7. Bölüm

595 35 7
                                    

Eski günlük

Genç kız duş almak için bonyoya girdi. Kafasında bir sürü düşünce vardı. Kafasını bir an önce toplamak istiyordu. Parçaları birleştirmeye çalışıyordu.

Sıcak suyun altına girince rahatladığını hisseti. Şampuanın kapağını açıp avucuna döktü. Saçlarını köpürmeye başladı. Burnuna lavanta kokusu geldi. Annesinin en sevdiği koku.

Annesi lavanta kokuyordu şimdi ise toprak. Ne olacağını bilmiyorduk ki. Ölüm bir anda gelen bir şeydi. Sevdiklerimize doymadan bizi ayırırdı. Ölmek bir ceza mıydı yoksa kurtuluş muydu?
Genç kızın siyah uzun saçları sırtına kadar geliyordu.

"Alisya ben dışarı çıkıyorum. İstediğin bir şey var mı?" Zühre banyonun kapısına nazik bir şekilde vurdu.

"Alisya!" Diye tekrar seslendi.

Genç kız saçlarını duruladıktan sonra arkadaşına cevap vermişti.

"Bir şey istemiyorum." Sıcak suyu kapattı. Gözleri bir süre buruşan elinde kaldı.

Dış kapının sesi gelmişti anlaşılan Zühre dışarı çıkmıştı.

Alisya duşunu aldıktan sonra odasına gitmişti. Bedeni titriyordu. Siyah bornozu bile onu ısıtmamıştı. Bu soğukluk içindeki duyguydu.

Siyah iç çamaşırlarını eline alıp yatağın üzerine koydu. Bugün bütün gün evde olacaktı. Canı dışarı çıkmak istemiyordu.
Yapması gereken bir plan vardı.
Dolabının üstündeki valize baktı. Mavi hareleri bir süre orada dolandı. Ailesine ait bütün şeyleri içine koymuştu. kimse açıp bakmasın diye bir tane kilit vurmuştu. Anahtarı çekmecesinde duruyordu. O eşyalara deli gibi dokunmak istiyordu ama cesareti yoktu.

Siyah bir tişört, siyah bir tayt alıp giydi. Siyah tişörtü göbeğini ortaya çıkarmıştı.

Islak saçlarını havluyla kuruttu.

Mutfaktan bir sandalye alıp odasına getirdi. Dolabın yanına koydu. Üzerine çıkıp valizi var gücüyle aldı.

Çekmeceden aldığı küçük anahtarı kilidinin ağzına koyup açtı.

Bedeni titriyordu. Mavi gözleri dolmasın diye direndi.

"Sizi çok özlüyorum." Dedi titreyen dudağıyla.

En son bu eşyalara bakarken intihar etmeye kalkışmıştı. Bileklerinde hala o izler duruyordu.

Annesi ve babasına ait çerçeveyi alıp öptü.

"Keşke şuan yanımda olsaydınız." Dedi.

Parmakları çerçeveyi okşuyordu. Annesinin sarı uzun saçları güneşte parlamıştı. Kahverengi gözleri çok sıcak bakmıştı. Gülüşü o kadar güzeldi ki bu gülüşü şeytanı günah işlemekten alıkoyardı.

Anne ve babası gençken bu fotoğrafı çekmişlerdi. İkisine ait tek fotoğraf buydu. Siyah-beyaz eski bir fotoğraf...

Annesine bakıp ağlamamak için kendisini zor tuttu.

"Yanınıza gelmek istedim. Ölmek istedim onu bile beceremedim."

Zühre onu kanlar içinde görünce çok korkmuştu. Onu hastaneye götürüp deli gibi ağlamıştı. Üstüne sayısız kere kızmıştı. Verilen canı almak onun haddine değilmiş.

ACI KANWhere stories live. Discover now