💕 Asıl Gerçek 💕

142 9 7
                                    

Akşamüzeri... 🌇
Mezarlık... 💐
Planladıkları gibi hazırlanıp arabaya binen ve kısa süren bir yolculukla vardıkları merzalığa girip oğulları Halil'in mezarına yaklaşıp ellerini açarak Fatiha -i Şerif'i okumaya başlayan ikili bir anda akmaya başlayan gözyaşlarını dökerlerken biten Fatihasının ardından ellerini amin diyerek yüzüne götüren ve sonra da oğlunun mezarının kenarına oturup oğluna

Seher: Halil'im, oğlum. Ben geldim annecim. Üstelik, tek başıma da değil. Baban da burda. Seni görmeye geldi.

Deyip bir süreliğine susarak içinden " Sana verdiğim ilk sözümü tuttum oğlum. Babanı getirdim buraya. Sıra da diğer söz var. Onu da tuttuktan sonra rahatlıkla yanına gelip duamı edeceğim sana. "  Diyen Seher derin bir nefes alıp verdikten sonra sağına baktı ve mezarın diğer tarafına geçip ona

Yaman: Oğlum, ben geldim. Baban geldi oğlum. Biliyorum, 1 yıldır yanına gelmedim diye kızgınsın bana. Ama gitmek zorundaydım babacım. Ne yanına gelecek cesaretim ne de seninle konuşacak yüzüm vardı çünkü. Nolur kızma bana ve affet beni oğlum.

Diyerek içini döken kocasını dinlemeye başladı. O kendisini dinlerken oğluna içini döküp mezar taşını öptükten sonra kendisi yüzünden üzülen karısına dönüp ona bakmaya başlayan ve yüzüne bakarken içinden ona " Keşke be gülüm. Keşke be canım. Keşke sana gidişimin ardındaki Asıl Gerçek' in ne olduğunu söyleyebilsem. Ama yapamam. Söyleyemem sana. Çünkü eğer söylersem. Biliyorum ki: asla affetmeyeceksin beni. Sonsuza kadar kaybedeceğim seni ve bunun olmasındansa ölmeyi tercih ederim ben. " Diyerek konuşup kendisine

Seher: Nereye dalıp gittin öyle? Bana söylemek istediğin bir şey mi var?

Diye soran karısının dedi ile kendine gelip ona

Yaman: Ha, ne? Ne dedin? Anlamadım?

Diye sorup sorusuna

Seher: Bana söylemek istediğin bir şey mi var? Diye sordum. İyi misin sen?

Diye soruyla karşılık veren karısına

Yaman: İyiyim. İyiyim ben. Daldım öyle. Çok acı çektin benim yüzümden ve hala da çekmeye devam ediyorsun. Buna dayanamıyorum artık. Bir şey yapmak istiyorum ama elimden gelmiyor bir şey. Çaresizce acı çekişini izliyorum sadece. Off.

Diyen Yaman bir yandan oğlunun toprağını okşayıp diğer yandan da kendisini dinleyen ve sözlerini bitirdikten sonra kendisine

Seher: Bunu görüyor ve anlıyor olman ne güzel. Acı çekiyorum, evet. Hemde senin yüzünden. Var mı sende bunun ilacı? Alıp iyileşeyim.

Diyen karısının sözleri ile nefes alamadı bir an ve bir süre sonra derin bir nefes alıp vererek yutkunup ona

Yaman: Boşuna sorma, yok çünkü bende ilaç falan. Kapat konuyu. Duanı et de gidelim.

Deyip ayağa kalkarak arkasını verdiği tepkiye bir anda kızarak ayağa kalkıp arkasını dönerek kızgınlık çıkan sesi ile kendisine

Seher: Ne var biliyor musun Kırımlı?

Diye soran karısına dönüp gitmeye başlarken duyduğu soruyla bir anda durup dinlemeye başladı. Sonra da ardında sözlerini

Seher: Bir zamanlar senin korkusuz, cesur biri olduğunu sanmıştım. Ama şimdi görüyorum ki; Öyle değilmişsin. Çok fena yanılmışım ben yani. Çünkü sen Asıl Gerçek'leri söylemeyecek kadar korkak adamın tekiymişsin Yaman Kırımlı. Duydun mu beni? Korkakmışsın sen. Şimdi git nereye gideceksen. Kaç ya da. Daha önceden yaptığın gibi. Ama şunu unutma; Andım olsun ki; Nefes aldığım her an, beni aptal yerine koyduğun için senden nefret edeceğim. Duydun beni değil mi? Nefret edeceğim senden. Nefretttt.

Diye bağırarak devam ettirdikten sonra yönünü tekrardan oğluna çevirip ağlamaya başlayan karısının sözlerinden çıkan fakat görünmeyen hançerlerden dolayı kanayan yüreğinden damlayarak yere düşen görünmez kanlar bırakarak arabasına gidip binerek çekip gitti. O çekip giderken çekip giden kocasının gidişi ile daha da sarsılan ve oğluna veda ettikten sonra mezarlıktan çıkıp Azer'i arayarak ona

Seher: Alo Azer, mezarlıktayım da buraya gelebilir misin lütfen? Gelince eve giderken anlatırım. Tamam, bekliyorum.

Diyerek istekte bulunup beklemeye başlayan Seher bir süre bekledikten sonra gelen arabaya bindi ve kendisine

Azer: Anlat bakalım. Noldu?

Diye soran ortağını

Seher: Ne olacak? Yaman. Yine sinir etti beni.

Diyerek cevapladı. Sonra da kendisine

Azer: Ne yaptı yine?

Diye soran ortağına mezarda yaşadıklarını anlatmaya başladı.

1 saat sonra... ⏰
Karahan konağı... 🏠
Kardeşinin pastasını yedikten sonra odasına gitmesi ile bulaşıkları yıkayıp odasına çıkan ve telefonunu alıp ilkokul arkadaşı olan Seher'i arayarak ondan ona

Sümeyra: Alo Seher, ben Sümeyra. İyiyim canım, iyiyim. Sen nasılsın? Oh, Allah iyilik versin. Iıı, seninle bir şey hakkında konuşmak üzere buluşmak için aradım ben seni. Yarın için müsait misin acaba? Güzel. Yarın orada görüşürüz o zaman. Hoşçakal.

Diyerek kendisi ile buluşmasını isteyen Sümeyra isteğini seve seve kabul eden arkadaşıyla konuşmasını bitirip kendi kendine " Teyzemin torununu üzmene izin vermeyeceğim Azer manyağı. " Diyerek konuştuktan sonra odasından çıkarak çalışma masasına geçip oturdu ve önüne dosyaları alarak onları incelemeye başladı. Aynı anlarda ortağına gelen ani çiçeğin kime geldiğini deli gibi merak eden ve odasında tür atarak düşüncelere dalıp kim olduğunu bulmanın yolunu bulmaya çalışan fakat bir türlü bulamayan bu yüzden de sinirden küplere binen Yavuz bir süre sonra elinde kahve tepsisiyle yanına gelip kendisine

Şilan: Abi, sakin ol lütfen. Otur şuraya da konuşalım hadi. Bak, kahve getirdim sana.

Diyen kardeşi ile bir anda durdu ve arkasını dönüp derin bir nefes alıp verirken yanına gidip oturdu. Sonra da ona

Yavuz: Olamıyorum Şilan, olamıyorum. Delireceğim artık. Onunla tanıştığımdan şu zamana kadar yaşadığım herşeyi biliyorsun. Bu günde ona bir demet gül geldi. Kim gönderdi? Nerden geldi? Hiç bir şey bilmiyorum. Tek bildiğim demetten çıkarıp okuduğu notta her ne yazıyorsa onu çok mutlu ettiği.

Diyerek yaşadıklarını anlattı. Daha sonra da kendisine

Şilan: Abi, kusura bakma ama. Yengem baya güzel. Eee haliyle, etrafında da çok erkek olacak tabi. Bunun için ona kızman gereksiz. Ayrıca aranızda da bir şey yok. Yani, ne sen ona ne de o sana sevdiğini söylemedi. Bu durumda da onu kıskanman saçma bence. Çünkü buna hakkın yok.

Diyen sözlerine dinleyip ona

Yavuz: Sus kız, boş boş konuşup da beni sinirlendirme ve odadan çık da yanlız bırak beni hadi.

Diye kızarak oturduğu yerden hızla kalkıp kapıya doğru koşarken gülerek kendisine

Şilan: Ya abi, niye kızıyorsun ki? Doğruları söyledim ben sadece. Tabi, hep can yakan doğrular canını yakınca böyle tepki verdin. Anlıyorum seni. Allah yardımcın olsun. Kaçtım ben. Sana iyi düşünmeler.

Deyip kahkaha attıktan sonra odadan hızla kaçarak giden kardeşine doğru ona

Yavuz: Lan.

Diyerek koşmasına rağmen tutamadı onu ve

Yavuz: Aaaaaaaa

Diyerek çığlık atmaya başladı.

Evet arkadaşlar,

Yaman tam bir odun diyebilir miyiz acaba?

Peki ya Yavuz'un çırpınışlarına ne diyeceksiniz?

BEDEL 2 ( ACI ) ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin