Chapter; Twenty

454 53 40
                                    

Bakugou Katsuki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bakugou Katsuki.

"Shindo, bir konuşsak-"

"Dokunma bana Bakugou!"

Derin bir nefes aldım ve kolunu elimden çeken Shindo'ya baktım. Sinirliydim. Ben de onun kadar sinirliydim.

"Ya bir du-"

"Kes sesini, sesini duymaya bile tahammülüm yok benim!"

Burun köprümü sıktım sakin olmak için. Sinir problemlerimin olduğunun farkındaydım ve eğer biraz daha uzatırsa ağzını yüzünü kana bulayacağımın da.

Sakin ol Bakugou. Sakin ol.

Bir, iki, üç...

"Gitsene lan sen, iyi bilirsin sen gitmeyi. S*ktirip git daha önce de yaptığın gibi! Sen yokken biz gayet iyiydik, başımızın çaresine bakabiliyorduk. Ama şimdi şu geldiğimiz hale bak, Araki bile aramızda bir gerginlik olduğunu fark etmiş!"

"Shindo, abartma. Tamam."

Bütün kavgamız boyunca ağzını açmayan Tooru konuştuğunda gözlerimi açtım ve ona döndüm. Beni savunmasını beklemiyordum.

Fakat karşılaştığım kin dolu bakışlar onun da Shindo ile aynı düşüncede olduğunu söylüyordu. Sadece Tooru, her zamanki gibi hislerini saklıyor ve ortamı yatıştırıyordu.

Kıkırdadım sinirle. "Yapmacık sözlerine bir son ver Tooru. Sen de gitmemi istiyorsun değil mi? Açıkça söyleyebilirsin, hoş zaten bakışların her şeyi söylüyor."

Benim yaptığım gibi o da kıkırdadı. Sinirle miydi yoksa kırgınlıkla mıydı bu kıkırdama ayırt edemiyordum. "Güzel. En azından bakışlardan hisleri anlayacak kadar geliştirmişsin empati duygunu, geçmişe nazaran."

Bu sözler bünyemde bir bıçak etkisi yaratırken gözlerimin dolmaması için dişlerimi sıktım. "Tch, inkar bile etmiyorsun," diye mırıldandım.

Tooru ellerini göğsünde bağlamış, tezgaha dayanmış delici bakışlarıyla süzüyordu beni. Shindo bana arkasını dönmüş, bir eli ağzını kapatıyor; ağlıyor mu yoksa sinirden elini mi ısırıyor bilmiyorum.

Ben ise öylece dikiliyorum kafenin mutfağında. Tooru'nun bakışları altında eziliyorum. Shindo ile bu hale düştüğümüze yanıyorum.

Derin bir nefes aldım, kalbim sıkışmaya başlıyordu. Belki de bir ara düzenli olarak geçirdiğim panik ataklardan birini yaşayacaktım. Buna rağmen zorlukla bir adım attım arkasını bana dönmüş Shindo'ya. Tooru onaylamayan bir bakış attı ve başını iki yana salladı. Elim, Shindo'nun omzunu bulduğunda küçük bir hıçkırık yankılandı mutfakta.

Ama elimi çekmedi. Ya da direnmedi. Durdu öylece.

Kalbimde yoğunlaşmış söylemek istediğim o kadar söz vardı ki, ağzımı açtığım an döküleceklerdi. Kimi af dilenecek, kimi küfür edecek ve kimi de sevgi nidaları atacaktı.

Nothing Ever Last Forever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin