0.2

113 5 2
                                    

Karakoldaydım. Olay yerinde bulunan herkes buradaydı. Sırayla ifade veriyorlardı. Telefonumun titremesiyle elime alıp mesajları açtım. Abim Minho' dandı. Hemen aradım.

"Felix iyi misin?"

"Evet neden?"

"Kafede yaşananlardan dolayı-"

"Sen nereden biliyorsun?"

"Aigo Felix şok içindeydin galiba hani ben senin abinim ve mesleğim polis." Abimin söylediği şeyle alnıma vurdum.

"O kadar korkmuşum ki seni bile fark etmemişim kusura bakma."

"Fark ettim, neyse akşam evde konuşuruz."

"Görüşürüz." diyerek aramayı sonlandırdım. Telefonumu kapatıp cebime koyarken yanıma biri oturmuştu.

Dönüp baktığımda kafede bana kahve veren genç olduğunu fark ettim. Konuşmaya başladığımızda isminin Jeongin olduğunu kafeyi abisi ile arkadaşıyla bereber açtıklarını ve aynı zamanda bir önemli bilgi -en azından benim için- edinmiştim.

Vurulan çocuk ve yakınları olan iki gencin ünlü bir şirket CEO'sunun oğulları olduklarını öğrendim. Jeongin tatlı bir çocuktu. Benden küçük olduğu için bana "hyung" deyip duruyordu. Konuşmamız gelen kişiler tarafından bölündü.

Jeongin'in gözü parlayınca gelen kişilerin tanıdığı olduğunu anladım.

"Abim Bang Chan ,ortağı Hongjoong hyung." dedi Jeongin. Ardından bana dönerek

"buda Felix hyung." Oturduğum yerden hafif eğilerek 'merhaba' dedim kısık sesle.

"Jeongin Mingi'yi gördün mü?" diye sordu Hongjoong. Tam aklımdan kim olduğunu merak ediyordumki yan tarafa oturup bıkkın bir sesle

"Burdayım" dedi. Sonra az daha konuşup vedalaştık. Çünkü ifade verme sırası bendeydi. Olanları hatırladıkça içim burkulmuşu.

***

İfademi vermiş durakta otobüs bekliyordum. Hava kararmıştı. Gözüm dalmış gelen giden arabaları izliyordum. Birinin bu tarafa geldiğini görünce oturduğum yerin az ilerisine kaydım.

Yüzünde maskesi ve başında da şapkası olduğu işin yüzü gözükmüyordu ama genç duruyordu. Telefonumu çıkarıp instagramda geziyordum.

"Sigaran var mı?" Odağımı telefondan çekip soruyu soran kişiye baktım. Tüm dikkatiyle beni süzüyordu. Rahatsız olmadım değil.

"Sigaran var mı dedim?" diyerek kendini yineledi. Umursamamaya çalışıp

"Kullanmıyorum." dedim ve telefonuma döndüm. Yanımda hissettiğim bedenle başımı çevirip bağırdım.

"Ne yapıyorsun be sapık!" diye bağırıp daha da yana kaydım.

Otobüsümün geldiğini görünce tam ayağa kalkacaktım ki arka cebimde hissettiğim elle neye uğradığımı şaşırdım. Çığlık atıcakken eliyle ağızımı kapattı.

"Kullanmadığına emin misin?" diye sorarken arka cebimden çıkardığı sigara kutusuyla şok üstüne şok geçirdim. Dirseğimle adamı geri ittirip otobüse doğru koşmaya başladım. Arkamdan sırıtarak bağırdı.

"Sigara için teşekkürler!" Kalbim deli gibi atıyordu. Korkmuştum. Bir an önce eve gitmek istiyordum.

----İlk böüm kısa geldiği için ikincisinide hemen atıyım dedim:)----

Not Joke | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin