Bölüm-37

6 0 0
                                    


Programdan bir gün önce Seul'daydım. Havaalanından doğruca Mi-Anne'nin evine gittim. Minik uyuduktan sonra Mi-Anne ile sohbet ederken, TV kanallarından birisinin kendisi ile röportaj yaptığını söyledi. TV Kanalı bana insanların benim hakkımda söylediklerinden bir video hazırlayıp sürpriz yapacakmış.


O gece güzel bir banyodan sonra yüzüme maske yaptım. Gelirken uzun süre gardırobumun önünde vakit geçirmiştim. Sonunda pek de tarzım olmayan oldukça seksi bir elbisede karar kıldım. Siyah üzerine uçuk sarı çizgi desenli elbise, önden fermuarlı ve kısaydı. V yakasından başlayan fermuar ise göğüs arasına denk geliyordu.
"Hiç kendim gibi davranmıyorum ve davranmak da istemiyorum," diye söylenirken bir taraftan elbiseye bakıyor bir taraftan da aynadaki kendime göz kırpmayı ihmal etmiyordum. Sabah için kuaförden randevuyu gelmeden önce almıştım. Sabah erkenden ilk işim saçımı yaptırtmak olmuştu. Son olarak elbiseme uygun çanta ayakkabı ve takılar her şey tamamdı.

Televizyon kanalının binasına girdiğimde, programın yapımcısı, sunucusu ve onların yardımcıları tarafından karşılandım. Çoğu kişinin bakışlarında gördüğüm hayranlık ise bana ilaç gibi gelmişti. Program canlı olduğu için tedirginlik had safhadaydı. Sunucu ile ayak üstü sohbet ettikten sonra açılış için çekimin yapıldığı stüdyoya geçtik.
Açılışı yaptıktan sonra beni anons etti. "Bizi kırmayıp Türkiye'den gelen moda tasarımcısı Ada Hanım aramızda," dediğinde ben de çıktım.
Karşılıklı oturduktan sonra program başladı. Okumak için Güney Kore'yi neden seçtiğimle başlayan, gelinlik tasarımını nasıl düşündüğüm, senaryoya desteklerim gibi konulara verdiğim eğlenceli cevaplarla programın bitişine yaklaştığımızda sunucu bir sürprizleri olduğunu söyledi. Hemen sonra bir video yayınlanmaya başladı. Okul arkadaşlarıma, çalışma arkadaşlarıma, eski evimin görevlilerine kadar beni anlatıyorlardı. En sona ise Mi-Anne'nin konuşmasını koymuşlardı. Mi-Anne, tanışmamızdan başlayıp bugüne kadar olanları olduğu gibi anlatmıştı.
Sunucu, "Ada Hanım, zor durumda olan anneanne ve torunu için yaptıklarınızı ilk duyduğumda inanamamış ve araştırmıştım. Hepsinin doğru olduğunu teyit ettiğimde size bir kere daha hayran olmuştum. Bu konu da size bazı sorularım olacak."
"Buyurun."
"Yaptığınız iyiliği kimse öğrenmesin diye çok uğraşmışsınız ama bizleri çok üzen malum olay nedeniyle ortaya çıkmış. Neden bunu bir sır gibi sakladınız?"
"Açıkça söylemek gerekirse bu konunun duyulmasına o zaman da çok üzülmüştüm şimdi yeniden gündeme gelmesini ise hiç istemezdim."
"Cevap vermek istemezseniz anlarız Ada Hanım," diyen sunucu her ne kadar profesyonelce davransa da bozulduğunu hissetmiştim.
Güldüm. "Benim ülkemde bir laf vardır. 'Sağ elin verdiğini sol el görmemeli' bunun anlamı yaptığın iyilik seninle gömülür. Sanırım sorunuzun cevabını aldınız."

Sunucu rahatlamıştı. "O olaydan sonra Andy'le konuşmadığınızı öğrendik. Barışmayı düşünüyor musunuz?"
Tuzak bir soruydu. "Küs insanlar barışır, aramızda küslük yok ki barışalım. O olaydan sonra dört kere Kore'ye geldim. Dördünde de kimseyi aramadım çünkü kısa süreli geldiğim için tüm vaktimi Minik'e ayırmak istiyordum."
Sunucu, görevlilerden birinin getirdiği kâğıdı aldı. "Şanslı minik adam. Bu arada kanalın telefonları kitlenmiş. Çok fazla soru geliyor," dedikten sonra kâğıda bakıp bana döndü. "Bir soru var oldukça ilginç fazlasıyla özel olacak."
Canlı yayındaydık, hayır deme şansım yoktu. "Sorabilirsiniz."
"Minik'i evlat edinmek istediğinizi, onun için gerekirse sahte evlilik bile yapabileceğinizi duyan seyircimiz doğru olup olmadığını öğrenmek istiyor."
Bu sorunun kimden geldiği çok açıktı. "Evet, hastanede onu gördüğüm an âşık oldum. O sıralar onu için gerekirse sahte evlilik yapabileceğimi söyledim."
"Yani artık öyle düşünmüyorsunuz?"
"Evet düşünmüyorum... 'Yıllar sonra bir gün gözlerimizin bugünkü gibi aşkla parlaması dileğiyle' diyecek bir adamla gerçek bir birliktelik yaşayabilirim."
"Böyle biri var mı?"
"Bir yerlerde vardır muhakkak yeter ki nerede olduğunu bileyim," derken gülümsedim.
Sunucu, "Ada Hanım, programımızın sonuna gelmemize rağmen son iki soru için reji baskı yapıyor," dedi.
"Peki ama son iki soru olsun lütfen."
" 'Gelinlikteki Sır' filminin devamı olacak mı?"
"Bence bu soruyu muhatabına sormanız lazım. Gerçekten bilmiyorum."
"Dünyayı saran K'iz internet oyunundaki karakterlerin kıyafetlerini siz mi tasarladınız? Oyunun Webtoon'a uyarlanacağı doğru mu?"
Güldüm. "K'iz 'in kıyafetlerini bir ekip tasarladı o ekibin içinde ben de varım. Webtoon uyarlaması üzerinde çalışılıyor ama ne zaman biter bilmiyorum. Ve başka soru almayacağım."
Sunucu yanıma gelip elimi tuttu. "Beni kırmayıp programıma katıldığınız için teşekkür ederim fakat asıl insanlığınız için sizi hem tebrik ediyor hem de size teşekkür ediyorum."
Kanaldan çıkmam oldukça güç oldu çünkü bir sürü kadın ellerinde 'Yanındayız' 'Seni seviyoruz' gibi yazan pankartla kapıya gelmişlerdi.
Flaşlar yüzüme doğru patlayınca kısa bir an duraladım. O sırada bana mikrofon uzatan ilk kişiye gülümsedim ve kısaca herkese teşekkür ettiğimi söyledim.

GELİNLİKTEKİ SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin