6 - kıskançlık yanardağ gibidir

146 14 24
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirimmm keyifli okumalar💓💓

•••

Çalışamıyorum. Uyuyamıyorum. Odaklanamıyor, her ne kadar kafa dağıtmak istesem de nefes alma bahanesiyle dışarı çıkamıyor, masada duran abur cuburların hepsi Gun'a ait olduğu için onları yiyemiyorum. Kızacağından değil, Gun atıştırmalıklarını benimle paylaşmayı hep sevmiştir ama bu kez ben sevmiyorum. Onu aklıma getiren hiçbir şeyi gözümün önünde istemiyorum. Kafamın içinden çıkmadığı her saniye beni daha da çok yoruyor. Evin içinde bir ileri bir geri gitmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Beynimin içinde birbirine geçmiş olan düşünceler ayrışamadıkça daha hızlı ve sert adımlar atıyorum. Sanki bu adımlar sayesinde Gun'ı düşünmekten kaçabilecekmişim gibi.

Vakit ayırabileceğim halde neden işim var demiştim ki? Çoğu zaman kendime bu cümle için teşekkür ederdim. Ne var ki şimdi hissettiğim şey öfkeden başka bir şey değildi. İş benim en klasik bahanemdi. Bir yere gitmek istemediğimde sığındığım yalanımdı. Tay'a gitmek istemediğim için farkına varmadan yine bu yalanı söylerken bulmuştum kendimi. Gun'ı tavlamak için çabaladığını görmek sahte hissettiriyordu ve en yakın arkadaşım da olsa Tay'a katlanamıyordum. Onları beraber görmezsem sorun çözülür sanmıştım. Peki şimdi daha mı iyi olmuştu? Kesinlikle hayır. Herkes oradayken ve ben evde tek başıma bir sağa bir sola sıkıntıyla gezinirken hiçbir şeyin iyi olmadığından emindim. Her şeyi daha da kötü bir hale getirmiştim.

Şu anda birbirlerinin şakalarına gülüyor, birbirlerine yaslanıyor ya da tatlı muhabbetler ediyor olabilirlerdi. Belki de sarılıyorlardı. Orada olsaydım huysuz tavırlarımla aralarına girebilirdim veya belki de ben bir şey yapmadan Gun onun yerine bana sarılarak film izlemeye karar verebilirdi. Tay benim yokluğumu bir güzel değerlendiriyor olmalıydı. Düşündükçe vücudumdaki kaslar kaya misali sertleşiyordu. Aynı arkadaş grubunda olduğu birisiyle flört etmemesi gerektiğini öğrenememişti bir türlü. Eğer Gun'la birkaç haftalığına takılırsa ve sonra pat diye uzaklaşırsa Gun bu arkadaş grubunda kendini rahat hissedemeyecekti. Yaşanacakları bilecek kadar iyi tanıyordum ikisini de. Gun'ın Tay'ın hareketlerine düşmemesine imkan yoktu, bir yanı hala webtoondaki Tay'a deli divane aşıktı. Bizimkine her baktığında gözünde kendi sevgilisi canlanıyor olmalıydı. Hal böyleyken Tay Gun'a yaklaştıkça suratına bir tane yumruk indiresim geliyordu. Suratı şirketim için önemli olmasa iki saniyeden fazla düşünmezdim.

Elimde duran telefonla dakika başı saati kontrol etmeyi bırakıp Khaotung'un numarasını tuşladım. En sonunda yapmak istemediğim o hamleyi yaparken bulmuştum kendimi. Yine de aklımı tamamen kaybetmediğim için şükretmem gerekiyordu sanırım. Tay veya Gun'ı arayamayacağımı bilecek kadar kendimdeydim. First de hemen aklımdan geçenleri anlar ve diğerlerine çaktırırdı durumu. Şu an konuşabileceğim tek kişi Khao'ydu. Diğerlerinin aksine anlasa bile asla bozuntuya vermezdi. Bana yardımcı olacağını biliyordum, içimi rahatlatabilecek tek kişiydi. Birkaç çalışın ardından Khao'nun sesini duyduğumda hiç vakit kaybetmeden konuşmaya başladım. "Selam, ne yapıyorsunuz?"

"Film izliyoruz," dedi neşeli bir ses tonuyla. Biraz daha fazla ayrıntı vermesini beklemiştim. Ben şimdi nasıl soracaktım Gun ve Tay'ın durumunu? Öyle pat diye hesap sorar gibi konuya giremezdim ki! Ne diyecektim, "Gun ve Tay çok mu samimi diye sormak istemiştim" mi? Koca şirketle ilgilenmeye gelince hiçbir sorun yoktu fakat konu Gun'a gelince aklımı bir kenara bırakıp öyle hareket ediyor gibiydim. Aman tanrım, iyice saçmalamaya başlamıştım. "Sen ne yapıyorsun, nasıl gidiyor çalışman?"

"Yoğun," Yalanını yesinler Off Jumpol. "Gun ne yapıyor?" Sormuştum işte. Yine basit bir cevapla kestirip atarsa pes etmek zorunda kalacaktım. Muhtemelen telefonu kapatıp filme odaklanmak istiyordu, ne yazık ki onu arayacak kadar gözüm döndüyse istediğimi anlamadan telefonu kapatamazdım.

draw me crazy // offgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin