05

28 6 25
                                    


Güneşin ışıkları odayı doldururken fena dönen başıyla gözlerini arlamıştı Jeongin.Bir süre ifadesizce baktı odasının duvarlarına.Sonra kendini yataktan iterek camın önünde durdu.İfadesiz bakışlar devam ederken aklına bir şey gelmiş gibi dudağının kenarı yukarı kıvrılmıştı.

Hayal etti kaçıncı sefer yaptığını bilmeden..Evinin önünü kaplayan ,dışarıdan bakıldığında içerinin gözükmeyeceği,ama içeridekinin rahatlıkla dışarıyı izleyebileceği bir cam duvar istiyordu Jeongin.Apartman duvarı evin önündeki parkı kapatıyordu.Odasının camıysa diğer tarafa dönüktü.Oysa apartman duvarı yerine cam olsa bıkmadan parkı,insanları,kuşları izleyebilirdi.

Gülümseyişi dudaklarında söndü.Hayatı güzeldi yeni tanıştığı birine göre muhtemelen.Ama neredeyse takıldığı arkadaşlarından çok azı biliyordu Jeongin'in gerçek hayatını.

Mutlu bir aile tablosunda yer alamamıştı hiç.Ama bunu drama da bağlamıyor ,her zaman kendinden daha kötü durumda olan insanların varlığı bilincinde yaşıyordu.Sonuçta daha güzel olabilecekken hayatın yetinebileceğimizi sunmasına da şükretmeliydik.

Birkaç aydır yaptığı gibi dününü düşünmeden ve zorladığında bir süre sonra kendini bile inandırdığı gülümseyişini yüzüne yerleştirerek aşşağı indi.

Avucuna aldığı kuş yemlerini her sabah orada konaklayan serçelere hediye etti.Parka girip her gün toplanan gençler arasında arkadaşlarını aradı gözleriyle.Alçak duvara oturup ellerini soğuk betona bastırdı.

Parkın girşinde uykusuz olduğu belli olmasına rağmen Jeongin'in aklında her haliyle heybetli duran Hyunjin belirmişti.Bu zoraki olmayan bir gülümseyiş daha bahşetti gencin dudaklarına.Hyunjin 'i kendini bildi bileli diğerlerinden ayrı tutmuştu hep.

"Günaydın"

"Günaydın,uykusuz gibisin Hyung?"

"Biraz..dünden sonra.."

Uzun olanın bakışları gülümseyen dudaklarda gezindi.Jeongin yine o garip ifadesiyle bakıyordu.

"Sahi Jeongin,dün iyi değil gibiydin,nasıl oldun?"

"Dün mü..yok iyiyim."

Hep yaptığı gibi uzatmamış ve oda Jeongin gibi duvara oturmuştu.

"Dün Chan çok kızdı mı?"

"Ne için?"

"Motorsikletleri getirmedik ya işte"

Jeongin biraz duraksayıp düşündü.

"Herneyse ödemeyi bana bıraktı Minho değil mi?"

"Sanırım.."

"Sanırım mı? Ödedi mi ödemedi mi?"

"Ödemedi herhalde"

Jeongin'in tereddütlü cevapları kaşlarını çatmasına sebep olsada aklı Seungmin de olduğu için fazla sorgulamadı Hyunjin.

Yine şakalar ve gülüşmeler eşliğinde Felix ve Changbin parka giriş yapmıştı.

"Çok havadan atıyorsun ,hepsini tek başına dövmüş olamazsın"

"Ne zaman yalan söyledim be Felix"

Felix kıkırdayarak Jeongin'in yanına oturdu.Ona göre Changbin küçüklüklerinden beri yaptığı gibi yine saçma sapan hikayeler uydurarak onun gözünde kahramanlaşmak istiyordu.
Ama zaten Felix'e yapılan zorbalıklarda onu koruyan Changbin Felix'in kahramanıydı.Sıkı dostuydu.Sadece bunu dile getirmiyordu övünmesin diye.

"Oo Hyunjin..? Seni görmek ne güzel.Neredesin lan dün nereye kayboldunuz?"

Hyunjin surat ifadesini kıpırdatmadan diğer yanına oturan Changbin'e döndü.Açıklama yapmaktan nefret ederdi ama bunun olacağını biliyordu.

Alzehimer-SkzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin