi de kaygan demirlerden kafasını çıkartabilir umudu vardı.

En komiği kıçlarını bize dönmüş, ayakta duran ve yan yana, kafaları pencerenin dışında kalan Baji ve Takemichi'nin ortasında popolarını davul gibi kullanan Mikey ve ağzı ile tuhaf müzikler yapan Draken'di. Adamlar eğlenceden anlıyordu.

Ortamı gördüğümde bir anlık gülmemek için kendimi sıktım, gırtlağımdan tuhaf bir ses çıktı. Izana sesten dolayı bana dönmüştü. O gayet ciddi bakıyordu. Bir iki göz kırpıştırmanın ardından tekrar çocuklara döndü.

"Ya Mikey, sikicem şimdi ecdadını. Bırak lan götümü!"

"Mikey-kun. Biz burada böyle mahsur kalmışken popolarımızı davul niyetine kullanman hiç hoş değil. Üzgünüm ama mabadım uyuştu artık. Daha önce bu kadar şaplak yediğimi hatırlamıyorum."

Pretty Boy, izakaku✓Where stories live. Discover now