0.9

327 31 48
                                    

son kez kendimi kontrol edip evden çıktım,oldukça iddialı bir kombindi,eğer sette ful dışarda kalmam gerekecekse gerçekten yanmıştım,ama donmuştumda,her neyse hastalık garantili şu güne başlayalım mı?

montumun fermuarını çekip evden çıktım,kapımı kapatıp üstten ve alttan kitledikten sonra karşıdaki kapının önüne gidip sağ elimle bir kaç kez kapıya tıklattım,çok heyecanlıydım,oldukça güzel bir gülümseme takınıp sebastian'ın kapıyı açmasını bekledim

kapıdan biraz gerilediğimde bir kaç dakika sonra kapı açılmıştı,karşımda saçları dağınık,sanki daha yeni uyanmış gibi bir hali olan adamla göz göze gelmiştim,beni boylu boyunca süzdüğünde içeri girmem için kapının önünden çekilmişti

"başlayacağını düşünmüyordum"

esnemelerinin arasında sadece bu cümleyi kurabilmişti,çok komik duruyordu

"bende senin saat yedi de uyandığını sanıyordum"

"saat yedi zaten"

"yediyi on geçiyor,daha ayılman için yaklaşık on beş dakikaya ihtiyacın var"

"on beş dakika veya bir duşa ihtiyacım var ve duş daha kısa sürüyor bu yüzden..."

sebastian karşıma geçip elini uzattığında zor da olsa bir gülümseme sunmuştu bana

"yeni işin için tebrik ederim,ilk görevin sağlıklı o saçma içeceği hazırlayıp kahvemi hazırlaman,o sırada ben duştayım"

elini sıktığım sırada hızlıca yanımdan ayrılıp koşmaya başlamıştı,gülmemi zor da olsa bir kaç dakika tutmanın ardından patlamıştım,cidden,cidden çok komikti,o halini keşke anlatabilsem,mükemmeldi,yeni uyandığındaki o hali bir şaheserden farksızdı

ceketimi çıkartıp hemen mutfağa gidip etrafa baktığımda tezgahın üstünde bir kâğıt duruyordu,tezgaha yaklaştığımda kağıtta neler yazdığını artık daha net okuyabiliyordum,içeceğinin yapımı için olan malzemeler burda yazıyordu ve oldukça saçmaydı,cidden,bu saçmalığı kendiside kabul ediyordu ve oldukça güzeldi

-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_

on dakikada içeceğini hazırlamıştım ve şişeyle dolaba koymuştum,kahve makinesine kapsülü atıp kalçamı tezgaha yasladım ve kahvenin fincana dökülmesini beklemeye başladım

kahve içmediğini söylemişti,ciddende içmiyordu artık içesi mi gelmişti,

o sırada sebastian beline beyaz bir havlu bağlamış bir şekilde gelmişti,kasları sandığımdan çok daha iyiydi,saçlarından damlayan ufak damlalar karın kaslarının arasına girip vücudunu ıslatıyordu,bazı damlalar kasıklarından geçip belindeki havluyu ıslatıyordu

"saçma içeceğim hazır mı?"

dalmıştım ama kesinlikle karın kaslarına değildi tam karşıma bakıyordum,o sıra karşıma geçip elini yüzümün biraz önünde sallayıp dikkatimi dağıtmasaydı tamamen dünyadan kopmuştum

"valeria iyi misin?"

hemen arkamı dönüp kaşımın biraz üstünü kaşımaya başladım,ellerimi nereye koyacağımı bilmiyordum,tanrım heyecanlanmıştım,neden heyecanlanıyordum

"rahatsız olduysan üzgünüm,aptallık bende kusura bakma"

hemen arkamı dönüp mükemmel bir kararlılıkla yüzüne bakmaya çalıştım,tanrım cidden zordu

"yo,hayır rahatsız değilim,yani bundan zevk almıyorum,yani,of boşversene,içeceğin hazır"

buzdolabının önünde durup kapağı açtığımda kapağın rafında duran cam şişeyi elime aldım,kapağı kapatıp tezgahın önüne geldiğimde raftaki bardaklara ulaşabilmek için parmak ucuna çıktığımda uzanamıyordum,elimle tezgahtan destek alıp biraz daha uzadığımda belimde iki el hissetmiştim,yavaşça beni aşağı çektiğinde tezgahtan destek almayı bırakmıştım,sağ tarafımdan bir kol uzandığında o kaslı kola aşık olmuştum sanırım,tam arkamdaydı,arkama yaslanıyordu!

Amore § Sebastian Stan Where stories live. Discover now