XIX.

53K 3.5K 451
                                    

Herkese Merhaba !!

Yeni bölüm ile karşınızdayım efendim. Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz de çok sevinirim 💖

Keyifli okumlar dilerim...❤️

Kararsız kalmak

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.





Kararsız kalmak... Kendimi en zayıf hissettiğim anlardan biri belki de en büyüğüydü. Beynim sanki ikiye ayrılmış, bir tarafı onu yap diğer tarafı da hayır bunu yap diyordu o anlarda. İkisini de ben diyordum, ama kimi dinleyeceğime bir türlü karar veremiyordum.

Özellikle de biriyle istişare edilemeyecek kadar özel hissettiğiniz bir konuysa bu kararsızlık, insana hissettirdiği tek şeydi çaresizlik oluyordu... Ne kadar özgür olursam olayım, o karar aşamasında elim ayağım bağlı gibi, özgürlüğümü kendi ellerimle teslim etmiş gibi hissediyordum. Dibine kadar çaresiz...

Net olamamak, ne istediğini bilmemekti insanı kararsızlığa sürükleyen. Her daim bir yolda, çizgisini bozmadan ilerleyenlere ne kadar imrensem de her anında kararsızlık yaşayan benim için oldukça ütopik bir hayaldi öyle biri olmak. Şu saatten sonra ne kadar çabalasam da olmayacağı, gerçekleşmeyeceği belli bir şeydi.

Kararsızlığa hiç düşmeyen insan tabii ki yoktur bana göre şu koca dünyada. Elbet düşer insan o dipsiz kuyunun içine. Belki bir gün, belki her gün... Önemli olan neden ve niçin düştüğüdür insanın. Önemli olan sorudur, neden saatlerdir kararsız kaldığının sorusu... Bir çift ayakkabı için mi düşer insan o dipsiz kör kuyuya yoksa hayatını etkileyecek bir kararın yüzü suyu hürmetine mi boğulur o karanlıkta...

Bendeniz ise, elimde cep telefonu... Okulun boş koridordunda, topuklu botlarımın çıkardığı sesi göz ardı ederek volta atıyordum. Attığım her adımda içine düştüğüm kararsızlık çukurundan çıkmak için debeleniyordum. Saatlerdir kör kuyudaydım. Kimileri için belki saniyelik bir karar aşaması olsa da zihnimi bulandıran çelişki, benim için saatlere eş değerdi.

Benim bu çukura düşmemin sebebi, Devran Korzade'yi arayıp aramamak hususundaydı. Bir yanım ara, neredeyse iki hafta olacak, araştırmayacaksan araştırma kardeşim diye ona çıkışmak isterken; öbür yanım da otur oturduğun yerde, adam araştıracağım dedi kolay mı öyle biri hakkında bilgi almak, az daha sabret diyordu.

Sadece fikirlerim değil içimde bağıran sesler de, beni oluşturan karakterim de kararsızlıktan muzdaripti.

Asıl aklıma takılan, beni bu kör kuyularda kararsızlık içinde çırpındıran konu ablamdı. Armızda o günkü konuşmadan beri bu konu hiç açılmamıştı. Açmak istediğim zaman yollarımı tıkıyor, beni aklımda dolanan tilkilerle bir başıma bırakıyordu.

Liseli ergenler gibi kiminle, nereye gittiğini yalan söylüyordu. O Gamzelerin Okan olduğunu, o ek nöbetlerin de akşam yemeği olduğunu bilmeyecek kadar saf mı görünüyordum dışarıdan bilemiyordum. Ama bozmuyordum bu küçük, pembe yalanlarını... Oyununa sonuna kadar ayak uyduruyordum. Eğer bir gün karşısına tekrar dikilecek olursam, aynı tepkide, aynı şekilde sessiz kalamazdım. Düşüncelerimi, onu kıracağımı üzeceğimi bilerek söylememezlik yapmazdım. Olay nereye giderdi bilmeden açardım ağzımı yumardım gözümü.

Şefkat ÖğretmeniWhere stories live. Discover now