★ / yalnızca görebildiklerimiz

24 2 15
                                    


30112022

"Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim."

Chanhee yemekten sonra bulaşıkları yıkayan yaşlı dostuna yardım ederken yıkanan tabakları kurulmakla meşguldü. Dostunun cümlesiyle daldığı düşüncelerden kurtulurlen işaret ettiği yere doğru bakmıştı.

Huysuz komşusunun yüzü daha önce hiç görmediği kadar gülüyordu. Juyeon ile küçük çocuğun annesinin aldığı son yeni yıl hediyesi olan oyuncak tren setiyle oynuyorlardı.

Trenin lokomotiflerinden biri bozuk olduğundan yalnzıca her yıl annesi için ağacın yanına koyduğunu biliyordu Chanhee. Juyeon oyuncakları tamir etmede iyi olduğunu söylerek çocuğun yeni yılını hiç olmadığı kadar anlamlı kılmış ve öfkesini sevgiye dönüştürmüştü.

Gözlerini alamazken gülümseyen Juyeon'dan derince bir nefes alıp kuruladığı tabağı dolaptaki yerine yerleştirmişti.

"Ona bu kadar çabuk ısınmasına kırılsam sorun olur mu? Neredeyse bir yıldır komşunuzum..."

Yaşlı adam hafifçe gülmüştü musluğu kapatıp ellerini gencin uzattığı havluyla kurularken.

"Üzülme. Seni daha çok seviyor."

Küçük pek belli etmesede Chanhee de sevgisini hissedebiliyordu. Onun dahi Juyeon'a bu denli ısınması ise... aklını daha da karıştırmıştı. Sanki yıllardır hayatlarındaydı Juyeon.

"Onu tanımasak bile ruhunun güzelliğini inkar edemeyiz değil mi? Belkide rüyandan hala uyanamamış olmanın nedeni budur?"

Bay Kang'ın cümlesiyle omuz silkmişti. Haklı olabilirdi. Juyeon'un ruhu saydam bir şekilde görülebilir güzellikteydi.

"Onlara katıl. Kurabiyeleri getireceğim. Yardımın için teşekkür ederim."

Saç tutamlarını geriye doğru tararken siyah kazağının kollarını kıvırarak yanlarına adımlamıştı. Kendisini görünce gülen yüzü hafif bir gülümsemeye dönüşen bedenin tam karşsında oturduğunda huysuz komşusu Juyeon'un tamir ettiği lokomotifi kaldırarak Chanhee'ye göstermişti heyecanla.

"Chanhee şuna bak!"

Lokomotifi parmakları arasına alırken gülerek çocuğun saçlarını karıştırmıştı.

"Tanrım gerçekten çalışıyor."

"Çocukken oyuncaklarımı kurcalamayı çok severdim."

"Paketinden bile özenle çıkaran bir çocukluk geçirmişe benziyorsun aslında."

Juyeon şaşırmıştı gencin tahminine.

"Yalnızca görebildiklerimiz yanıltıcı olabiliyor."

Chanhee sessizce onay vermişti Juyeon'a. Aklı ise uzun bir süre kurduğu cümlede takılı kalmaya hazırlanırken oyuncağı raylara özenle bırakmıştı.

Şimdi neşeli olan çocuk ise tamir olan treni için kahkahalarını sunduğu salonda ayağa kalkarak elindeki kurabiylerle yanlarına oturan dedesine seslenmişti.

"Büyükbaba! Fotoğraf makinesiyle çekmek istiyorum!"

"İçinde film kaldı mı bilmiyorum evlat. Odama bak bittiyse yenisini takarız."

Çoğu zaman film kamerası kullanırdı bay Kang. Eskiyi yaşatmayı severdi değerli evinde. Posta kutusu dolardı hala. Kaset çaları, radyosu ve değerli bir pikapı vardı. Eski bir piano süslerdi salonunu. Zaman zaman yanardı şöminesi...

"Sonunda çocuk olduğunu ona hatırlattığın için teşekkür ederim."

İçten bir teşekkürdü.

"Daha iyisin değil mi?"

"İyiyim. Bugün için teşekkür ederim. Dostunla tanıştırdığın içinde. Ön yargılı davrandığımı kabul ediyorum."

Chanhee komşusunun evinin camlarından yansıyan sıcak ışık süzmelerine çevirirken kafasını soğuk havaya karşı iç çekip dönmüştü karşısındaki bedene.

"Yalnızca görebildiklerimiz bizi yanıltıyor işte."

Juyeon gülmüştü. Chanhee'nin sözlerine dikkat ettiğini henüz farkedebilmişti. Tuhaftı karşısındaki beden. Yalnızca dışını değil ruhunuda görebiliyordu sanki. Belli belirsiz bir hüzün vardı bakışlarında. Ve bu hüzün Chanhee'nin gözlerinde yalnızca kendisine bakarken beliriyordu.

"Neden bu kadar yakın hissettiriyorsun hiç olmadığın kadar uzakken?"

Bayılmadan önce bunu sorduğunu hatırlıyordu. Chanhee'nin ise duyduğuna adı kadar emindi. Sanki bunun cevabını biliyormuş gibi olsada sessizliğini koruyordu.

"Haklısın."

01112022

çok sahiplenmeden çok ait olmadanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin