2. Bölüm

560 46 24
                                    

Bırak

Damlasın gözünden içinden gelenler

Bir zamanlar Onur Can Özcan delisi olduğum doğrudur.

Şimdi yine sarmaya başladım galiba öhm.

Bölüme geçebilirsiniz!

'''''''''''''''''''''''''''''''''''''
2009, Eylül 3, Salı, 09 : 19

Ayame Yuji


Japonya'da ilk defa bir okula gitmenin hem heyecanını hem de korkusunu yaşıyordum. Okul açılalı bir hafta olmuştu ve herkes çoktan birbirini tanıyordu, ben hem son sene gelmiştim hem de herkesten geç başlamıştım.

Şimdi okulun önünde, tam giyinmediğim okul formam ile bekliyordum.
Dünün aksine bugün hava güneşliydi, ben bugün de yağmur yağar düşüncesi ile kalın giyinmiştim.
Ah, altım dışında. Altımda okulun gri eteği vardı be dizlerimin biraz daha üzerinde bitiyordu. Bileklerimin bir karış yukarısına gelen beyaz çoraplarım ve çoraplarım ile aynı hizada siyah deri botlarımı giyiniyordum.

Üzerimde okulun beyaz gömleği vardı ve beyaz gömleğin üzerinde de siyah bol bir yünlü hırka vardı, ayrıca kravatımı da takmıştım.
Çeneme gelen, toplanmayan sarı saçlarımı ise sadece taramıştım.

Kulağımda kulaklıklarım vardı, onları boynuma indirip kolumda ki çantayı düzeltip derin bir nefes aldım. "Gerildim." Ellerimi açıp kapattıktan sonra tam okula giriyordum ki önümden bir çocuk uçtu.
Evet, bildiğimiz uçtu.

"Orospu çocuğu!"

Duyduğum küfür karşısında gözlerim kocaman olurken kaşlarımı kaldırıp kavga eden gruba baktım. Kimse ayırmıyordu onları, neden kimse ayırmıyordu?

"At dölü! Sikerim lan ebeni! Orospu çocuğu!"

Onlara bakmayı bırakıp önüme döndüm ve yürümeye başladım. "Bakma Yuji, senin başına patlar." Hep böyle olmuştu çünkü. Ayrıca herkes etraflarına doluşmuştu, bir kişi illa ki çıkıp kurtarırdı çocuğu.
Çocuğun çığlığı okulda yankılandığında yerimde durdum ve gözlerimi kapattım. "Pekâlâ yuji, kavgayı böl ve git." Hızlıca arkamı dönüp onlara doğru ilerledim ve hepsini çocuktan uzaklaştırdım.

Normalde iki katım olan çocukları asla itemezdim ama kendileri geri çekilmişlerdi. "Barbar mısınız siz?" Sakince konuşarak elimi yerde yatan çocuğa uzattım. "Gel, revire götüreyim seni." Kolumdan tutulup çekildiğimde sırıtan çocuğa baktım.

"Hayırdır? Kimsin de karışıyorsun kavgamıza?"

"Kavga iki tarafın birden dövüşmesi demektir." Öyle mi demektir emin değilim, gördüğüm tek kavga anne ve babamın kavgasıydı bu yüzden bilmiyordum. "Ama siz beş kişi bir kişiyi dövüyorsunuz. Bu dövmek, kavga değil."

"Melek gelmiş bakıyorum."

Kolumu çocuktan kurtarıp yine yerde oturan çocuğa döndüm ve elinden tutarak yavaşça ayağa kaldırıp koluna girdim. "Yürüyebilir misin?" Başıyla onayladı, tebessüm ederek kalabalığın arkasından çıktım ve ben gittiğim anda konuşmalar yükseldi.

"Te..teşekkür ederim."

"Rica ederim ama bir dahakine onlardan uzak durur musun? Ben burada olmayabilirim. Olsam bile bir daha kurtaracağımdan emin olamıyorum." O dayağı ben yiyor da olabilirdim. Kızlara vuruyorlar mıydı burada? Kızlar dövse bir şey demezdim, yeter ki onlar dövmesin.

"Ben uzak duruyorum za-"

"Takemichi!"

Bir tane kız yanımıza doğru gelirken çocuğun diğer koluna girdi.

Çilek |• Keisuke Baji • Reader Where stories live. Discover now