Doktor, odadan çıkar çıkmaz dizlerimi kendime doğru çekip ellerimle yüzümü kapattım. Ve başımdan geçenleri bir kez daha gözden geçirmeye çalıştım.
Bir uçağa binmiştim.
Londra uçağı.
Uykum geldidiği için uyumuştum.
Uyandığımda uçakta hiçkimse yoktu...
Biri adımı fısıldamıştı...
Ve bam! Gök gürlemişti...
Belki de bütün bunların hepsi bir rüyaydı. Ama bir rüyanın bu kadar gerçekçi olması imkansızdı...
Peki doktorun anlattıklarını ele alırsam...
Uçakta zıvanadan çıkmışım.
O sırada uçak türbilansa girmiş.
Ve Buğlem Hanım yere düşüp kafasını çarpar.
Ne mükemmel bir senaryo ama(!)
Peki bu iki senoryadan hangisine inanmalıydım? Eski ben olsa hiç düşünmeden ikinciye atlardı. Peki ya şimdi?
Küçüklüğümden beri başımdan en az 20 paranormal olay geçmiştir. Ama zeki ben(!) her defasında umursamazlıktan geliyordum. Ya geçmişte yaşadıklarımın bugünkü olayla bir bağlantısı varsa...
Hayır, Buğlem saçmalama yine!
Ama... Ya gerçekten varsa.
Belki de gerçekten bir psikayatriste ihtiyacın vardır!
Evet, bu da olası bir ihtimal...
Peki ya bu sefer hangi olası duruma kulak asmam gerek?
