İnsanları korumaya devam ettiğim günlerin birinde... Uzak ve ferah bir batı ülkesinde..
Ekonomimiz birdenbire çökmeye başladı çünkü çin ile savaşa girmiştik. New York sokakları savaş havasındaydı. İnsanlar stoklar yapıyor, atm'ler soyuluyor, sığınaklar inşaa ediliyordu. Kaos sanki bu gün çok neşeli bir günündeydi. İnsanlar çılgıncasına yaşam yarışı veriyorlardı.
Dr Erso benimle konuşması gerektiğini söyleyerek evine davet etti. Buluştuğumuzda gergindi, Dominik purosundan üçüncü nefesini çektikten sonra lafa girdi.
-Ulen ömcek millet delirmiş, bu duruma bir çare bulmağa çalıştım günlerce. Nihai çözüm olarak seni manevi güç ile beslemeğe karar verdim. Yarın camiye gidiyorsun.
***
Sene 2023-2024
Türkiyede hükümet düşmüş, yeni cumhurbaşkanı Ersin Papatyaoğlu olmuştu. Ülkeyi hızlıca kalkındırıp suriyelileri döve döve sınır dışı ettikten sonra tamamen ağır sanayi üretimine yönelmişti. Ticaret ağını genişletmiş, ciddi ekonomik atılımlar yapmıştı. Avrupa'ya gıda ihracat ediyor bu alanda da birinciliği kaptırmıyordu.
Putin'in kalp krizi geçirip ölmesi sonucu karışan Rusya kendine gelmeye çalışırken Ukrayna gücünü toparlayıp rusyayı sıkıştırmaya başlamıştı.
Dünyanın hemen her yeri kaos'a bürünmüştü. Türkiye hariç.
Çok kısa bir zamanda modern bir ülke olmuş, imam-hatipler kapatılmış, Suriyeliler gitmiş, ekonomi düzelmiş ve tecavüzcülere idam, cahil şovanistlere ev cezası verilmişti.
Türk gençleri inavotif atılımlarla Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa, Eskişehir ve Adana'da kurulan dev "Papatya Akademileri"nde eğitilmeye başlandı. Bu akademiler dünyaya ileri teknoloji ihraç ediyordu. Papatyacell ülkede en çok kullanılan hat oldu. PapaPhone ise en çok kullanılan telefon.
Dış siyasette komşu ülkelerle olan ilişkiler itina ile dikkat edildi. Sınırlardan Arap bir fare bile giremiyordu artık.
Haksız kazanç sağlayan ve çaldığı paraları yurtdışına kaçıran kim varsa meclis tarafından soruşturulmaya tabi tutuldu. Tüm mal varlıklarına el konuldu ve yıllarca çalınarak kurulan tüm zenginlikler hazineye aktarıldı.
Tüm bu gelir kaynaklarını birinci öncelik olarak gençlere hibe etmek isteyen Başkan, tüm işsiz üniversite öğrencilerine kendi alanlarında aciliyetle iş verdi.
Hastane sayılarını 4 katına çıkardı. Özel hastaneleri aratmayacak konfor ve kalitede kurumları ıslah etti.
Gençlere sayısız hizmet vererek yaşadıklarını hatırlattı. Zombi gibi yaşayan ülke gençleri, büyük bir coşkuyla başkanını kucakladı.
Ordu mevcudunu ve aktif personel sayısını 1 milyona çıkarıp sabitledikten sonra Kuleli harp okulunu ve Gata'yı yeniden açtı.
Ordu'nun içindeki siyasal islamı tamamen söküp atarak hizipçi zihniyeti yok etti. Apoletleri sökülmeyen tek bir Atatürk düşmanı subay kalmadı.
Toplumsal eşitliklerde çığır atlandı. Caydırıcı cezaların yanısıra erkek ve kız çocuklarına çocukluktan itibaren çok ciddi ahlak eğitim dersleri verilmeye başlandı.
Çocuğu bunaltan iğrenç dersler hafifletildi.
Hiçbir işlerine yaramayacakları binlerce bilgi beyinlerine sokulmadı. Cumhuriyet dönemindeki sade ve etkili eğitim sistemi yeniden benimsendi.
Kapanan köy enstitüleri yerine, zorunlu köy eğitim merkezleri kuruldu ve 1 milyona çıkarılan ordu nüfusundan yararlanılarak Türkiyedeki her köyde bir mini garnizon kuruldu. 5 eğitimli askerden oluşan bu garnizon aynı zamanda yerel bir polis karakolu oldu. Merkeze uzak olan bölgelerde olağanüstü fayda sağlayan bu garnizonlar sayesinde güvenlik yüzlerce kat artmış oldu.
Akla gelebilecek her alanda reformlar yapılarak ülkenin altın çağına erişildi.
Siyasetten usanmış, yorulmuş olan halk %95 oranla Papatya partisini desteklemeye devam ediyordu.
Siyaseti tamamen yok etmek amacıyla yeni bir sisteme bile geçildi.
Artık devletin en yükseğindeki makamlar her hangi bir ideoloji ve fıkraya bağlı insanlar olmayacaktı.
Yetiştirme yurtlarından alınan bebekler küçük yaştan itibaren mükemmel bir özel eğitimden geçirilerek politika eğitimi aldı.
Doğru olan da buydu. Doktorlar tıp eğitimi almadan doktor olabilir mi? Ya mühendisler, matematik bilmeyen mühendis olabilir mi? Peki ya ülke yönetmek bu kadar kolay mıydı?
35 yaşına gelen her çocuk özel bir staj ve sınav ile göreve getiriliyordu. Bağımsız bir makamca belirlenen bu seçim oldukça zor ve kesinlikle tabi olarak torpilsizdi.
Oturtulan bu sistem tüm toplumu huzurlu yaptı.
Siyaset yüzünden yanan canlar huzura erdi.
50 sene içerisinde dünyanın diğer tüm ülkeleri 1x gücünde ise Türkiye 3x gücündeydi ve tartışmasız bir kral olacaktı.
***
Spiderman ise tüm bu olanlardan etkilenip mümin oldu ve ömer olarak ismini değiştirdi. Emsal teşkil edilen bir ülke olduktan sonra çevre komşularını idare etmeye başlayan Türkiye, diğer tüm ülkelerde kendi sistemini oturtarak kendisine bağladı. Savaş bitmişti. Dünya kaynaklarını en iyi şekilde kullanıyorduk. Hayvanlar insanlar bitkiler.. mutluyduk.
•••
Bu hikayede belki Spiderman kahraman olmadı, her zaman onlar kahraman olmazlar. Sadece minik bir hayalden ibaret bile olsa.. Yarın nefret ederek gittiğimiz işimiz, tiksinerek oturduğumuz okul sıraları. Katlanılmayacak kadar berbat sorunlarımızla yine yüz yüze olacağız.
Hayal kurmak elimizde kalan tek şey. Lütfen ondan vazgeçmeyin, bir yıkıntı oluruz.
