Keyifli Okumalar... 💫💫
Henüz güneşin aydınlatmadığı sabahın keskin soğuğu üzerimdeki ince elbisemden iliklerime kadar işliyor ve dişlerimin birbirine çarparak takırtılar çıkarmasına sebep oluyordu. Çıplak ayaklarım ise bedenimin aksine garip bir sıcaklığın içindeydi. Kafamı eğip bu yapış yapış sıcaklığın kaynağına bakmak istesem de bir türlü bakışlarımı karşımdaki adamdan ayıramıyordum. Elindeki ürkütücü bulduğum kılıcıyla insanların merhamet dilenmelerine aldırmadan etrafı kan gölüne çeviriyordu. Her zamanki gibi ifadesiz yüzüyle hiç zorlanmadan insanların başlarını gövdelerinden ayırarak bana doğru yaklaşıyordu. Attığı her adımda aramızdaki mesafe kısalsa da arkasında bıraktığı cesetlerin sayısı artıyordu.
Kaçmak ve ondan koşarak uzaklaşmak istiyordum ancak olduğum noktadan bir adım bile kıpırdayamıyordum. Zorlukla da olsa bakışlarımı ondan ayırıp kıpırtısız duran ayaklarıma baktım ve sıcaklığın sebebini görünce titremem daha da arttı. Ayaklarım bileklerime kadar kan içerisindeydi. Dudaklarımdan dökülen çığlık kendi kulaklarıma bile yabancı gelirken uzaklaşmak için çırpınmaya başladım. Ancak ne çığlığım ne de çırpınışlarım bir sonuca varamamıştı. Taa ki Baybars aramızdaki bütün insanları aşıp yanıma gelene kadar. Hemen önümde durduğunda gözyaşları içinde ona bakmaya başladım. O ise aynı ifadesiz yüzüyle bir eliyle belimi kavradı ve beni dakikalardır uğraştığım kan gölünün içinden kurtardı. Ayaklarımdan damlayan kanların sesi midemi bulandırırken Baybars'ın sıcaklığı buz tutmuş vücudumun titremelerini azaltamaya başlamıştı bile.
Ona beni bırakması için yalvaracağım sırada dolgun dudakları aralandı ve gür sesini işittim.
"Seni buldum, Kaknüs."
Ter kan içerisinde uykumdan uyandığımda titreyen ellerim deli gibi atan kalbimin üzerine kapandı. Kesilen nefesimle birkaç dakika yatağımın içinde titreyerek kabusun üzerimde bıraktığı etkiden kurtulmaya çalıştım. Dakikalar sonra nefesim düzenli bir hâl almış, titremelerim azalmıştı. Ayağa kalkacak durumda olduğuma kanaat getirince üzerimdeki ince örtüyü kenara iterek yataktan kalktım. Bakışlarım pencereden dışarıya kaydığında ortalığın aydınlanmaya başladığını gördüm. Gördüğüm kabustan dolayı uyuyamayacağımı bildiğim için ayaklarıma geçirdiğim terliklerle odamdan çıktım.
Sessiz olmaya özen göstererek mutfağa gittim ve bir bardağa soğuk su doldurup evden çıktım. Elimde bardakla evin yanındaki ağacın dibine otururken bakışlarım sabahın sakinliği karşısında huzurla kapandı. Ancak gözümün önüne gelen görüntüler karşısında irkilerek hızla kapattığım gözlerimi açtım.
Ayaklarımda hissettiğim kanın o sıcaklığını ve yapışkanlığı aklıma gelince midem bulanmaya başladı. Bir elim dudaklarıma kapanırken burnumdan derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım. En son ne zaman huzurla uyumuş yahut güzel bir rüya görmüştüm, hatırlamıyorum. Sanki çok uzun zamandır bir kabusun içindeydim.
Parmaklarım açık olan saçlarımda dolaşırken gözümün önüne Baybars'ın rüyamdaki hâli geldi. Tek kelimeyle korkutucuydu. O kadar insanın canını alırken, her yer kan içerisindeyken bile ifadesizdi. Sanki ruhu alınmış gibiydi.
Aklıma gelen düşünceleri engellemek istercesine başımı hızla iki yana salladım. Düşünmek istemiyordum. Onun hakkında hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Kafamı karıştırıyor ve beni olmayacak yollara sevk ediyordu. Hâlâ elimde olan su dolu bardağı dudaklarıma götürerek birkaç yudumda içtim ve apar topar oturduğum ağacın dibinden kalktım. Eve girerken gün içinde yapmam gerekenleri mırıldanarak düşüncelerimin önüne başarısız olacağı önceden belli olan set girişimlerinde bulunuyorum. İnsan başkalarını kandırbilirdi de kendisi söz konusu olunca bu durum feci hâlde sekteye uğruyordu.

VOCÊ ESTÁ LENDO
Kaknüs
Ficção GeralTarihî ve askerî bir kurgudur.. Tamamen kurgusaldır, herhangi bir kurum veya kuruluşla ilgisi yoktur! Gözlerim Baybars'ın gözleriyle buluştuğunda onun gözlerinde yanan öfkenin ateşini gördüm. Yüzü ne kadar ifadesiz olsa da gözlerine yansıyan duygula...