Başlangıç

16 6 1
                                    

Yağmurun sesi kulaklarımı tırmalarken nefret ettiğim bayırı çıkmaya devam ediyordum. Eve tek gidiş yolu bu yol değildi fakat kendime eziyet çektirmeden günlerim sanki geçmiyordu. Bu yağmurda hastalanmamam imkansızdı, iyi işte iki gün okula gitmem diyerek teselli ettim kendimi ama vicdanımın sesi susmak biliyordu.  Bitmek bilmeyen kafamdaki seslerle eve ulaşmayı başardım. Sanki zafer kazanmış gibi anahtarı anahtar deliğine sokarken somurtkanlığımdan eser yoktu.

Sonunda kapıyı açınca derin bir nefes alarak kendimi eve attım . Ev yine her zamanki gibi sessizdi sanki bu sessizlik hiç bitmeyecekmiş gibi. Arkamdan kapıyı kapattım askılığın yanına çantamı attım ve üstümdeki kabanı askılığa astım. Rüzgar ve yağmur sanki evi yıkacakmış gibi eve sesi doluyordu. Hızlı adımlarla odama geçtim ve üstümü çıkarıp pijamalarımı giydim. Duş alsam iyi olurdu ama kendimi yorgun hissettiğimden hiç yapasım gelmedi. Islak saçlarımı yukardan toplayıp bir havlu attım ve yavaşça mutfağa yürümeye başladım.

Çay paketlerinin yanında buldum kendimi Aysun abla bitki çaylarının bana daha iyi geleceğini söylemişti fakat bana iyi gelen hiçbir şeyi yapamazdım. Onun yerine kahve kutumun yanına gittim ve bir paket kahveyi kaptım, makinenin içine koydum ve biraz beklemeye başladım. Bu bekleme süresinde biraz telefona bakmaya karar verdim. Birkaç maili inceledikten sonra makinenin bitme sesini işittim. Bir kahve ve bardaktan boşalırcasına yağan yağmur beni bugün mutlu eden tek şey olmuştu.

Bir anda kapının çalması tüylerimi diken diken etti aklımdan bir çok neden geçerken kendimi kapıya doğru yürürken buldum. Tabi ki ilk olarak kapı dürbününden karşı tarafa baktım. Elinde kutu tutan biri vardı üzerinden herhangi bir iş kıyafeti olmadığından kargocu olup olmadığını tam olarak anlayamadım. Kapı ikinci kes çalınca kapıyı açtım ve karşımdaki kişi bana bir paket olduğunu söyledi. Bir alışveriş yapmamıştım veya bana kargo gönderebilecek biri yoktu. Paketi kabul ettim ve kapıyı kapattım büyük bir endişe ve panikle salona doğru yöneldim. 

Kutu çok büyük değildi, bir merak ve endişeyle paketi açmaya başladım. Kutuyu açtığımda içerisinde küçük bir peluş ayı gördüm elime aldım ve biraz inceledim üzerinde bir not yazmıyordu sadece elimde kahverengi ne çok büyük ne de çok küçük bir ayıcık vardı. Kutuyu biraz daha incelemeye başladım çünkü bu oyuncak bana bir şeyi anımsatmıyordu. Biraz incelediğimde bir kağıt parçası buldum, özensizce kopartılmış bir kağıt parçası. Arkasını çevirdiğimde göreceğim yazının başıma neler getireceğinden habersizdim. Kağıtta "Ben geldim sevgilim ben gelene kadar kaç yaş düştü gözünden saydın mı ?" yazıyordu. Ve bu cümle her şeyin başını ve her şeyin sonunu geçirmişti bana. Bu cümle benim hayatımı değiştirmeye yetmişti. 

💗

Yağmur Durur Mu ?Where stories live. Discover now