8-Hangisi Sensin?

606 89 119
                                    

"Efe hoşgeldin kardeşim. " Dewran ateşin başındaki muhabbetini bölerek, Korhan'ın hemen yanında oturan arkadaşına doğru kollarını açarak yürüdü. Çocukluk arkadaşına sıkıca sarılıp sırtını sıvazlarken, aynı zamanda hemen karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu."Gelmeyeceğim demiştin dostum ama iyi yaptın geldin. Uzun zamandır doğru düzgün oturup konuşamıyorduk. " Korhan'ın elâlarını üzerinde hissetse de aldırmadan Efe'yle samimi bakışlarla konuşmaya devam ediyordu.

"Gelmeyecektim ama Rezan baba yokluğumu fark edince aradı ısrar etti. Korhan hocanın da burada olduğunu duyunca geleyim dedim. "
Korhan,henüz iki gündür tanıştığı çocuğun neden böyle bir sebeple burada olduğunu sorgulamadı. Daha doğrusu adeti olduğu üzere, kendisi için bir anlam ifade etmeyen herkese yaptığı gibi umursamamayı seçti. Onun aksine Dewran ise sorgular bakışlarını arkadaşının yüzünde gezdiriyordu. Efe'nin ,Korhan'a attığı kaçamak bakışları yakalarken, sırıtarak döndü arkadaşına. "Korhan beyle aynı kazı ekibindeymişsin, nasıl çalışıyorsun oğlum bu ukala herifle? " Korhan'ın duymayacağına emin olduğu bir tonda fısıltıyla konuşuyordu. Az önce yaşadığı tartışmanın aynısını yeniden yaşamaya hiç niyeti yoktu.

"Ukala falan ama acayip biri oğlum. Zaten kazı dünyasından adını çok duymuştum,hayran olmamak mümkün değil. Adam bu işin Pîrî yaa!" Efe hayran bakışlarını yeniden Korhan'a çevirirken, Dewran duyduğu şeylerden rahatsız olmuş gibi dudaklarının içini yiyordu. "Bir dakika yaa, sen beraber çalıştığımızı nereden öğrendin ki? Dün bir bugün iki. Kimse bilmiyordu! "
Şaşkın bakışlarını kahvelere çeviren Efe, Göbeklitepe'deki ekibe katıldığını kimseye söylemediğine emindi. Kazı ekibiyle çalışacakları belli olalı daha bir hafta olmuş ya da olmamıştı.

"Sen bahsettin ya oğlum geçen gün. Valiliğin önünde karşılaştığımızda, evrak işlerini hallediyorum az kaldı dedin. " Elleriyle omzuna vurup, aptal der gibi bakarken, Efe hala o günü hatırlamaya çalışıyordu. "Öyle mi lan! Unutmuşum ben. Kafa gidip geliyor ben de bazen. " Gülerek Dewran'ın omuzundaki ellerine bir iki sesli tokat atıp indirdi.

Korhan, bir taraftan ikilinin şakalaşmasına bakıyor diğer taraftan meraklı mahalle amcalarına yaptığı işi anlatmaya çalışıyordu. Burada ne aradığını içten içe sorgularken buldu kendini. Sevmediği, uzak durmak istediği ortamın içine sorgusuz sualsiz , sırf Dewran'a geliyorum demek için girmişti. 'Bu küçük için bakalım daha ne kadar taviz vereceğim kendimden! 'diye söylendi içinden. Rezan bey Korhan'ın bu halini fark etmiş olacak ki,rahatsız olduğu yüzündeki ifadeden belli olan adama çevirdi bakışlarını. "Korhan bey, sıkıldın galiba. Bunalttılar seni tabi sorularıyla. Kusura bakma."

Bunalmış olduğu gerçeğini bir kenara bırakarak, kendi isteğiyle gelmeyi kabul ettiği bu ortamdan şikayet edecek hali yoktu elbette. Rezan Bey'e hayır der gibi kafasını sallayarak, "Yok ne münasebet. Rahatsız olmak demeyelim de alışkın değilim böyle ortamlara diyelim. Onun tedirginliği bu, siz üzerinize alınmayın. "

Rezan baba dostça yanındaki adamın sırtını sıvazlayıp, anladım der gibi onayladıktan sonra hareketlenen kalabalığa döndü. Gelenek olduğu üzere gül ağacına dilek asma ritüelini yapmanın zamanı gelmiş, ahali heyecanlanıp ezanla beraber ayaklanmıştı. "Korhan bey, siz bilmezsiniz belki ben açıklayayım. Ezanla beraber kalkıp gül ağacının yanına gideceğiz. Herkes dileğini dala asacak. Buyrun siz de gelin, isterseniz bizim gibi siz de dileğinizi asabilirsiniz. "

Korhan bakışlarını karşısında oturan Dewran'a döndürdüğünde, kahvelerin de onu izlediğini fark etti. Gözlerini çekmeden, yanındaki adama "tamam" dedi sandalyesini itip ayaklanırken.

"Dewran,oğlum sen Ali amcanın koluna gir, o şimdi tek başına kalkıp yürüyemez. " Babasının lafı biter bitmez hızlı adımlarla masanın başında oturan yaşlı adamın yanına adımlayarak, yavaşça koluna girdi Dewran. " Ali amcam hadi dilek dileyeceğiz, kaldıralım seni."Ali amcadan aldığı onayla, hemen yanında duran bastonunu eline verip, sakince oturduğu yerden kaldırdı. Korhan, koluna girdiği adamla yavaşça önden giden Dewran'ın ona sadece yatakta gösterdiği uysal halini uzunca gözlerini ayırmadan izledi. Zira onu böyle görmek kırk yılda bir olan doğa olayı gibiydi. Yüzüne engel olamadığı hafif bir tebessüm hali gelip yerleşirken, Korhan iç geçirerek akşamın karanlığında kumral saçların rüzgarla dağılışını seyrediyordu. İçinde birbirine oldukça ters iki insan barındırıyor gibiydi bu küçük. İstediğinde çok uysal, istemediğinde ise dünyanın en asi insanı olabiliyordu.

Yaralı Şifacı(BxB) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora