Bölüm 2 Sırlar

47 24 5
                                    


Kız kardeşinin ölümünden sonra hayatını tekrar düzene sokmaya çalışan Sky aradan aylar geçmesine rağmen hala kardeşinin yokluğuna alışamamıştır. Her gün kız kardeşinin çiçekçiden içeri girip ona sarılacağını hayal ediyor ama hiçbir zaman gerçek olmayacağını bildiği içinde kalbi parçalanıyordu. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsanlara üzüntüsünü belli etmemek için yüzünde hep bir gülümseme barındırıyor ancak onu seven insanlar aslında o kadarda mutlu olmadığını biliyorlardı.

Her şeye rağmen hayatını devam ettirmeye çalışan Sky çalıştığı işinde de oldukça başarılıdır. işe girdiğinden beri bitkiler daha fazla çiçek açmış daha fazla meyve verir olmuştur. Önceki zamanlara göre daha fazla çiçek sattıkları için patronu Jean'de bu durumdan oldukça memnundur fakat yinede Sky'da bir terslik olduğunu hissetmiştir. 

Mark bir sabah çiçek alma bahanesiyle Sky'ı görmek için dükkana  girer;

Mark: Günaydın Sky nasılsın.

Sky: Günaydın.

Mark: Anneme çiçek almak için uğramıştım papatyaları çok sever. Acaba bana bir buket papatya verirmisin.

Sky: Tabiki hemen getiriyorum.

Mark: Bugün hava çok güzel acaba akşam benimle yemek yer misin aşağı sokakta çok güzel bir restoran var.

Aniden kapı açılır ve içeriye küçük bir kız çocuğu girer. Mark ne olduğunu anlayamadan Sky koşarak kıza sarılır ve ağlamaya başlar. Sky küçük kızı kardeşi sanmıştır, durumu anlayan Mark elini Sky'ın omzuna koyar.

Mark: İyi misin?

Küçük kız çiçek almak için girdiği dükkandan korkarak kaçmıştır. Durumun farkına varan Sky'ın gözlerinden damlalar akarken dudaklarından yalnızca tek bir kelime dökülür;

'Sanmıştım ki...'

Sky aniden yere düşüp bayılırken aynı zamanda dükkandaki bütün çiçekler solar, Jean ve Mark'ın içine karanlık bir duygu dolar, sanki dükkandaki bütün mutluluk ve hayat bir anda yok olmuştur.

Bir kaç saat sonra gözlerini açan Sky evinde olduğunu fark eder, Mark köşede oturmuş onun uyanmasını beklemiştir. 

Mark: İyi misin? Bizi epey korkuttun.

Sky: İyiyim, sadece başım döndü sanırım.

Mark: Sky, sende normal olmayan bir şeyler var. Çiçekçide sen bayıldığında bir şey hissettim, güçlü bir şey. Çiçeklerde hissetmiş olacak ki hepsi soldu. 

Sky: Demek sende fark ettin. Bir kaç ay önde kardeşimi kaybettiğim günde aynısı olmuştu, bugün o küçük kız geldiğinde onu kardeşim sandım doyasıya sarılmak istedim ama o korkup kaçtığında sanki o günü tekrar yaşadım, kardeşimi yine kaybettim sandım, bütün gücümle bağırmak istedim ama yine bayılmışım. O gün de etraftaki çiçekler ölmüştü ağaçlar solup yaprakların dökmüştü.

Mark: Demek sende onlardansın, güce sahip olanlardan. 

Sky: Ne olduğumu bilmiyorum, yada ne yaptığımı. Tek bildiğim etrafıma zarar verdiğim. Bu yüzden gitmem gerek, daha fazla zarar vermeden.

Mark: Bekle! Gitmene gerek yok, bende senden bir şey saklıyordum. Bende bir şeyler yapabiliyorum.

Aniden bulutlar güneşin önüne geçmeye başlar, hava kararır, gök gürler ve yağmur yağmaya başlar. Rüzgarın etkisiyle pencere açılır ve soğuk bir rüzgar içeri dolar.

Şaşkın bir ifadeyle Sky;

'Sen. Nasıl?'

The Secret MagicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin