11

1K 53 98
                                    

"Sen ne dediğinin farkında mısın?"

"Biliyorum, istediğim şey çok zor ama... çocuklarımız için Haeun."

"Senin oğlun benim kızımı yıllardır kandırıyor ve sen karşıma geçmiş bunu kızımdan saklamamı mı istiyorsun?!"

Benden istediği şeyin farkında mıydı acaba? Yıllar sonra karşıma bunun için mi çıkmıştı?

"Saklamak değil, elbette söyleyeceğiz ama bu durumda öğrenmemesi lazım. Oğlumu kandırdılar Haeun, senden istediğim ben bu durumu açığa çıkarana kadar Hina'yı bir süre yanına çağırman."

"Sen kesinlikle benden ne istediğinin farkında değilsin. Benim kızım bu rezilliği hemen öğrenecek ve senin o oğlundan ayrılacak."

"Haeun yapma, lütfen. Ben çocuklarımızın geleceği olsun diye yardım istemeye geldim."

Telefonumu elime aldığımda qyağa kalkarak bir adım atıp söylediğinde elimle durmasını göstererek geriye çekildim.

"Yalanlarla dolu olan bir ilişkinin geleceği olamaz Jung. Bunu sende çok iyi biliyorsun."

Diyerek zamanında bana söylediği yalanları ima ederek yüzüne vurmuştum. Ne dediğimi anlamış gibi bakışlarını çekip, yutkundu.

"Kızımın annesiyle aynı şeyleri yaşamasına daha fazla izin vermeyeceğim. Zaten Jungkook'un senin oğlun olduğunu öğrendiğimde bu ilişkiye karşı çıkmak istedim,. Ama Hina o kadar aşıktı ki yapamadım, bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız ödemesin dedim, sustum. Ancak keşke yapsaydım, o zaman şimdi duyacaklarıyla yaşadığı acıyı çekmezdi."

"Haeun, bak lütfen, böyle olmak zorunda değil. Jungkook bu evliliği hiç istemedi, şimdi de o kız yanında tutmak için bebek üzerinden tuzak kuruyor oğluma."

"Bebek mi? Kız bir de hamile mi?"

Ağzından kaçırdığı şeyin farkında olmadan söylediğinde verdiğim tepkiyle şoka uğradı. Bu sessizlikten her şeyi anlamıştım. Babasının bir zamanlar bana yaptığını şimdi oğlu aynısını kızıma yapmıştı, ama ben buna daha fazla müsaade etmeyeceğim.

Telefondan Hina'nın numarasını çevirdiğimde titreyen ellerimle kulağıma götürdüm.

"Yemin ederim düşündüğün gibi değil Haeun. Lütfen aramadan önce beni bir dinle?"

"Neyini dinleyeceğim senin. Zamanında sen benim, şimdi oğlun kızımın hayatını mahvetmeye çalışıyor ama ben buna izin vermeyeceğim."

Hina telefonu açmayınca aklıma ameliyata gireceğim demesiyle sıkıntılı bir nefesle telefonu kapattım. Belki de açmaması daha iyiydi. Böyle bir şeyin telefonla değil yüz yüzeyken ona anlatmalıydım.

"Lütfen beni bir dinle. Düşündüğün gibi değil diyorum."

Sesini duymamla hızla kapıya ilerleyip kapıyı açarak işaret parmağımı dışarıya doğrulttum.

"Çık evimden!"

"Haeun?!"

"Çık dedim sana!"

Bağırmamla daha fazla bir şey söylemeden evden yavaşça çıktığında kapıyı sert bir şekilde yüzüne kapattım.

Bu gece Hina'ya neler söyleyeceğimi düşünüp yarın bu işi halletmeliydim. Kızımı üzmelerine daha fazla izin vermeyeceğim.

_____

Hina'nın kapısını bir kere çalıp cevap vermesini beklemeden içeri girdiğimde şaşkınlıkla bana baktı.

"Anne?"

To Lose | Jeon Jungkook Where stories live. Discover now