Bölüm 30

7.7K 607 90
                                    

Bölüm Şarkısı:
~Evanesce

~Neden kaybolup giden şeyler hep en güzelleridir?~
(Söze bak, ağlicam!)

HATIRLATMAAAAĞĞĞ

~Kardeşler~
Alper
Caner
Taner
Koray-Kutay
Kerem
(Asena)Damla-Atlas
Onur

~Arkadaşlar~
Efe, Melih ve Hayat

~Kuzenler~(bildiğimiz kadarıyla)
Doğan, Özer, Ozan, Ediz ve ikizler(hani Damla'yı döven küçükler)

🐾🌈🐾

Damla

"Atlas, Damla nerde?"

"Burdayım." dedim hızlıca. Kerem'in bende unuttuğu montu çıkarmaya çalışıyordum ama sanırım kıyafetime takılmıştı. Saatlerdir çıkmıyordu! Oflayıp koşarak arabanın yanına geldim.

Vural bey gülümseyip saçımı okşadı yavaşça. "Hoşgeldin babacım. Hadi bin arabaya. Eve gidelim."

İçim bi tuhaf olsa da dediğini yaptım. Arka koltuktaki Onur'u görünce sırıttım. "Napıyon lan limonum!"

Hafifçe kafasını bana çevirip geri önüne döndü. "Hiç."

Gülüşüm küçüldü. "Onur? Ne oldu?"

Omuz silkip kafasını pencereye çevirdi. Kollarını da birleştirmişti. Gülümsemeye çalıştım. "Bana kırgın mısın? Neden?"

Yine omuz silkti. Yanıma birinin oturduğunu hissettim. Hafif doğrulmuş bedenimi koltuğa oturtup o tarafa baktım. Atlas'tı. Tekrar Onur'a döndüm. "Neden darıldın bana?"

Hiçbir şey demedi. Boğazımda bir yumru hissedince bakışlarımı ondan kaçırıp önüme çevirdim. Ne yaptım ki ben? Yine ne yaptım...

Vural bey de binmişti arabaya. Diğer ön koltukta da Kerem oturuyordu. Düşünmemeye çalışıp kafamı iki yana salladım. Senin gönlünü eve gidince alacağım...

Atlas'a döndüm. Kolumu ona uzattım. "Montu çıkarmama yardım eder misin Atlas?"

Kafasını iki yana sallayıp bana bakmadan kafasını çevirdi. Noluyor bana? Gözlerim doluyordu. "N...neden ki?"

Omuz silkti. "İşte."

Kolumu önünden çekip önüme döndüm. "Neden böyle davranıyorsunuz?"

Boğazım düğümlendi tekrar. Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Noldu ki bana?

"Evet, toplantı yarın... Tabiki... Eğer bizimle çalışmayı kabul ederlerse küçük de olsa bir yemek yemeliyiz en azından. Ortaklık bu, başka bir şeye benzemez... Acele etme. Belli değil sonuçta-..."

"Gelirim. Tamam. Bu ge- gün. Aynen... Yine aynı yer? Görüşürüz tamam..."

Gözlerimi kapatıp kafamı eğdim. Bir yandan Vural bey, bir yandan Kerem telefonla konuşuyordu. İki yanımda put gibi duran ikizim ve kardeşim beni geriyordu. Bu dakikaları, ortamı sevmemiştim...

Vural bey birkaç dakika sonunda telefonu gülerek kapatmıştı. İç çektim. Sıcak basmıştı. Zaten şu montu çıkaramıyordum. Alper'in sweati gibi büyük bir şeydi. Tabi üzerimde elbise gibi durmuyordu ama büyüktü işte!

Ve bu montu çıkaramıyordum! Sıkışmıştı! Neresinin sıkıştığını ne görebiliyor ne çözebiliyordum. Yırtılır diye zorlamak da istemiyordum ki!

ANTİ ABİ "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin