{2}

6 0 0
                                    

"Neden, mafya falanlar mı?" diye sordum alayla kahvemden ilk yudumumu alarak.

"Bilmem. Şu kahverengi saçlı, kahverengi gözlü olan, sınıfa girdiklerinde en önde olan çocuk vardı ya. İşte o tayfanın başı Ateş. Diğerlerini okul çıkışı detaylı olarak konuşuruz." dedi Sera. Çetenin masasına baktım. Ateş'i şimdi hatırlamıştım. Ateş oydu. Ateş... Ateş dün gece bana çarpmak üzere olan kişiydi.

"Eee Gugu'ya geri dönecek misin?" diyerek konuyu değiştirdi. Evet anlamında kafamı salladım. "Ay, hayırlı olsun!" dedi sevinçle.

"Teşekkürler." diyerek gülümsedim. Sera da bana gülümsedi.

Zil çalına kadar oturup magazin ile ilgili konuştuk, zil çalınca da başka çaremiz olmadığı için sınıfa çıktık.

***

Öğle tatilinin geldiğini belirten zil şükür ki sonunda çalmıştı. Eşyalarımızı toplayıp Sera ile kantine indik. İki tane karışık tost ve ayran alıp bir masaya oturduk. Gündem, magazin falan konuşup yemeklerimizi yedik. Tabii arada kısa kısa videolar da çekmiştim.

''Yolumuza taş koymadan duramıyorlar.

Seni beni ele layık görüyorlar.

Bize doğruyu söylemiyorlar Sevgilim.''

Tostum ve ayranım bitince uzun süredir aklıma takılan şarkıyı mırıldandım. Sen en iyisi bu şarkıyı dinle, yoksa daha çok aklına takılır.  Dinleyeceğim zaten iç ses, sen sıkıntı etme.

Canım aşırı derecede kahve çekmişti, bu nedenle ''Kahve alalım mı?'' diye sordum Sera'ya.

''Alalım.'' diye cevap verdi . Ayağa kalktım. Sera da peşimden kalktı.

"Ben kahveleri alayım, sende çikolataları alayım. Olur mu?'' diye sordum. Çikolata nereden çıktı? Ne bileyim, canım çekti. Sera olur anlamında başını sallayınca ben kahvelerin olduğu yere gidip kahve aldım, ardımdan da masaya oturdum. Sera da çikolataların olduğu yere gidip çikolataları alıp masaya geldi. 

Biraz daha konuşup sınıfa çıktık. Sınıfa adımımızı attığımız anda ders zili çalmıştı, ne ballıyız ama. Sıramıza oturduk. Ders matematikti. Ders kitabını, defterimi sıramın üzerine koydum. Matematiğim ne iyiydi, ne kötüydü. Kısacası ortaydı. Sınıfa bizden sonra Ateşler girdiler. Onlardan sonra da diğerleri girdiler. Öğretmenler zili çaldıktan bir iki dakika sonra hoca sınıfa girdi.

''Çocuklar bugün test çözeceksiniz.'' dedi hoca. Hoca dalga geçiyor olmalıydı herhalde. Okulun ilk gününden matematik testi mi çözecektik. Az önce söylediğim "Ballıyız" kelimesini geri alıyoruz. Galiba hocanın kafası güzel. Matematik hocalarının kafa sadece matematiğe çalışıyor, başka şeylere çalışmıyor, tabii istisnalar var ve onlar dünyanın en kral insanları.

''Hocam bir soru sorabilir miyim?'' dedi sınıftan bir kız.

''Tabii, sor bakalım'' diyerek cevap verdi hoca.

''Hocam tatilde zayıflamışsınız. Acaba hangi diyeti yaptınız?'' dedi kız. Ne yapacaksın lan sana ne. Seni ilgilendiriyor mu? Yooo, ilgilendirmiyor. Bu da seni ilgilendirmiyor iç ses. Sus be!

"Veganım ben." dedi hoca.

''Et yemeden nasıl duruyorsunuz? Et yenmez mi?'' dedi kız. Galiba dersi kaynatmaya çalışıyordu.

''Ben yiyemem yani istesem de yiyemiyorum. Kokusu hoşuma gitmiyor. Ama bu aralar doktorumun söylemesiyle tavuk eti ve balık yiyorum.'' dedi hoca.

''Hocam siz hamburger, pizza, sucuklu yumurta, köfte de mi yemiyorsunuz?'' dedi kız.

Kafamın İçindeki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin