1.0

324 24 71
                                    

elime karton bardakta bir kahve aldım ve içinde klima olan konteynırdan bir odanın içinde oturuyordum,sebastian hep yanında durmama gerek olmadığını söylemişti,belkide cidden yoktu,ne de olsa onun iş konusunda asistanı değildim,yani daha kişisel bir alandaydım belki,hala çözemedim açıkcası ne iş yaptığımı

o sırada kahvemden yudum alırken kahverengi saçlı hafif sakallı kaslı bir adam bulunduğum odanın içine girmişti,atıştırmalık otomatının önüne gelip bana soru sormuştu,ilk başta bana sorduğunu farkında bile değildim ama

"bu otomat çalışıyor mu?"

etrafa baktığımda benden başka kimsenin olmadığını ve soruyu bana yönelttiğini anlamıştım

"evet çalışıyor biraz önce kendimi aldım"

adama dönüp baktığımda gözlerime inanamamıştım,chris evans,iki saattir burda oturuyordum ve bu kadar hızlı bir şekilde heyecanlanacağımı düşünmüyordum

"selam"

elini kaldırdığında kahvemi ve yediğim çikolatayı masanın üstüne bırakıp otomatın yanına gittim

"bozukluğun var mı?"

bozukluk değil sana dünyayı veririm chris

"tabiki"

hızlıca yanından uzaklaşıp koltuğun üstünde duran ceketin altındaki çantamı alıp içini karıştırmaya başladım,cüzdanımı içinden alıp adamın yanına geldim

"ne kadar lazım?"

"üç yeterli olacaktır sanırım"

cüzdanımdan bir kaç metal para çıkartıp önümdeki adama uzattım,artık param biraz daha azalmıştı ama onun için verebilirdim,bunda bir sıkıntı yoktu,istese cüzdanımdaki tüm parayı bile verirdim

otomatın demir para yerine sırayla paraları atıp istediği atıştırmalığın düğmesine bastığında aşağı düşmüştü,eğilip aldığında boş olan elini bana uzatmıştı,tanrım bayılacağım şimdi

"ben chris"

tabikide biliyordum kim olduğunu,bu setteki herkes biliyordu ama aktörlerin çok egolu olmayıp sanki sıradan bir insanmışçasına kendilerini tanıtması çok hoşuma gidiyordu,o ün ve şöhretini bir kenara bırakıp sıradan bir insana dönüşüyorlardı

"bende valeria,bay evans"

"demek tanıyorsun beni"

"bu sette sizi tanımayan yoktur"

elini sıkarken bir yandanda içimde bir soğukluk vardı,üşüyordum,üstümde ceketim yoktu ve kapı açıktı,elimi kibarca geri çektiğimde güzel bir gülümseme takınmaya çalıştık

"çıkarken kapıyı kapatabilir misiniz?"

"dışarısı çok soğuk,burda biraz oturmama müsaade var mı"

tabiki vardı,yanımada oturabilirsin

"tabiki buyrun"

eski oturduğum yere oturduğumda odadaki kahverengi saçlı adamda ceketimi koyduğum koltuğun yan tarafına oturmuştu

"sizi rahatsız ediyor mu?"

elimle ceketimi gösterdiğimde kafasını sağa sola sallamıştı

"sen bu sette mi çalışıyorsun"

bilmem çalışıyor muydum,bence çalışmıyordum

"hayır,bay stan'in asistanıyım"

Amore § Sebastian Stan Donde viven las historias. Descúbrelo ahora