XL

53.7K 3.6K 564
                                    

Herkese kocaman merhaba !

Bu bölümü ayrı bi sevdim çünkü 40, roma rakamında XL demekmiş. Bedenimi temsil ettiği için yeri bende özel 🥲 Ben, göbüşüm ve basenlerim ile güzelim diyorum. Yazarınızı böyle sevin 🥹

Ardından bölümümüz emrinize amade 🥰 Tatlış tatlış bi şey olsun dedim umarım olmuştur💖 Şahsen hiç çocuk sevmeyen ben, yeni yeni sevmeye başladım. Kafam karışabilir, yanlış hamleler yapabilirim hazır olalım 🥹

Şaka bir yana umarım bölümü beğenirsiniz efendim. Güzel yorumlarınızı ve gönlünüzden kopardığınız yıldızlarınızı elbette ki bekliyorum 💕

 Güzel yorumlarınızı ve gönlünüzden kopardığınız yıldızlarınızı elbette ki bekliyorum 💕

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Rüya ile gerçek nasıl ayırt edilirdi ?

İnsan rüyada mı yoksa gerçek dünyada mı olduğunu, yaşadığı dakikaların gerçekliğini nasıl algılayabilirdi ?

Rüya ile gerçeği ayıran en büyük unsur neydi ?

Firuze bilmiyordu. Firuze şu yaşına kadar çok güzel rüyalar görmüştü. Sevdiklerinin de içinde olduğu, uçtuğu, kaçtığı, yeri geldiğinde bulutların üzerinde atladığı bir sürü rüya görmüştü. Daha küçücük bir kız çocuğuyken bulutların üzerinde oturup onları bir pamukşeker gibi yediği rüyası, zihninin en güzel köşesinde yerini koruyordu.

Firuze elbette bu güzelliklere musallat olabilecek derecede kötü rüyalar da görmüştü. Kanın, vahşetin, korkunun buram buram hissedildiği birçok rüya, gece küçük Firuze'ye misafir olmuştu.

Firuze onları her ne kadar saklamak istemese de bazı şeyler onun küçük ellerinde olmuyordu maalesef. Zihninin en dip, en karanlık yerlerinde o kabuslar yerini koruyordu.

Fakat Firuze, hayatının hiçbir evresinde kabus ile rüyayı veyahut rüya ile gerçeği karıştırmamıştı. Rüya görürken bile bilinci ona rüyada olduğunu haykırıyordu adeta. O yüzden uyandığı zamanlarda hiç afallama yaşamamıştı.

Fakat şu an... Ömründe bir ilke imza atıyordu Firuze. En az gerçek olabilecek kadar sahici bu dünyada rüya olabilecek kadar imkansız bir olaya şahit oluyordu. Avuç içine batırdığı tırnakları ya da nefesini tuttuğu için oksijen dilenen ciğerleri bile belli ki Firuze'yi uyandırmaya yetmemişti.

"İyi misin Firuze ?" diye soran Devran'ın meraklı bakışları, genç kadının kızarmasını fark eder etmez endişe ile kısılmıştı. Firuze ise nefes alabilmeyi başarmış, sonunda ciğerlerine istediği nefesi sağlamıştı.

"İyiyim..." dediğindeki taraklı ses, çok umurunda değildi. Tüm dikkati, gözleriyle birlikte önüne uzatılan siyah kadife kutudaydı.

"Bi şey demeyecek misin ?" diyen Devran uzanıp elindeki kutuyu almasını bekliyordu. Firuze derin bir nefes alsa da kutuya ne uzandı ne de gözlerini çekti.

Şefkat ÖğretmeniWhere stories live. Discover now