1.3

582 51 41
                                    

*kazuha-scara*

kazuha: acil gelmen lazım

kazuha: sana ihtiyacım var.

kazuha: konum

scara: beni seninle konuşmam için tuzağa çektiğinin farkındayım ama dediğin gibi bir durumun düşüncesi bile canımı sıktığından geliyorum

***

scara kazuha'nın onu çağırdığı rıhtıma vardığında rüzgar bacaklarındaki ince pijamadan girip onu üşütmüştü. vakit geceydi, kazuha ise iskelenin en uç kısmında oturuyor, gökyüzünde kandiller gibi asılı duran yıldızları seyrediyordu. açık gecede kuru bir soğuk vardı.

scara ona yaklaşıp yanı başına sessizce oturdu. gözlerini bir süre kazuha'nın dalıp gitmiş yüzünde gezdirdi, yine nasıl şarkı sözleri düşünüyordu? o da onun gibi yüzünü göğe döndü. "neymiş bu kadar acil olan?"

kazuha gözlerini yanında oturan kuzguni saçlı çocuğa çevirdi. yavaş, usul bir gülümseme yerleşti yüzüne. "geldin." scara yavaşça burnunu çekip kazuha'nın elindeki sigaraya uzandı. alıp dudaklarına götürdü ve içine derin bir nefes çekti. sigaranın içine bir şeyler daha karışmış olduğunu fark etmişti ama bozuntuya vermedi. "çağırdın." dedi sakince nefesini üflerken.

"özür dilerim." dedi kazuha. gözlerini indirmiş, gülümsemesi duraklamıştı. "o akşam sana söylememem gereken şeyler söyledim." kazuha omuzlarını düşürmüştü. "yaşadığımız şeyi seninle uğraşmam gereken bir durum olarak görmüyorum. daha doğrusu uğraşmaktan gocunmuyorum."

scara kafasını ona çevirdi. eline uzanıp kavradı ve kucağına çekti. ikisinin elleri de buz gibiydi. sigarasını yeniden parmaklarının arasına yerleştirip ona buruk bir gülümseme sundu. "gocunduğunun farkındayım. yalan söylemene gerek yok." kazuha kafasını kaldırıp ona üzgün bir yüzle baktığında scara sözlerine devam etti. "ve gocunmakta haklısın."

sesli bir nefes bırakıp omuzlarını düşürdü. "konuşacağım da aralık ayına giriyoruz, daha az soğuk bir yer bulamaz mıydın?" scara söylenip burnunu yeniden çektiğinde. kazuha ufak bir gülümseme takındı. scara içini çekip sözlerine devam etti. "yani, karışık sinyaller verdiğim için bana kızgın olmanı anlıyorum. insan emek verdiği şeyin serpilişini görmeli. çok uzun süredir tuhaf bir ilişkimiz var."

scara kafasını eğdi. kazuha'nın tuttuğu ellerine bakıyordu. o güzel, yumuşak elleri, sabahlara kadar kalem tutmaktan o nasır tutan küçük yeri, elinin üzerine çizilmiş ve yıkanmaktan silinmiş küçük kedi ve çiçek doodlelarını seyrediyordu. "seninle birkaç kez beraber bile olduk ve ben sabahına hiçbir şey olmamış gibi davrandım. yüzündeki hayal kırıklığını her gün seyrettim." kaşları birbirine değiyordu şimdi oğlanın. kafasını kaldırıp kazuha'nın gözlerinin içine baktı. "özür dilemesi gereken biri varsa o benim. söylediğin her kelimede haklıydın. gerçek bir şey yaşamayı en çok hak eden kişisin sen. sen çok güzelsin."

"kunikuzushi..." kazuha'nın nefesleri göğsüne yetmiyor gibiydi. scara yüzüne çarpan rüzgardan mı yoksa ani duygulanışından mı dolduğunu fark etmediği gözlerini kırpıştırdı. "kendin kadar güzel bir şekilde sevilmeyi hak ediyorsun, ben bunu sana verebilir miyim emin değilim. korkuyorum da biliyor musun? nasıl bir sevgi sana yeter ki bu dünyada? nasıl bir sevgi öyle güzel ve temiz olur?"

kazuha titrek bir nefes bırakırken scara'yı seyrediyordu. şaşırmıştı, karşısında kendine hiçbir sevginin yetmeyeceğini düşünen ve bu konuda son derece ciddi görünen bir adam vardı. ona zarar verir, havadan nem kapar diye korkan, kendinden sakınan, hatta yüzüne bakamayan bir adam. kazuha o güne kadar hiç bu kadar değerli hissetmemişti.

"saçmalıyorsun, kuni." dedi gülüp, gülüşü yavaşça küçük bir kahkahaya dönüştü. elini scara'nın omzuna yaslamıştı. scara yavaşça kaşlarını çatıp kollarını kavuşturdu, utanmıştı. "o kadar tatlı saçmalıyorsun ki."  dedi sonunda kazuha.

bakışlarını kaldırıp scara'nın yüzüne çevirdi. ifadesi son derece ciddi olan scara yavaşça başını yana eğmişti. "öpücüğümü verecek misin şimdi?"

"sihirli sözcüğü söyle." dedi ona ayak uydurup gözlerini kısan kazuha. scara yaklaşıp burnunu kazuha'nınkine sürttü ve yavaşça gülümsedi. "emrediyorum."

kazuha'nın dudaklarına atıldığında ay ışığından saçları olan oğlan, onu engellemeye niyetli değildi. cevabı yanlış olsa bile.

[onlara özel bi bölümü hak ettiklerini düşündüm :>]

kısa ve depresif [anemo boys text]Where stories live. Discover now