6. BÖLÜM

1.6K 104 20
                                    

(Bu bölümü 5. Bölümün devamı gibi düşünebilirsiniz)

Gözlerimi yastığımın altında hissettiğim titreme ile araladım. Elimi yastığımın altına sokup titreşime neden olan telefonumu bulmaya çalıştım. Telefonum elime geçtiği anda başımı yastıktan kaldırıp ekrana baktım.
Alaz arıyordu.
Bir süre açıp açmama konusunu düşündüm. Alaz her aklıma geldiğinde aynı zamanda dün gece yaşanılanlarda geliyordu aklıma. Dün gece gerçekten çok saçmalamıştım. Çocuk gibi davranıştım resmen. Hele o yapmacık kahkahalarım aklıma geldikçe iyice tilt oluyordum kendime. O an gerçekten kafam iyi değilmiş. Ben bu şekilde dün gece yaşanan şeylerden dolayı 'keşke o şekilde değilde böyle yapsaydım, o sözü değilde bu sözü söyleseydim' diye düşünürken elimdeki telefon titremeyi kesmiş, kısa bir süre içerisinde tekrar titremeye başlamıştı.

Gözlerim yeniden ekrana düştü. Dün gece yol kenarında ne yapacağımı düşünürken hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye karar vermiştim. Gerçi nereye kadar devam edecekse bu durum.

Elimdeki telefon titremeye devam ederken daha fazla dayanamayıp açtım.

"Yavrum?"

Kendimden iğreniyordum. Yüzümü buruşturup hafif bir esneme taklidi yaptım. Her ne kadar yeni uyanmış olsamda düşüncelerim yüzünden uyku mahmuru halimden kurtulmuştum. Alaz'a ise çok çok yeni uyanmış numarası yapacaktım.

"Efendim?" dedim zorla. Ufak bir gülme sesi işittim.

"Günaydın bebeğim. Gerçi öğlen oldu ama. Sen normalde bu saatlere kalmazdın. O kadar günaydın mesajları da yazdım ama mesaja bakmayınca, sesin soluğun hiç çıkmayınca merak ettim."

Dediği gibi asla öğle saatlerine kadar uyumazdım ben. Ne kadar geç uyusam bile yine de erken kalkardım hep.

"Dün çok yoruldum Alaz. Kolay değil evi temizledik gece yarısına kadar. Anca atabildim yorgunluğumu." diye sitem ettim.
"Sen ne yapıyorsun?" diye soru yönelttim.

"Karargahtayım bende yavrum. Burada az bir işim vardı. Onları hallettim. Çıkacağım şimdi."

"İyi güzel"

"Madem yeni uyandın hadi hazırlan bakalım. Kahvaltıya götüreceğim seni."

Önceden olsa hemen kabul eder hazırlanmaya başlardım. Ama şimdi hiçbir şey eskisi gibi değil. Ben eskisi gibi değilim.

"Gerek yok aslında. Hem öğlen olmuş zaten. Bir yere gidip kahvaltı istesek çok saçma kalır. Başka bir zaman yapsak?"

"Güzelim kime ne bizim hangi saatte ne yediğimizden?"

"Olsun Alaz. İstemiyorum şuan. Zaten öyle çok fazla kahvaltı yapacak gibi hissetmiyorum kendimi. Evde ufak tefek bir şeyler atıştıracağım sadece. O da midem bulanmasın diye."

"Peki madem bu seferlik öyle olsun. O zaman sen atıştırdıktan sonra hazırlan diğer eksikleri almaya gidelim beraber?"

Buna da 'hayır' dersem eğer gerçekten çok dikkat çekmeye başlayacaktım.

"Peki, tamam" diyip aramayı bitirdik. Kahvaltı konusunu fazla üstelememesi iyi olmuştu. Çarşafamı üstümden atıp odamdan çıktım. Banyoya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa indim. Annem bugün de Gönül teyzelerdeydi. Düğüne çok az kalmıştı. Onun için ya Gönül teyze bizde oluyordu ya da annem Gönül teyzelerde.

Kendime ekmek arası bir şeyler hazırlayıp yedikten sonra geri odama çıktım. Dolabımın kapağını açıp ne giyeceğime bakındım.
Bej ile çok açık kahverengi arasında kalan, bel kısmı hafif büzgülü bir şort giyip kahverengi kemer taktım. Üzerime ise yine aynı renk askılı crop giyindim. Saçları ensemde topuz yapıp önlerinden birer tutamı dışarıya çıkardım. Hafif kahve tonlarında bir makyaj yapıp kıyafetim ile aynı renk ve sportif duran çantamı taktım. Saçlarımı son bir kez daha düzeltip Gönül teyzelere gittim.

GEÇMİŞİN YARASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin