if she's somewhere near me

795 93 51
                                    

Sanzu'...

Bu kadar uzun süre o bilgisayarda ne yapabilirdi ki? Parmakları klavye üzerinde hızla hareket ederken etrafı dolduran tek ses tuş, rüzgar ve sallanan yaprakların hışırtısıydı.

Daha hazla bekleyemeyip saklanmış olduğum ağacın arkasından çıktım.

Fazla ses çıkarmamaya özen gösterek onu daha yakından izleyebileceğim bir yere geçtim.

Bilgisayar ekranında yetişip okuyamayacağım kadar hızlı ve fazla harfler ve bir takım tuhaf şifreler, kodlardı bunlar sanırsam, geçiyordu.

Sırıttım. Demek ki o herifleri bu kadar kolay enselemeni sağlayan şey buydu.

Kız bir kaç dakika daha hızla bir şeyler yazarken bir anda deponun elektriklerinin kesilmesiyle şaşkınlıkla etrafa baktım.

Bu sırada güzel bir gülüş sesi gelmişti, kıza ait olan.

Parlayan mavi ekrana eserini izleyen gururlu bir sanatçı ifadesiyle bakıyordu. Bilgisayarı ve sırt çantasını çimlerin üzerine bırakıp hızla depoya yöneldi.

Zaten tek katlı olan binanın çatısına kolayca tırmanırken gözlerimi ondan ayırmıyordum.
Ne yapacağını bir hayli merak ediyordum.

Kapının açılmasıyla adamlar dışarı çıkıp olan biteni anlamaya çalışırken bir anda çatıdan aşağıya gayet sessiz bir şekilde atlamıştı ve bu sefer kalçasının üstüne düşmemişti.

Herifin tekini daha kendisini fark etme fırsatı vermeden sırtına indirdiği güçlü bir tekmeyle uzağa savurdu.

Diğer adamın kafasına eline ne ara geçirdiğini bilmediğim bir cam şişeyle vurup sendelemesini sağladı.

Amacı bayıltmak ve ya öldürmek değildi, çünkü darbeleri bunun için fazla yumuşaktı.

İki adamda sersemlerken depoya girmişti ve kapıyı üstüne kitlemişti.

Gerginlikle alt dudağımı ısırdım ne yapmaya çalışıyordu?

Aka içerdeydi ve oradan sağ çıkması imkansızdı fakat o kapıyı üstüne kitlemişti.

"O neydi amınakoyayım." Kafasına darbe alan kalkmaya çalışırken söyleniyordu.

"Her kim sikimse içerde lan patronla birlikte."

İkiside kapıyı zorlayıp açmaya çalışırken içerden bir kaç boğuşma ve kırılma sesleri geliyordu.

Bir kaç saniye sesler duraksayınca adamlarda durup olanı biteni anlamdırmaya çalışıyordu.

Derin bir nefes alıp ağacın arkasından çıkmak için hazırlandım. En azından bu herifleri halledip mallara ortak olabilirdim.

Kız herhangi bir sıkıntı çıkarırsa da katanam yeterince yardımcı olurdu.

Tam çıkacakken güçlü bir gürültü kopunca irkilerek kapıya baktım.

Fare güçlü bir tekmeyle kapıyı açmıştı ve bu yüzden kapının hemen diğer tarafında kalan adamlara da sağlam bir darbe indirmişti.

Yüzünü incelemeye çalıştım fakat maske ve şapkalı olması ayrıca etrafın karanlıklığı işi zorlaştırıyordu.

Seçebildiğim tek şey uzun siyah saçlar ve bir çift parlak gözdü.

"Patronunuza söyleyin götüne de soksa bulurdum bu uyuşturucuları." Bunu derken bir yandan da elindeki siyah poşeti , büyük ihtimalle mallardı, sallıyordu.

Adamlar kendilerine gelmeye çalışırken hızla çimenlerin üzerine bıraktığı sırt çantasına bilgisayarını koyup sırtına takarak koşmaya başlamıştı.

Heriflere belli etmeden peşinden koştum.

Caddeye çıkıp çantasına asılı olan kaykayı çıkartıp üstüne atlamıştı ve gittikçe uzaklaşıyordu.

Ne demiştim? Yırtık dondan çıkar gibi.

Hayır bu don kesinlikle yırtık değildi, bu don götumü açıkta bırakmazdı.

Bu kız işime çok yarayacaktı.

-------

𓆙 sanzu haruchiyo. -torbacı-Where stories live. Discover now