1.BÖLÜM

403 47 7
                                    

KARA SEVDA 1.BÖLÜM

Dar sokakların olduğu, genellikle bahçeli müstakil evlerin  bulunduğu, küçük ama çok şirin bir mahalle idi burası. Evlerin bahçelerinden leylakların, iğde ağaçlarının, erguvanların, akasyaların dalları sarkar baharda sanki sokaklar dünyanın en güzel parfümü sıkılmış gibi kokardı yine bu mahallede. Hemen hemen her bahçenin kapısında sarmaşık güller ve hanımeli çiçeği vardı. Belediye ise yol kenarlarına kaldırımlara hep ıhlamur ağaçları dikmişti.

Cennetten bir bahçeyi andıran bu mahallenin insanlarıda bir birine çok tutkunlardı. Hemen hemen hepsi bir birini tanıyordu.

Mahallenin meydanında gençler toplanır, meydanda ki çay bahçesinde çay içer vakit geçirirlerdi. Yine mahallede bulunan park çocukların eğlence yeriydi. Kadınlar çocuklarını parka götürünce, birerde eski kilim alır üstüne oturup çocuklar oynarken örgü örerlerdi.

Mahallenin köşesinde ise çok eski zamanlardan kalma birde at arabası vardı. Çoğu zaman çocuklara oyuncak oluyor onun üstünde oynamaya bayılıyorlardı.

Bu mahallede bahçeli evlerden birinde yaşıyordu Sevgi. İki katlı evlerinin birde içerden merdivenleri olan bir teras katı vardı. Terasına annesi Neriman hanım saksılara çeşit çeşit kaktüsler begonyalar menekşeler ekmişti. Asma saksılarda çeşit çeşit çiçekler sarkardı. Sevgi o kadar çok seviyordu ki mahallesini ve evini, buradan asla ayrılmak istemiyordu.

Hayalleri bile hep bu mahalleye dairdi. Bakkal Hüseyin amcanın dükkanını devrettiğini onun yerine pastane açtığını hayal ediyordu hep. Süt kokulu poğaçalar en özel anları süsleyecek olan pastalar hep ellerinden çıksın istiyordu. Çok seviyordu pastalar yapmayı.

Sevgi bu mahallenin güzel sayılabilecek kızlarından biriydi ve mahallenin yine yakışıklı sayılabilecek erkeklerinden Cenk'e aşıktı.

Cenk aklı beş karış havada havai bir gençti. Mahallenin çoğu kızı ile kısa müddet sevgili olmuş hiç birisi ile işi ilerletmemişti. Hakkında duyduğu herşeye rağmen çocukluğundan beri yinede seviyordu Sevgi. Namı mahallede pek iyi anılmıyordu Cenk'in, hatta  annesi bir keresinde,

"Boyu posu devrilsin onun! Adı çıkmayan kız kalmadı, en son Fatma teyzenin Birgül ile görmüşler, babası Ahmet abi namuslu insan elinden zor almışlar Cenk'i!" demişti.

Aslında Neriman hanımın yaptığı mahalle dedikodusundan başka hiç birşey değil, ama bir bilseydi o öyle konuştukça kızının ruhunda kopan fırtınayı bilmiyordu. Sevgi'nin en yakın arkadaşı Vesile ne zaman bu konu açılsa,

"Sen kara sevdaya tutulmuşsun kızım sen! Kimler kimler teklif etti de reddettin! Mesela belediye başkanın oğlu Mert'in nesi vardı? Hem daha yakışıklı Cenk'ten hem daha kültürlü!" diyordu, Cenk hakkında.

Halbuki bilmediği Sevgi'nin gece gündüz duası idi Cenk Allah'a yakarma sebebi idi.

Vesile konuştukça içten içe bozuluyor hatta çok kızıyordu. Fakat yüzüne karşı hiç birşey söylemiyordu. O yüzden Vesile'ye duygularını tam açmıyordu hiç bir zaman.

"Boşver canım benim! Olacak iş değil zaten boşuna Cenk'i konuşmayalım!" deyip geçiştiriyordu her defasında.

Bunu sadece arkadaşını susturmak için dili ile söylüyordu. Ama kalbi yine "Cenk! Cenk!" nidalarını tatlı bir esinti gibi fısıldıyordu.

Aşağı mahallede oturduğu için genellikle Sevgi'nin evinin önünden geçerdi Cenk. Aksamları balkonda, belki geçer diye beklerdi Sevgi. Gördüğü gün heyecandan elini kolunu nereye koysun bilemez, Cenk'in onu görme ihtimali olmamasına rağmen heyecan yapardı. Sonrada olmayacak bir hayal olduğunu düşünür, kendi kendine ağlar mutsuz olurdu hep.

O kadar yoğun duygular ile bağlı idi ki Cenk'e, bazen bundan daralır, kurtulmak için yakarırdı Allah'a.

Yine o günlerde, adı biriyle anılır olmuştu Cenk'in. Yan komşularının kızı Pınar ile. Bu defa baya ciddilermiş diye konuşuluyordu mahallede. Hatta Cenk'in annesi Hürmet hanım, sık sık oturmaya geliyormuş Pınar'ların evine diyorlardı. Kesin alacaklar Pınar'ı diyede ekliyorlardı konuşanlar.

Sevgi'nin kalbine ok saplanır gibi oluyordu, bu duydukları karşısında evlenirse buna nasıl tahammül edebilir hiç düşünemiyordu. Ama elindende birşey gelmiyordu hiç birşey  yapamıyordu.

O yine günlük rutin hayatına devam ediyor, gün içinde pastacı Ceylan hanıma yardıma gidiyor, akşam eve gelince de biraz annesine yardım edip kardeşi Tamer ile ilgileniyordu.

Günler bir birini kovalıyor, gün geçtikçe Pınar ile Cenk'in dedikodusu ayyuka çıkıyordu. Artık Sevgi'de ümidini kaybetmiş ikisine evlenecekler gözü ile bakıyor, bu duygu ile baş etmeye çalışıyordu.

Her yaz o mahallede şenlikler düzenlenirdi, bu şenliklerde nişanlılar ve sevgililer bir araya gelirlerdi. Sanatçılar gelir konser verir, havai fişek gösterileri olur, luna park kurulurdu.
Yine o yaz şenlik zamanı gelip çatmıştı.

KARA SEVDA Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz