on altı

565 45 5
                                    

Changbin hızlıca Hyunjin'i aradı.

"Alo?"

"Hwang Hyunjin, acilen bana bir koruma ekibi göndermelisin!"

"Ne? Ne diyosun Changbin?"

"Sonra anlatıcam, sen bana ekibi gönderiyo musun göndermiyo musun?"

Hyunjin bir kaç saniye duraksadı,

"Numarayı atacağım, ödeme benden..."

"Teşekkür ederim Hyun"

Changbin direkt telefonu kapatıp Hyunjin'in numarayı atmasını bekledi.

Hyunjin garip bir şeyler döndüğünü hissetmişti fakat üstelemedi ve numarayı attı.

Changbin şirketi arayıp konuşmaya başladı...

Bu sırada ise Chan'ı çoktan bağlamışlardı.

Chan gözlerini açtığında elini hareket ettirmeye çalıştı, fakat elleri zincirle duvara bağlanmıştı.

"Beyefendilerle sonunda uyandı..." dedi Jaejun ayağı kalkıp Chan'ın önüne geçerken.

Etraflarında Chan'ın tanımadığı insanlar vardı, fakat Jiheon gözükmüyordu.

"Ee şimdi ona napacağız?"

"Hiçbir şey. Jiheon onu bizzat kendisi öldürmek istedi. Ama dua etsin Jiheon'un önemli işleri var..."

Chan gözlerini devirdi, "Ne gibi işler, 1 günlüğüne kiraladığı eskortla mı buluşacak? Yada okuldaki diğer insanları mı taciz edicek ha?"

"Dikkat ette o eskort Minho olmasın"

"Orospu çocuğu! Minho'ya dokunursanız hepinizi öldürürüm!"

Jaejun göz devirdi, "Hâlâ Minho diyorsun, aptal bir eziksin"

"Benden hoşlanıyorsun sanıyordum"

"Senden nefret ediyorum!"

Chan 'öyledir' dercesine kafa salladı.

"Çok sinirimi bozuyorsun!" Jaejun Chan'ın suratına yumruk atmıştı.

Yumrukla beraber Chan'ın kafası sağına düştü.

Chan tam Jaejun'un üstüne atlayacaktı ki, maalesef zincirler onu tutuyordu.

Jaejun histerik bir gülüş bıraktı, "Acınası..."

"Annen altımdaykende öyle dersin!"

"ANNEMİ KARIŞTIRMA PİÇ KURUSU!"

Jaejun bu kez çok sert bir yumruk atmıştı ve bu, Chan'ın dudağının patlamasına yetmişti.

Chan derin bir nefes alıp dudağından akan kanı yaladı.

"İğrençsin"

"Daha bir kaç ay önce arkadaşlarına, "Chan'ın kanını yalamak istiyoruumm!" diyen kişi mi söylüyor bunu?"

Jaejun sinirle çıkıp gitti. Ardından bir kaç yumruktan sonrada diğerleri.

Chan kafasını öne eğip öylece durdu...

Öteki tarafta Jeongin, Minho'dan duyduklarından sonra Changbin'i aradı Changbin ona ne yapacağını anlattı. Jeongin gelmek için çok ısrar ettiğinde uğraşmadı ve kabul etti.

Jeongin Jiheon'a dokunmak bile istemiyordu ama Jaejun'u iyi benzetirdi.

"Hayır Jeongin, Jaejun'u dövmeyeceksin."

"NE?! NEDEN?"

"Çünkü polise gittiklerinde ellerinde somut bir kanıtları ve tanıkları olur. Bizde Chan'a eziyet uygulanırken olay yerinde olmadığımız için ne anlatsak kabul etmezler. Ayrıca Yoo Jeongyeon'a denk gelirsek -ki o Chan'dan nefret ediyor- bizi asla siklemez bile, anladın mı?"

"Çok sinir bozucu..."
-

Minho ise ağlarken yorgun düşmüş, Felix'in kolları arasında uyuyakalmıştı. Saat geç olduğu için Felix'te yanında uyumuştu.

--

Kucuk ufacik bir spoi vericem simdi
Jeongla chanin arasinda biseyler olabilir
Yada olsun mu
Emin degilim cunku
Oyle iste

Don't Need You, BanginhoWhere stories live. Discover now