➪act three. Stained

936 67 21
                                    

Stained anlamı: Lekeli.

|2 0 1 3|

"Ne zaman gittiğimiz yere varacağız?" Bu Fiona'nın yedinci art arda gelen sorularından birisiydi. Şoför sıkıldığını belli eder bir şekilde nefes verdi. Ancak Fiona'nın durmaya niyeti yoktu.

"Bizi götürdüğünüz yerin adı neresiydi?"

"Artık susacak mısın? Sayende bu arabadayız, ve ağzımı açmışken söyleyeyim, Ultron'a gidiyoruz. Oranın adı yok. Evimiz de geç işte." Pietro'da sıkıldığını belli eden bu sözcükleri beyninden geçirmeden söylemişti.

Oysa Fiona bulundukları dünyaya ilk defa geliyordu. Etraf bile benzemiyordu ki kendi evrenine. Evler yıkık döküktü. "Neden her yer yıkık dökük?" Dayanamadı ve bir soru daha sordu.

"Bu görüntünün ressamı Yenilmezler." Dedi Wanda etrafı göstererek. "Bir savaş sonunda Yenilmezler adını verdikleri kahraman grubunu oluşturdular." Burası da savaştan kalan son demlerdi işte.

"Bana bak." Dedi Pietro. Fiona'nın gözü hala harabe yerlerdeydi. "Bize bak." Diye düzeltti. Fiona sonunda onlara döndü. "Gittiğimiz yerde Yenilmezlerden bahsetmeyeceğiz tamam mı?"

"Neden bağırmayı kestin?" Dedi Fiona.

"Peki, özür dilememi istiyorsan az önce sana bağırdığım için üzgünüm. Ama artık bizlesin, ve bazı şeyleri bilmen hayatını kurtaracak." Dedi Pietro. Anlamasını ister gibi teker teker dile getiriyordu cümlelerini.

"Nasıl gittiğimiz yer, yani evimiz olacak yer hakkında bu kadar bilgi sahibisiniz? Sizde benim gibi gelmediniz mi?"

Wanda konuşmaya dahil oldu. "Biz oradan kaçtık. Tekrar." Demek ki defalarca kaçmışlardı.

"İyi de az önce ki adamla... Doktor Austin'le daha yeni tanışıyor gibiydiniz?" Fiona'nın bu soruyu sorması ikizleri gerdi, ikizler Fiona'ya doğru eğildiler.

"Her oraya gittiğimizde beynimize elektrik ya da onun etkisinde belirli derecede şoklar veriyorlar ve dünya ile olan bağımızı unutturuyorlar." Diye söze girdi Wanda.

"İyi de siz nasıl defalarca kaçtığınız gibi detayları hatırlıyorsunuz?"

"Wanda zihincidir. Telekinezi yapabilir ya da zihinlerle oynayabilir. Bunun olacağını ikimizde bildiğimiz için Wanda beynime girdi ve detayları unutmamamı sağladı, kendisi için de aynısını yaptı." Dedi Pietro oldukça sessiz bir şekilde.

Fiona kardeşlik ilişkilerini kıskanmaya açıktı. "Sonuç, o şokları her zaman yedik ve her zaman unutmuş gibi davrandık. Her şeyi, sadece birbirimizi hatırlamamıza izin veriyorlar gibi bir oyun oynadık."

Bunları oldukça yavaş ve sessiz dile getiriyorlardı ancak Doktor Austin ne yazık ki bunu duymuştu...

|2 0 1 9|

"Lütfen bana eskiden çok ama çok yakın olduğunuzu söylemeyin." Dedi Steve eliyle alnına vurarak. Fiona yine gülüyordu ve bu durumdan gayet zevk alıyordu.

İçinde bulunduğu durumdan.

İçinde bulunduğu durumun dramasından.

Fiona hüznünü, anılarını çapkın ve alaylı gülümsemesiyle kapatıyordu. Gözlerinde ki özlemi kapatamıyordu, gerçi onun için de dua ediyordu zayıf olduğunu gözlerinden okumasınlar diye.

Pietro devam eden siniriyle nefes aldı, verdi ve başını yavaşça Steve'e çevirdi. "Biliyor musun Tony, bence de yumruk şimdi daha çok zevk verir."

"Sakin ol ergen."

Steve gözlerini Fiona'ya dikti. "Bu demek oluyor ki eskiden yakın arkadaşlardı."

Pietro acımadan şunları söyledi, "Hayır. Değildik. Hatta birbirimizden nefret ederdik." Wanda'ya döndü. "Değil mi Wanda? Fiona 15 yaşındaydı ve biz 17 yaşındaydık. Ben Fiona'yı dinlemeyi bile sevmezdim!" Diye itiraz etti Pietro.

Fiona bir anda çakma bir oyuncuymuş gibi cama yapıştı. "Ah, bu günleri de mi görecektim! "

Pietro onu dinlemek istemedi. "Saçmalıyorsun Pietro." Dedi Wanda.

Fiona devam etti. "Ah Pietro, yoksa Evlenmeden olmaz dediğimiz günleri unuttun mu?" Fiona gülerken ortada sessizlik oluştu.

Pietro yutkundu, zafer yine Fiona'daydı.

BÖLÜM SONU

Kitaplarım ile ilgili editler, kolajlar ve mizahlar için instagram: mccalll2ee (yakında post paylaşılacak)

𝐘𝐎𝐔 𝐃𝐈𝐃𝐍𝐓 𝐒𝐄𝐄 𝐓𝐇𝐀𝐓 𝐂𝐎𝐌𝐈𝐍𝐆, pietro maximoffDonde viven las historias. Descúbrelo ahora