17. BÖLÜM

341 27 32
                                    

Selam!

Oy verip, yorumlarda benimle buluşmayı, düşüncelerinizi satır aralarında belirtmeyi unutmayınız ÇÜNKÜ ÖZLEDİM!

31.05.2023 / 01:20


Cem Adrian - Keskin
Mabel Matiz - Çukur
Grandson - Blood Water

"Kim olduğumu hatırladım ve oyun değişti."

-SNT-

17.BÖLÜM: KESKİN BİR BIÇAK YARASI

Doğan hep mi böyle gözü karaydı yoksa ilk defa mı böyle birisine bürünerek ve şu anda adının hakkını vererek, karşımda beni, benden gelecek her şeye hazırlıklı gibi tüm hamlelerimi kolayca karşılık verip, savuşturabileceğini sanıyordu bilmiyorum ama gözlerinin içine, önüme atılan kırmızı zarlardan dolayı, öfkeyle harmanlanmış saf nefretle bakarken, uzandım ve önümdeki kartları masanın üzerinden alıp, bana ait, onun için tasarladığım kartımı tekrar ona yolladım.

"Kart her zaman has sahibinde kalmalı," dedim, çenemle kartı işaret ederken. Gözlerim üzerindeydi.

Bana gönderdiği siyah, kupa ası, yani uyarı kartını parmaklarımın arasına alıp, sağ göğüsüme koydum.

"Bu bende şimdilik kalabilir, geri dönüşü olacaktır elbet sana karşı," dedim. Daha sonra eğildim ve masanın üzerindeki zarlardan bir tanesini alıp, parmaklarımın arasında tutarak havaya kaldırdım.

Hakiki taşlardı.

Zarı yumruğumun içine aldım.

"En çokta bunların geri dönüşü olacak, Doğan Azemiroğlu! En çok bunların!"

Masanın üzerindeki üç zar'ıda alıp çantama attım. Az önceki havası dağılmıştı. Şimdi yüzüme, gram mimiksiz bir şekilde; gözlerini üzerime dikmiş, hareketlerimi inceliyordu.

Zarların ondaki anlamı neydi de bana bunları gönderme, göndermektente öte önüme fırlatma cesaretine sahipti bilmiyorum. Ama onun bana gönderdiği kartın anlamı: Uyarıydı. Bana, seni uyarıyorum, diyordu. Kendine dikkat, bana bu sıralar güvenme, diyordu. Bu kartı alarak onun uyarısını kabul etmiş gibi gözüksem de aslında öyle değildi. Bu kartı aldım çünkü bu uyarı kartını ona elbet hakkıyla geri iade edecektim. Bana verdiği bu kartı ona yutturacaktım!

"Seninle ortak bir çok yönümüz olabilir," dedim çenemi kaldırıp gözlerimi kısarken. İçimdeki dizginlemez bir öfke vardı. "Ama Doğan, şuna dikkat etmelisin. Sen benim rakibim olamazsın," dememle gülmesi bir olmuştu. Kaşlarım çatıldı.

"Bunu Doğan ciddiye alır," dedi başını eğip, kirpiklerinin altından; şu an şeytanın ta kendisi olduğunu bildirircesine gözlerimin içine bakabilirken.

Aynı şekil masaya eğildim. "Bunu ciddiye alması gereken herkes almalı. Tek bir kişi değil, herkes!"

"Sen beni daha hiç tanımadın Zarcı," sesinin tonu bile içindeki canavarın şekline göre değişiyordu. Çok, çok kalındı. Dişlerinin arasından normal bir dilde konuşuyordu benimle ama sözlerinin tek bir harfinde bile tehlike kokuları veriyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 30, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ŽÁR Where stories live. Discover now