1"

4.8K 321 232
                                    

mental açıdan çokta iyi hissedemediğim dönemde
aklıma gelenleri yazarken; aklımı dağıtıp toparlanmama yardımcı olan bir fic ,umarım beğenirsiniz🖤🫂✨

🎃

Sarı saçlı çocuk dolu Seul sokaklarında iç çekerek dolanıyordu.Başını kaldırarak insanlara baktı.Bir yerlere yetişmek için koşuşturanlar,arkadaşlarıyla konuşup gülüşenler,sevgilileri ile mutlu mutlu dolaşan çiftler,bağırarak telefonda konuşanlar ya da tüm bunlara söylenen yaşlılar...

Jisung psikoloji 3.sınıf öğrencisiydi.Küçüklüğünden beri insan psikolojisine merağı vardı.İnsanları anlamaya çalışır,yardımcı olmaya bayılırdı.

Ailesi ile arası bozuktu.Ailesi Malezya'da yaşıyordu.Oğullarının da orada okuyup yaşamasını istemişlerdi.Ama Jisung'un hayali Seul üniversitesine girmekti ve başarmıştı da.

Sadece maddi açıdan sıkıntı yaşıyordu.O yüzden güneşin tüm kızıllığı ve ihtişamıyla battığı bu saatte yurttan atılmamak için iş arıyordu.

İç çekerek sarı saçlarını karıştırdı.Cadde oldukça sesli ve kalabalıkta.Kulaklıklarını taktı ve son ses "Opera House" dinlemeye başladı.

Zamanla daha da kalabalıklaşan caddeden kurtulmak amacı ile ilk bulduğu sokağa girdi.
Burası sessizdi ve cafelerin,barların arka kapılarına bakıyordu.

Biraz daha ilerledikten sonra ayağına dolanan bir şey hissetmesi ile duraksadı.
Kulaklıklarını boynuna geçirdi.Ayaklarına dolanan kediye gülümsedi ve eğilip sevmeye başladı.

Turuncu ve beyazın mükemmel uyumuyla oluşmuş kedi,karşısındaki çocuk onu severken memnun mırıltılar çıkarıyordu.
Jisung tasması olduğunu fark edinde biraz daha eğildi ve üstünde yazan; Soonie,yazısını görmesiyle gülümsedi.

"Merhaba , ismin Soonie galiba kayboldun ha?Muhtemelen sahibin senin için çok endişelenmiştir."Jisung konuşurken arkasından hızla açılan kapı sesiyle
Soonie'yi kucağına aldı ve arkasına döndü.

Endişeyle etrafa bakınan turuncu saçlı,uzun boylu ve oldukça dikkat çekici bir auraya sahip adama meraklı gözlerle baktı.

"Şükürler olsun Soonie burdasın.Siz buldunuz galiba.Teşekkür ederim.Ona bir şey olacak diye çok endişelendim."

Jisung kucağındaki kediyi karşısındaki adama verirken hala adamın mükemmelliği etkisindeydi.Usulca saçlarını karıştırdı.

"Ufaklı ayaklarıma dolandı ben de biraz sevince tasmasını gördüm.Kaybolduğunu anladım.Neyse ki bizi buldunuz." Dedi ve karışısındaki turuncu saçlı adama en parlak gülümsemesini sundu.

"Çok teşekkürler ama bu iyiliğinizi karşılıksız bırakmak istemem.Şu yandaki barda müzisyenlik yapıyorum.Eğer müsaitseniz size bir şeyler ısmarlamak isterim?"

Jisung karşısındaki adamın dedikleriyle gözlerini şaşkınlıkla araladı ve düşündü.
Anlık aklına gelen şey ile sordu.

"Teşekkürler hyung şey muhtemelen benden büyüksünüz o yüzden benle saygı ifadesinde konuşmayın lütfen.Ben aslında iş arıyordum.Eğer sizin içinde sıkıntı olmazsa bu barda işe girmemi sağlayabilir misiniz?."

Minho karşısında hızlı hızlı konuşan ve gözlerini kaçıran sarı saçlı çocuğun tatlılığına gülmsemeden edemedi.Bir yandan da Sonnie'nin kafasını okşuyordu.

"Öncelikle adım Minho,lütfen benimle saygı ifadeleriyle konuşma.Bu saatten sonra arkadaşız ve bu işi oldu bil.Barın sahibi arkadaşım Chan beni kırmaz.Zaten senin gibi tatlı birini reddedeceğini sanmıyorum."

Jisung aldığı iltifat karşısında kızarmadan edemedi,kelimelerini zorda olsa toparladı.

"Benim adım da Jisung ve memnun oldum Minho çok teşekkürler sabahtan beridir Seul sokaklarında iş ararken pertim çıkmıştı."

İkili bir süre daha sohbet ettikten sonra bara girdiler.Minho, Soonie'yi kulise koyup kapısını kitledikten sonra ikili Chan'ın yanına adımladı.

Chan,Minho'nun da dediği gibi onu hemen işe almış ve tatlı bulduğunu hatta sevgilisi Seungmin'i anımsattığını söylemişti.Jisung üst üste aldığı iltifatlarla ve artık bir işe sahip olduğundan tanrıya şükür ediyordu.

🎃
minsung benim hayatim olmus cusss🥺🫶

HJ•minsung Where stories live. Discover now