'34 : Bedenin bedenimin üzerinde olduğunda... Çarpışıyoruz güzelim.

12.4K 826 848
                                    

Görmediğim yazım hatalarım varsa eğer özür dilerim. Güzel okumalar 💖

Lord, son model arabasından nasıl indiyse büyük bir gümbürtü kopmuştu. Korumaların hepsi tek sıra halinde dikiliyorlardı. Lord'u görünce hepsi düğmelerini iliklemiş, duruşlarını daha dik hâle getirmişlerdi. Lord, keskin bakışlarıyla etrafına korku salarken gözleri kapıdaydı. İçlerinden birisi öne atıldı. "Bay Jungkook'u odanıza taşıdık efendim." Çatık bakışlarını sürdürmeye devam ettiğinde adamına döndü.

"Fazla koştu mu? Saçmaladı mı?" Dediğinde Lord, adamının ürkek bakışlarını gördüğünde cık sesi çıkartıp hızlı adımlarıyla evinin kapısından içeri girdi. Bir dizi adam da burada dikiliyordu. Taehyung eliyle kalabalık edenleri gönderdi. İçeride kimse kalmamıştı. Sadece Seokjin mutfaktan çıkarken Lord'u görünce hemen gitmek istedi. Fakat Lord'un bileklerine sarılan esmer, damarlı elleri görünce duraksadı.

"Sevgiline söyle. Jungkook'u bir daha ben olmadan sarhoş etmesinler." Seokjin ilk kez bu kadar tedirgin olmuştu. Lord ile aralarında bir yakınlık vardı elbette ama bu sefer gerçekten sinirlenmişti. Seokjin bunu anlamıştı. Dudaklarını birbirine bastırdı Seokjin, gittikçe acımaya başlayan bileğini Lord'tan kibarca kurtularak ovuşturmaya başladı. "Pekala efendim, iletirim. Siz nasıl isterseniz. İzninizle." Seokjin Lord'un önünde eğilirken Lord, onun her hareketini izliyordu. İzlerken ki bakışlarını başkası görse, karşısındakini küçümsüyormuşcasına baktığını falan sanardı.

Ama hayır. Lord'un her zaman ki bakışları.

Ve bu bakışlara yeterince hakim olan Jeon Jungkook. Birazdan Lord onu görmeye gidecekti. Lord artık beklemek istemediğinden Seokjin hala önünde dururken yanından gitti. Merdivenleri nasıl bu kadar hızlı çıktığını bile anlayamadan kendisini odalarının önünde buldu. Gerilen sinirlerini düzene sokmak için derin bir nefes aldı. Sıktığı için bembeyaz olan avuçlarını gevşek bırakıp, ellerini de saçlarının arasına attı. Dağılmış saçları iki hamleyle az da olsa düzelmişti.

Odanın kapısını yavaşça açtı. Yataklarında boylu boyunca uzanan Jungkook ona çok sevimli gözüküyordu. Göz kapakları titrerken elleri kalbine gitti. "Deli gibi çarpıyor." Dudaklarından dökülen sözcüklerden sonra dili yanak içlerinde gezindi. Daha sonra da dişlerinin arasına sıkıştırdı dudaklarını. Her şeyden habersiz uyuyan sevgilisinin birazdan kendisinin kucaklarında olacağı düşüncesiyle yapıyordu bu eziyeti kendine.

Çatık kaşları zaman geçtikçe gevşerken, odanın kapısını kapattı Lord. Yataklarında bebek gibi uyuyan Jungkook, kapı kapanma sesinden rahatsız olmuştu. Yatakta dönerken sıyrılan tişörtünden gözüken beyaz eti Lord'un görüş açısına girdi. O beyaz et bir kaç gün önce tamamen kızarıklar ile doluydu. Durmaksızın atılan şaplaklar, ıslatılıp durulan alt taraflar, öpülmekten pelte kıvama gelen dudaklar, tene ard arda vuruşlar... Zihninine dolan bu ıslak anılar Lord'u heyecanlandırmıştı bile.

Kafasını iki yana sallayarak Jungkook'un yanına gitti. Uyuyan biri hakkında böyle düşünmek istemedi Lord. Sertleşmeye başlayan aleti onu ele vermek üzereydi. Çünkü Jungkook sadece uyuyarak Lord'u bu hale getiriyordu. Lord'un bir sınırı yoktu. Masumca uyuyan Jungkook'u bozmak istemiyordu.

Yatak örtüsünü Jungkook'un kolları arasından aldıktan sonra üzerine örttü usulca. Jungkook örtülen yorganı hissetmiş, hemen öne doğru atılarak sarılmak istemişti. Lord'un kolunu da kapınca bu sefer yatakta yatan bir değil iki kişi olmuştu.

Sıcaklığın içine çekilen Lord, yumuşak yatağa iyice yerleşirken kafasını sağa doğru düşürdü. Ağzı açık uyuyan Jungkook'u görünce gülmeden edemedi. İnce ince dizilmiş kirpikleri titreşiyordu kendi kalp atışı yüzünden. Kiraz dudakları büzülmüş kalmıştı, öpmek istiyordu Lord. Onu saatlerce öpmek istiyordu. Yanına iyice yaklaştı. Artık birbirlerine temas ediyorlardı.

drug lordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin