BEDEN DİLİ VE YÜZ OKUMA SANATI, MİKRO MİMİKLER.

Beden dili tarihi gelişimi

Şimdi sizlere, kökü SÜMERLER"e dayanan kadim bir sanattan bahsetmek istiyorum.
Beden dili ve yüz okuma, yani fizyonomi ilminin Türk'lerin ataları olan Sümerler den geldiğini anlatacağım...
Kendi alanımın önemli bir yerini kapladığı için akademik olarak yayınlarımın çoğunda da bu konu yer kaplar...
Fizyonomistlerin bir kısmı Çin kültürü olduğunu savunsalar da, Sümerler'den alınan beden dili ve yüz okuma ilmi, Çin'de ilk doktorlar tarafından kullanılmıştır, şöyle ki kadınlara erkekler tarafından dokunulmasi yasak olduğu dönemlerde doktora giden bir bayan onun karşısına uzanır ve doktor da, bayanın yuz hatlarından, renginden, çizgilerden tanı koymaya çalışırdı! Bu zamanla yüz ve beden çizgilerinin meridyenlere, maddelere dönüşmesi, hatta yüzümüzdeki
Çizgilere denk gelen meridyenlerin iç organlarımıza kadar işaretler verdiği modern tıpta da ispatları geçerliliğini koruyor..
Atalarımızdan alınan temel bilgiler ile geliştirilip fizyolojiye aktarılan bu kadim kültürün gelismesine katkı katkı sağlaması vesilesiyle kadim Çin yüz okuma sanati olarak günümüze kadar gelmesine sebep oldu...

Atalarımız dopdolu potasiyelde medeniyetlerin öncüsü lider bireylerdi, bu sebeple,
Tüm halkları kardeşçe kucaklayan Bir liği Vahdeti kucaklayan Atalarımız
Türk kelimesinin altında çok derin ummanlar yattigini Tekâmülünü kuvvetlendiren insanın kuvvetli bir Zat a dönüşürken atalarından aldığı fiiller ile de insanın evren, evrenin insan olduğuna işaret etmişlerdir.
Bu sebepledir ki Mustafa Kemal Atatürk "Bir Türk Dünya'ya bedeldir" cumlesini kurmuştur.

Konumuza dönecek olursam

Sümerler matematik ve geometrinin
temellerini atmışlardır. (Dört işlemi bulmuşlar, dairenin alanını hesaplamışlar, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır.) Sümerler astronomide de gelişmişlerdir. Burçları ilk Sümerler bulmuştur ve günümüze değin gelirken, Çin'de doğduğu düşünülen bu ilmin aslında astrolojinin temellerinin atıldığı, beden dili ve yuz okuma, geleneginin, Sümerler den miras olduğu anlaşılıyor...

Bununla beraber yazının keşfi, sulama, ve baraj insaatlariyla, şehirlesme girişimleriyle birlikte
artıklı ve doğru bir takvim kullanmışlar, bir ayı 30, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır. Ayrıca Güneş saatini icat etmişlerdir. Dünyada ilk kez ay yılı hesabına dayanan takvimi Sümerler bulmuşlardır.
Şimdi İNSAN SARRAFI OLDUK deyiminin taa Sümerler den, atalarımızdan almış olduğumuzu daha da iyi kaniksamis oluyoruz....