18🐍

887 91 25
                                    

4 Ay Önce...

Göktuğ elinde kahve bardağı ile sıkıntılı dostunun karşısına oturdu. Şirketin küçük ama şık dekora edilmiş dinlenme odasındaydılar, aynı üniversiteyi okuduğu yakın arkadaşı Cevat önüne bakıyor, dizlerini titretiyor, parmaklarını sıkıyordu. Elindeki diğer kahveyi ona uzattı ama Cevat almayınca ortalarındaki sehpaya koydu.

Cevat onun gibi bilim insanıydı ama aynı zamanda ordu da çalışıyordu.

Bu sabah erken saatlerde aramış konuşmak istediğini söylemişti Göktuğ'ya.

"Cevat?" Başı hızla ona döndü. "Sorun nedir? Ne seni bu kadar sıkan? Görevden yerinden kalkıp geldin buralara."

Tüm vücudunu döndürdü ve sanki çok vakit kaybetmiş gibi hızlı sözcüklerle söze girdi. "İki gün önce dünya liderleri toplantı yaptı, tüm cumhurbaşkanları geldi ve toplantı tam 3 saat sürdü Göktuğ."

Kaşları çatıldı. "Benim haberim yok."

"Tuhaf kısmı da bu zaten, hiçbir bilim insanı çağrılmadı."

"Ne konuşuldu peki? Biliyor musun?"

"Beni bu kadar telaşlandıran da bilmem zaten." Dedi sesi yükselirken, çok stres yapmıştı. Sesini kontrol altına alıp devam etti sakin olmaya çalışarak. "Aşı ve N-230 hakkında konuştular, aşının artık işe yaramadığını ve başka çözümlere ihtiyaç duyulduğunu söylediler." Cevat biri var mı diye kapalı kapıyı kontrol ederken Göktuğ diklenmiş kaşlarını çatmıştı.

"Söylediklerini kulağın duyuyor mu Cevat? Aşıyı biz yaptık, ve bir yılı aşkındır da aktif kullanılıyor, hiçbir eksiklik ve hata çıkmadı."

"Amerika ve İsveç deney yapmış. Virüslü birine aşıyı enjekte etmişler ve sonuç negatif çıkmış."

"Geç vermişlerdir tedaviyi, virüs beden de bir haftadan fazla durdu mu aşı işe yaramıyor."

"Biliyorum." Dedi tekrar sesini yükselterek. Dizleri hala kıpır kıpırdı, elleri konuştukça hareket ediyordu. "Aşının ortadan kalkma gibi bir durumu var Göktuğ, devletler başka çözümler hakkında konuştular."

"Ne gibi çözümler?"

"Onu bilmiyorum ama eğer bir şey yapılacaksa önce biz yapmalıyız. Yeni bir aşı belki, farklı bir tedavi yöntemi?"

"Aşı olmaz, en iyisini yaptık zaten." Bu olanlara inanamıyordu, bakışları yere kayarken başını iki yana salladı. Çenesini sıvazlayıp Cevat'ın büyümüş gözleri üstünde cevap beklerken uzunca düşündü. Yutkundu. "Belki bir silah olabilir."

"Hastalananları vuracak mıyız yani?"

Sessiz kalıp bakışlarını sabit tutarak yutkunması düşündüğünün bu olduğunu gösteriyordu.

Cevat gözlerini büyüttü, daha çok eğildi. "Bu cinayet olur. N-230 virüsü tedavi edilebilir bir virüs, öylece hastalananları öldüremeyiz."

"Aşımız en iyisiydi ve artık işe yaramadığını düşünüyorlar. Virüs en başından beri tehlikeliydi zaten, verilmesi gereken kararı ben bir yıl sonra verdiğim için cani olmuyorum Cevat." Durumun ciddiyeti yüzlerine ve seslerine de yansımıştı. "Korona ve zombi virüsünün bir karışımı olduğu iddiası vardı N-230 ilk çıktığı zamanlar, hatırlıyor musun?"

Hızla salladı başını.

"Ben doğru olduğuna inanıyorum Cevat. Korona kendini saklayan küçük belirtili bir virüstü, zombi salgını ise açık ve saldırgandı. N-230 ikisinin ortası, kendini ustaca saklıyor ve insanla besleniyor, insanı insanlarla beslenmeye zorlayan bir salgına karşı basit bir aşının yetmeyeceğini tüm dünyaca biliyorduk ama hiçbir zaman kabul etmedik... Zaten iki virüs de tehlikeliyken ikisinin birleşimi olan bir virüsle baş edemeyiz, bunca zaman direnmemiz bile olağanüstü."

ANAKONDAWhere stories live. Discover now