Sondan önce

1.2K 98 21
                                    

-Cengiz-


"Ne iyi ettik de geldik be buraya. Yaşa be Gürkan." gülümseyerek Mustafa'ya baktım. Cidden bir lanet vardı herhalde üzerinde bu Gürkan'ın.

"Abant deyip de bizi bu elit semte getirdiğin için ne kadar teşekkür etsek az." kahkahalar eşliğinde herkesin kadehi havalandı.

"Ulan piç, ben ne bileyim çocuğun iş görüşmesi olacağını. Bana ne bok atıyorsun?"

"Lan ne bok atması sana. Beylikdüzü'nde oturmuş rakı içiyoruz. Herkese nasip olmaz sonuçta." Beylikdüzü tarafında yaşayan kuzeninin taşınma işi çıkınca ve çocuğun da iş görüşmesi için acil Ankara'ya gitmesi gerekince bizim tüm plan iptal olmuştu.

Abant'a gitmek dursun, bir de çocuğun evini taşımış, yerleştirmiş ve şimdi de oturmuş bulduğumuz izbe bir kebapçıda rakı içiyorduk.

"Abi üstüne gitme çocuğun." Gürkan'ın bakışları yumuşamış, umutla konuşmasına devam etmesi için Erdal'a bakıyordu.

"Bunun Şırnak'ta görevde bir kuzeni daha var. Anladınız siz."

"Allah da senin belanı versin." Gürkan kadehini yalnızca beddua ettiği Erdal'ın elindeki kadehe vurup, rakıyı yarısına kadar midesine indirdi.


Başka zaman olsa, yamacımda değil de karşımda oturduğu için ona kızardım. Ama şimdi otuz iki diş sırıtarak arkadaşlarımıza baktığını gördükçe benim de keyfim artıyordu.

"Ne hödük heriflersiniz lan. Neyi varmış semtin? Pis burjuvalar." Süha ağzına götürmek üzere olduğu eriği Simay'ın kafasına fırlattı. Tam alnına denk gelip kucağına düştüğü anda da anırarak gülmeye başladı. "Kızım sen ev arıyordun hazır. O zaman, neydi lan senin piç kuzenin adı?"

"Süha, siktirtme belanı, ağzını topla." Gürkan elindeki çatalı sallayarak konuşsa da gülümsüyordu.

"Ulan neydi bunun piç kuzeninin adı?"

"Ferit." diye cevap veren benimkiydi. Bir de suç işlemiş gibi kirpiklerinin altından Gürkan'a bakarken gülmemek için kendini zor tuttuğu da her halinden belliydi.

"Süha bunu ne tarafından almak istersin?" Simay elindeki eriği parmaklarının arasında çevirerek delici bakışlarını Süha'ya gönderiyordu. Masada tam bir cümbüş vardı yani.

"Tamam kızım sakin ol. Bak Ferit'in yan dairesi boşalacakmış, o teyze, karının adı neydi lan?"

"Of Süha, sadede gel amına koyayım." Erdal'a da bir erik salladıktan sonra kendince sadede geldi.

"Neyse işte karı dedi ya, yandaki daire boşalacakmış. Hem başında bir erkek olur. Seni oraya taşıyalım."

"Erkeğini de başını da sikerim senin." diye ayaklanan Simay aslında yarı sarhoştu. Mehmet onu kolundan tutup tekrar oturttu.

"Ne oldu kanka, semti beğenmiyor musun?"

"Ne alakası var sayın göt?"

"E tamam o zaman, Güro sen konuş teyzeyle, bak kiracı bulduk." Gürkan konu ondan ve dolayısıyla Abant meselesinden uzaklaştığı için mutluydu sanırım. Kadehini kaldırıp masada boş yapan tüm arkadaşlarımızın gözlerinin içine bakarak keyifle sırıttı. "Ulan adamsınız lan hepiniz. Adam! Adam!" dedi dili yarı sürçerek. Berrin'den gelen öhem ve boğaz temizleme seslerine göz devirerek yine de devam etti. "Arkadaşlığımıza kankalar. Ayrıca ben arkadaşımı Bulgaristan sınırına yollamam." deyip en son Simay'ın kadehine vurdu.


-


"Şöyle kaysan ya." iyice köşeye çekilip göğsümü ona doğru çevirdim. Dikiz aynasından bize bir iki bakış atan şoföre attığım ters bakışlar da işe yaramıştı ki artık olması gerektiği gibi gözlerini yoldan çekmiyordu.

A College DramaWhere stories live. Discover now