İkimizde nefessiz kalmıştık ama ayrılmak istemiyorduk. Bir kaç saliseliğine ayrılıp nefes aldık ve öpüşmeye devam ettik. Hayatımda deneyimlediğim en iyi his Hyunjin'in dudaklarıydı. Kıpkırmızı ve dolgun dudakları benimkiler için yaratılmıştı adeta.
Yıllardır birbirimize aç olduğunuz için dakikalarca öpüştük. Sonunda birbirimizden ayrılmıştık. Gözlerimin içine bakıyordu Hyunjin. Ben ise kızaran dudaklarına. Arada bir gözüne bakıyordum ama utandığım için hemen dudaklarına bakmaya başlıyordum. Elini yanağıma koyfuğunda gözlerine bakmaya başlamıştım.
"Senin için yanıyorum Felix."
Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Sessizce gözlerine bakıyordum. Konuşma cesaretim yoktu. Sadece boynuna sarıldım. Onun yabında huzur buluyordum. Bunu sonunda anlamıştım.
"Beni bırakma Hyunjin"
"Bırakmam Lixie. Gerekirse ellerimi sana kelepçelerim "
Ona sıkıca sarılmıştım. Kalçamda iki el hissettim. Birden boyum uzadı. Sonradan anladım ki Hyunjin'in beni kucağına almış. Kapıyı açtı ve dışarı çıktık. Beni arabasına bindirdi.
"Bu gecelik sizi çalıyorum beyfendi"
Dediği üstüne minik bir kahkaha attım. Nereye gitçeğimizi bilemiyordum. Oldukça geniş bir apartmanın önünde durduk . Kesin aşırı pahallıydı. Arabadan indi ve kapımı açıp elini uzattı. Nazikçe elini tutup arabadan çıktım. Beni asansöre götürdü. En üst kata çıktık. Hyunjin kapıyı açtı ve beni içeri davet etti. Ev triplex ve moderndi. Elimden tutup beni kendine çekti Hyunjin. Belimden sarıldı bana. Bende boynuna sarıldım.
(En uygun bu foto vardı bende sorry)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ellerini dudaklarımda gezdiriyordu ve dikkatle dudaklarımı izliyordu. Gülümsedim ve sakince öptüm ıslak dudaklarını. O sırada bacaklarımda hissettiğim eller beni Hyunjin'in kucağına çekiyordu. Bacaklarımı kavramıştı ben ise düşmemek için boynuna sarılıyordum. O sırada Hyunjin beni odasına götürmüştü. Beni nazikçe yatağa bırakmıştı. Göz kırptı.
"Bekle beni burda hemen gelcem prensesim"
"Tamamdır beyaz atlı prensim"
İkimizde kahkaha atmıştık ve hyunjin odadan çıkmıştı. Bende yataktan kalkmadan tavanı izliyordum. Hayatım bir gilm şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Anılarım , kırgınlıklarım , kavgalarım , arkadaşlarım ve Hyunjin.... Şu anda Hyunjin'in evindeki Hyunjin'in odasındaki Hyunjin kokan Hyunjinin yatağında olduğuma inanamıyordum. Sanki bir rüyadaymışım gibiydi. O sırada Hyunjin odaya girdi. Elindekileri görünce çok olmuştum. Tabii yanaklarımda kızarmıştı utançtan. Yavaşça bana yaklaştı.
"Bu elimdekilerin hepsini harcıyacağız"
Bana göz kırpmasıyla beraber sesli bir şekilde yutkunmuştum. Sert bir gece olacaktı.
