14. Toz Pembe

3.6K 252 511
                                    

Hepinize yeni bölüm ile merhaba,

Uzun bir zaman oldu. Sınavım bitti ve ben artık buradayım.

Bir sonraki bölüm için 500 satır arası yorum sınırı var. Lütfen random yorum yapmayın.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

💜

Gün öncesinde aşina olmadığımı düşündüğüm ama gün ve gün sadece tenime değil ruhuma da sirayet eden sevdiğim adamın kokusu ile başlarken ona biraz daha sokuldum. Sanki yıllardır eksik bir parçam vardı ve benim o eksik parçam onun varlığı ile tamamlanmıştı. Aklım ve zihnimdeki sis bulutları yavaş yavaş dağılırken net bir berraklık kalbimde yeni yeni kendine daha çok yer ediniyordu.

Onun hislerinin kalbimde çok büyük bir karşılığı vardı. Karşılıksız değildi onun hisleri. Onu sevdiğimi biliyordum. Aramızda gün geçtikçe büyüyen bu duyguyu da seviyordum. Dün akşamdan sonra hayatımda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını da biliyordum ama başa çıkmam gereken bütün duygular ve olaylarda kollarında uyuduğum adamın varlığı ile bana güç vereceğini bilecek kadar onu tanıyordum.

Hayatım yeni bir yola evrilmişti. Yıllarca Ateş Ayaz Erke ve Beste Erke'nin kızı olarak bununla gurur duyarak yaşadım. Onların kanını taşımasam da beni öz kızları gibi gördüler. Babam benim için kendi oğlu ile bile ters düştü. Sahip olabileceğim en özel ve en güzel aile ile büyüdüm. Şimdi ise sahip olabileceğim en özel aşk ile seviliyorum ve seviyorum. Gerçek anne ve babamın da en az onlar kadar beni sevdiğini bilmek başa çıkmak zorunda kalacağım yeni girift duyguları en aza indirgemişti. Beni bile isteye terk eden bir aile ile ne hissedeceğimi bile bilmezken böyle bir ikilem ile karşı karşıya kalmadığım için içten içe kendimi şanslı hissettim.

Marsel'in sırtımda gezinen elleri ile yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.

"Daha erken neden uyandın?" diye sordu uykulu uykulu.

"Şimdi uyandım."

"Hiç iyi bir yalancı değilsin. Yarım saattir kıvranıp duruyorsun."

"Sen de uyandığın halde neden hiç ses etmedin?"

"Neden edeyim? Kollarımda sevdiğim kadın. Daha ne isterim?" derken beni daha çok kendine çekti. Kafamı kaldırdım ve yüzümü yüzüne iyice yaklaştırdım.

"Geçen sefer de beni kandırmıştın. Uyanık olduğun halde o zaman da hiç ses etmedin."

"Sevgilim uyurken beni öpmek istemiş. Onu bundan mahrum mu etseydim?" diye sordu muzipçe.

"Hepsi sevdiğin için yani?" dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Bizim de yüzümüz gülmesin mi azıcık?" diye sordu gülerek. Elim ile koluna yavaşça vurdum.

"Hımm.. Fırsatçıyım demiyorsun da."

"Hiçbir fırsatı kaçırmam diyorum," derken bana daha çok yaklaştı. Burnu burnumun ucuna dokundu.

"Yapamıyorum ben. Senden önce daha kolaydı. Yani ben seni uzakta kendi içimde sevmeye alışmıştım. Şimdi ise.. Yetmiyor Zeynep. Sensiz geçen zaman kayıp ve yitik gibi hissediyorum. Yanımda ol istiyorum. Hep bana gül istiyorum. Bana tatlı tatlı cevap vermen çok hoşuma gidiyor. Sen olmadan yapamam. Bu saatten sonra olmaz." Ellerim yüzüne dokunduğunda gözlerini kapattı.

"Bensiz olmayacaksın ki! Neden böyle konuşuyorsun?" dedim sadece. "Marsel Neyden korkuyorsun?"

"Mutluluğumun elimden kayıp gitmesinden korkuyorum. Çok mutluyum Zeynep. Yıllarca içimde tek taraflı duygularımın sende bir karşılığı var. Bir zamanlar beni sevme ihtimalin bile ihtimal dışı gelirdi. Şimdi ise en güzel gerçeğim oldu."

GÖNÜLÇELEN (+18) Where stories live. Discover now