8

231 14 5
                                    

Defne elini çekip masaya baktı.

D: Menemen yok mu?

Ömer gülüp başını salladı.

Ö: Yaptırayım istersen.

D: Tıh bunlar yeter.

Ömer kahvesini eline aldı.

Ö: Niye sordun o zaman?

D: Öylesine.

Ömer gülümseyip defne'nin gözlerine baktı.

Ö: Afiyet olsun defne.

Defne ömer'le göz göze gelmemeye çalışarak kahvaltısını etti. Peçeteyle ağzını sildiğinde bakışlarını kaldırdı. Ömer biriyle mesajlaşıyordu. Defne aklına düşen şeyle ömer'e baktı.

D: Benim telefonum nerede?

Ö: Güvende.

D: Telefonumu istiyorum.

Ömer son bir mesaj çekip telefonu ceketinin cebine koydu.

Ö: Ne yapacaksın?

D: Sana ne?

Ömer arkasına yaslandı ve rahatça konuştu.

Ö: İyi.

Defne gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Sinirlenmek istemiyordu.

D: Arkadaşlarım aradı mı ona bakacağım.

Ö: Kimse aramadı.

D: Sen yine de telefonumu ver.

Ö: Olmaz.

D: Neden?

Ö: Zamanı var.

D: Telefonumu ver dedim.

Ö: Olmaz. Kedini getirdim git de biraz onunla vakit geçir.

Defne hiddetle ayağa kalktı.

D: Çocuk mu avutuyorsun?

Ö: Çocuklara haksızlık etme.

Ömer'in sakinliği onu delirtiyordu.

D: Vermiyor musun?

Ö: Hayır.

Defne ömer'e doğru yürüdü. Çarpazında durup gülümseyerek dudaklarına yaklaştı.

D: Verecek misin?

Ömer defne'nin pembe dudaklarına bakıp başını iki yana salladı. Defne tabağın yanındaki bıçağı sessizce alıp ömer'in bacağına sapladı. Ömer'in yüzünden anlık bir acı belirip eski halini aldı.

D: Vereceksin. Evime götüreceksin beni.

Ö: Artık imkansız.

Defne bıçağı çevirdi. Ömer'in hiçbir tepki vermemesi onu daha da sinir ediyordu.

D: Seni öldürmemi mi istiyorsun?

Ömer cevap vermeyip defne'nin bıçağı tutan elini kavradı.

Ö: Eğer birini öldürmek istiyorsan daha farklı yerlerini hedef almalısın.

Elini havaya kaldırıp bıçağı bacağından kurtardı. Ayağa kalkıp kolunu defne'nin beline sarıp sertçe kendine çekti.

Ö: Bir daha böyle bir hata yaparsan-

D: Beni öldürür müsün?

Ö: Öldürmekten beter ederim.

Defne alayla gülümsedi.

TUTSAK PRENSESWhere stories live. Discover now