Geçmişin Karanlık Yüzü

122 11 12
                                    

30.01.2010  

Beni çalışma odasına çağırdı. Hiç bir sebebi yoktu, sadece dövecekti. Siniri çıkaracaktı işte. Önce karnıma sert bir tekme attı, elimi karnıma götürmüştüm ki yüzüme attığı tokat sayesinde yere düştüm. Kemerini çıkarıp sırtıma vurmaya başladı, canım çok acıyordu. Durmadı, vurmaya devam etti. Ne kadar alışsam da canım hep yanıyordu. Ruhum acıyordu, beni koruyacak bir babaya sahip olmadığım için. Daha iyi bir babam olmadığı için ruhum yanıyordu. Bedenim yavaştan titremeye başlamıştı, fakat o vurmaya devam ediyordu. "Geber!" diye bağırıyordu. Benim için en büyük ceza belki de buydu. Baba sevgisi nedir, bilmiyordum. Daha doğrusu sevgi nedir bilmiyordum. Levent Ateş bana vurdukça içimde ki yara daha da derinleşti...

3 Şubat 2023

O ajanla sahilde ki konuşmamın ardından 1 hafta geçmişti. Bir kaç kere görmüştüm fakat kaçıyordum. Bazı şeyleri hatırlatıyordu. Antrenmandan çıkmış evime gidiyordum. Arkamdan gelen siyah lamborghini'yi görünce daha çok hızlandım. Takip ediliyordum ve bunu anlamak zor değildi. Arabayla aynı hizaya gelince içinde kim olduğuna bakacaktım fakat siyah camlar içinde kim olduğunu görmemi engelliyordu. Daha çok hızlandım, ormanlık yola sapmıştım. Siyah lamborghini benden daha çok hızlanarak beni solladı ve direksiyonu arabanın önüne doğru kırdı. Ani bir hareketle arabayı durdurdum. Arabadan sırıtarak inen kişi o ajandı. Ege Özdemir.

"Siktir." Sırıtarak arabanın önünde durdu ve bana bakmaya başladı, ellerini arabanın kaput kısmına koydu. "Yakalandın küçük fare." dedi Ege. "Küçük fare ne lan, başka isim mi yok!?" dedim sinirli bir tavırla. "Seni temsil ediyor." dedi beni yanıtlayarak. "Ben küçük değilim!" dedim. Kendinden emin ve eğlendiğini belli eden bir ses tonuyla, "Küçüksün," dedi. "Arabadan in." 

"Hayır," dedim ona bakarak. "Arabadan in !" dedi emreder gibi. Devam etti "Köşeye sıkıştın küçük fare, buradan kaçış yok." dedi. Arabayla geriye doğru gidecektim ki yolun kapatıldığını görmemle durdum. "Sikeyim," diye mırıldandım. "Yan tarafımda uçurum var ajan, ölsem ne yapabilirsin ki?" Hiç bir şey yapamazdı, daha çok onun işine gelirdi. "Ben izin vermeden kimse ölemez, özellikle sen küçük fare." dedi sert bir ses tonuyla. Beni bir oyuncak sanıyordu heralde. "Senden izin isteyen yok ajan." diye çıkıştım. "İzin vermiyorum küçük fare." dedi, şaka mıydı bu adam? "Hmhm vermiyorsun," silahımı çıkardım ve namluyu kalbimin üstüne götürdüm. İddialı bir şekilde bakmaya başladı. "Yaparım ajan ve inan ki ölmek için senden izin isteyen yok." sert ve kendimden emin konuşuyordum. Yapardım, ona göre 15 saniye içinde kan kaybından ölürdüm. Ama dayanabilecek güçteydim. Bir çok kez bunu yaşamıştım. Kendinden emindi, sanki her şeyi biliyor gibiydi. 

"Benim olanı kimse benden alamaz küçük fare," hafifçe gülümsedim "Ben senin değilim ajan." dedim. "Benim himayem altındasın küçük fare, şuan sana hiç bir Allah'ın kulu dokunamaz sana." Ben onun değildim, bunu anlaması gerekiyordu! "Senin değilim!" diye bağırdım. İnatçı bir tavırla bakarak "Benimsin," dedi. "Değilim, yeter!" anlamıyor muydu? "Tüm dünya şuan benim himayem altında olduğunu biliyor küçük fare." dedi. Hayır, bu benim için bir yenilgi olurdu. Ben Vegas'tım kimseyi dinlemeyen, acımasız katil. "Değilim tamam mı? Kes asla da olmayacağım." dedim öfkeyle. Dediklerimi duymamış gibi konuşmaya devam etti, "Senin saçının teline bile dokunmaya cesaret edemez kimse." dedi. "Hmhm," diyerek öfkeyle arabadan indim. Konuşmaya devam etti "Seni sevmiyorum küçük fare, sana bunları söylemem aşık olduğum, sevdiğim anlamına gelmiyor." 

"Gelmesinde," dedim tükürürcesine. "Şimdi yaptığının cezasını çekmelisin, senin her adımın bir ceza küçük fare. " deyince dayanamadım. "Hadi ya," dedim, cebimden çıkardığım çakıyla koluma çizikler atmaya başladım. "Yapma!" diye bağırdı. Beni kendi malı gibi görüyordu ve bana zarar gelmesini istemiyordu. Bu sefer daha derine attım. "Bunun da bir cezası olacak mı?" dedim gülerek. "Olacak!"  diye öfkeyle bağırdı yanıma gelip çakıyı aldı. "Ne yaptığını sanıyorsun!?" 

YakamozWhere stories live. Discover now