51. Düğünümüz var 👰 🤵

1.3K 70 28
                                    

"Kınayı yakmışlar gelineeeeeeee.
Hazırlanmış gidiyor evineeeeeee.
Başında al yazması vaaaaaarr.
Ağlıyor bakmayın yüzüneeeee."

Allem ettik, kallem ettik, sonunda Cevatı ikna ettik ey dostlar. "Sezin bak zaten gerginim.
Söyleme kızım şu şarkıyı. Bak delleniyorum!
Bak benim adanalı damarım tutuyor!
Bak gider amcanı boğazdan aşağıya sarkıtırım! Beni deli etmeyin ortalığın amına koyarım! Geliyorlar, annemi aldılar. Sizin gibi sülaleyi sikeyim! Ahh nene, ahh nene!
Nasıl verdin anamı o pezevenge nene!
Ama o Aysun var ya, o Aysun. Hepsi onun başının altından çıktı. Geldi beni etkisi altına aldı,büyüledi. Hayır bi'de kanıma giriyor, bugünün yarını var diyor. Sıra bize gelecek diyor. Babam inatçı adama kız vermez diyor.
Şırdan, kokoreç felan getirin bana sakinleşmem lazım. Acılı şalgam bulun.
Beni konuşturmayın işte yapın bir şeyler.
Kafamı dağıtın, dağıtın ki ben gidip amcanı öldürmeyeyim."

Mini su yeşili elbisemi çekiştirip mufataktan tavayı alıp Cevatın başına dikildim.
"Günün sonunda seni imha etmem gerekse bile bu düğün olacak O kadar!
Hele bir devam et, hele ağzını açıp o kadının canını sık, hele amcama tek bir laf et, o zaman bu tavayı senin kafana geçiririm!"

"Şuan beni sinirlendirmek yerine sakinleştirmen gerekmiyor mu geri zekalı?"

"Çok mantıklı lan." en iyisi onu daha fazla sık boğaz etmemekti. Berna elinde gofret kemirerek pencereden aşağıya bakıyordu.
Aklı sıra Çağları kesiyor ben bilmiyor muyum sanki. Fuşya rengi bir tuvalet giymişti. Sarı saçları su dalgası modeli verilmiş, çok sade ama duru bir makyaj yapmışlardı ona. Ben ise artık nerdeyse alıştığım, ara ara eski halime geri mi dönsem dediğim siyah saçlarımı dümdüz bir fon çekmiştim. Elbisem olabildiğince miniydi. İncecik bacaklarımı örten fırfırlı eteklerim çok hoşuma gitmişti. Ben de göz makyajımı sade tutup dudaklarıma şeftali ve kırmızı tonlarının karşımı bir ruj sürmüştüm.

Akça, Ben bu evin beyiyim, siyahların efendisiyim edasında giydiği simsiyah takım elbiseyle olağanüstüydü.
Saçları özenle taranmış, şık kol saati takılmış, güzel kokular sürülmüş.
Vay anam vay. Adamı tutup kolundan nikah dairesine götüresim var.
Yıldırım lacivert takım elbisesinin içinde soyadım gibi Sarsılmaz duyuyordu, yani yarım saat öncesine kadar.

Zira ben bunları barıştığım günün şarap çanağıma ishal olup cıvık sıçmak istiyorum.
Bir haftadır her gece, her gece alemlere akıyorlar. Yok bilmem dağının eteklerinde, yok bilmem barın tepesinde, yok anam tuvalette, mezar bulsalar mezarlığın içinde bile içecekler. o yüzden şuan birbirinin kafaları tokuşmuş, vestiyerin yanındaki ikili koltukta sızmışlardı.

Lan ben bu kadar giyinmişim değil mi?
Az bir bak bana, belki biri beni kaçıracak be adam. "Şalgam getirin diyorum acılı olsun."
Berna dolabı açıp büyük boy acılı şalgamı abisinin eline tutuşturdu."Damacana seni anca doyurur ama bunla idare ediver artık."

Kardeşine ters bir bakış attıp elindeki şişeyi başına dikti. Üç çocukla ortada kalmış bir hali vardı garibanın. Aysun elinde bir dürümle Cevatın yanına gidip oturdu.
"Erkeğime adana kebabı getirdim." Cevatın gözlerindeki parıltı, bir çocuğun uzun zaman sonra istediği oluncağın alınmasıyla aynıydı.

"Sana ölürüm ha." diyerek Aysunun yanağına sulu bir öpücük bıraktı.

Sevgilisi gibi kendisi de siyahlara bürünmüştü. Bunda elbetteki Milanolu maçonun payı vardı.

"Yastayız gülüm, ona göre giyin sende." demişti. Bu çocuk ne zaman büyüyecekti kim bilir. Sonunda odanın kapısı açılmış, Ceyda teyzem balık model bembeyaz gelinliğiyle gözler önündeydi. Uzun kollarını sadece ince işçikle yapılmış danteler süslüyordu.
Çok açık olmasa da göğüs dekoltesi vardı.

Oksijen Hırsızı/Yarı Texting/+18Where stories live. Discover now