| 10 | Yeontan

925 82 8
                                    





Kahvaltımızı yapıyorduk ve Taehyung uyandığından beri ağlıyordu. Nedeni ise Yeontan'ı evde unutmamızdı. Ama o gecedeki sinirimle aklıma bile gelmemişti Yeontan'ı almak.

"Sana söz verdim Taehyung. Yemeğini yersen gidip Yeontan'ı alacağım. Hadi lütfen ye şu yemeğini."  "Ama hyung Yeontan'a ben olmadan kim yemek vericek? kesin çok acıkmıştır." Hıçkırarak konuşuyordu aynı zamanda durmadan göz yaşlarını akıtıyordu. "Eğer yemeğini hızla yersen Yeontan'ı da hemen doyurmuş oluruz. Hadi tabağındakileri bitir sonra gidip Yeontan'ı alalım. Ağlamayı da bırak yine gözlerin şişecek güzelim benim."

bir şey söylemedi ama hızlıca yemeğini yemeye başladı. Bir lokmayı yutmadan ikincisini atıyordu ağzına. Yanakları şişmişti, çok şirin gözüküyordu. Taehyung ile tanıştığım için çok şanslı hissediyordum kendimi, çünkü o hayatıma girmeden önce çok katı bir insandım. Kimseye güzelim, bebeğim tarzında kelimeler kullanacağımı asla düşünmezdim.


Taehyung beni değiştirmişti.


"HYUNG BİTİRDİM HADİ KALK!" Hâlâ ağzındakileri yutamamıştı. Su uzattım içmesi için. "Tamam gidelim."



(...)



Arabadaydık. Ben sürüyordum Taehyung ise arka koltukta Yeontan ile oynuyordu. Sorun çıkarmadan alabilmiştim Yeontan'ı. Çünkü babası evde değildi.

Çözüm bulmam gereken konular vardı. Mesela Taehyung birkaç gündür okula gitmiyordu, orada rahat olmadığını biliyordum. Okula evden mi devam etmeli diye düşündüm. Bulabildiğim en iyi öğretmenleri tutmaya çalışacaktım ve evdeki boş bir odayı da Taehyung'a çalışma odası yapabilirdim.

Ve ben de okulu açığa alıp babamın işine devam etmeyi düşünüyorum. Çünkü şirkete girersem yüklü miktarda para kazanabilirim. Babam da uzun zamandır benden bunu istiyordu. Bu sorunları çözdüm ama dahası vardı. Mesela Taehyung ile aramızda olan ilişkiyi adlandırmamız lazımdı. Açık konuşursam hayatımda ilk kez birine bu şekilde yaklaşmıştım. Sanki abisi gibi değil de bundan sonra hayatını beraber geçireceği kişi gibi hissettim. Bunu onunla konuşmalıydım. Ki onun da bana karşı boş olduğunu düşünmüyordum. En iyisi bir an önce eve gitmekti.






Salonda Taehyung ile oturuyorduk ama o yine tırnak etlerini kanatıyordu, sanırım bu bir alışkanlık haline gelmişti, bunu yaptığında canının yandığını yüz ifadesinden anlayabiliyordum. Aklıma bir şey gelmişti.

Odadan küçük kuzenim için aldığım desenli yara bantlarını getirdim. Taehyung'un karşısına oturdum, dikkatini bana vermişti. Ellini tutup baş parmağının ucuna bantlardan bir tanesini yapıştırdım. Sırayla bütün parmaklarının uçlarını kapatmış olunca rahatlamıştım. Üstünde hayvanlar olduğu için Taehyung'un hoşuna gideceğini düşündüğüm bantları çıkaracağını sanmıyordum.

"Bunlar da ne hyung?"  "Parmak uçlarını artık kanatmamalısın Taehyung. Bu yüzden oraları kapalı tutmak daha iyi olacaktır."  Bantlarda göz gezdirdi, birden serçe parmağını yukarı kaldırıp diğer parmaklarını avucunun içinde sakladı. "Hyung bak bunun üstüneki köpek Yeontan'a benziyor!"  Parmağı minicikti. Alıp ısırmak istedim minik parmaklarını.

"Çok tatlısın Taehyung."

"Şey hyung... bir şey isteyebilir miyim?"











Arkadaslar ultra mega baya bırsuru kocaman cok kısa bır bolum bılıyorum ama valla yazmaya vakıt bulamıyorum amk


ben bu fıcı yazmaya baslarken sıze cok sık bolum atacagımı soyledım ama ısın ıcıne okul falan gırınce bana cok az vakıt kalıyor kusura bakmayın

Teach me Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang