Why Didn't You Stop Me - Soukoku

6

Bir ayın ardından merhaba! Sınavlarım nedeniyle yazamıyorum pek, yorumlarınızı görünce yazıyorum sadece, bölümler geç geldiği için kusura bakmayın.

Arabadan indiklerinde bir ofise girdiler. Basit bir ofis gibi görünsede bu Takahashi'nin ofisiydi normal kelimesinin yakınından bile geçemeyecek bir isim.

Chuuya ve Dazai ofise girdiklerinde Takahashi'nin yanında birçok görevli ya da gönüllü olduğunu gördüler. İkili Takahashi'nin yanına geçti.

- Ah Nakahara-san, Dazai-san hoş geldiniz. Biraz geciktiniz ama sorun değil fakat neden geciktiğinizi sorabilir miyim?

Dazai, Chuuya'ya bakıp hafifçe gülümsedi ve konuşmaya başladı. Konuşmaya başlarken Chuuya'nın elini tuttu.

- Bilirsiniz Takahashi-san, Chuuya çok meşgul ve zaman geçirmemiz çoğu zaman pek mümkün olmuyor. Dün birlikte biraz vakit geçirmek için telefonlarımızı kapatmıştık. Tam o sırada bir sıkıntı olmuş olmalıki sabah kalktığımızda Mori-san'ın yolladığı birkaç adam ile öğrendik. Gerçekten çok üzgünüz.

- Haha, anladım Dazai-kun elbette birlikte zaman geçirmelisiniz. Fakat şu anda burda olmanıza sevindim sizlere gerçekten ihtiyacım vardı.

"Sorun nedir Takahashi-san?" Dedi Chuuya meraklı gözlerle.

- Tablonun önünde ölen kurbanın nasıl öldüğünü düşünüyorduk ve bir yetenek kullanıcısı olduğuna karar verdik ya da en azından kameraları etkileyen bir yetenek. Böyle bir yeteneği biliyorsunuz değil mi?

Francis S. K. Fitzgerald, Amerikan örgütü Lonca'nın bölünmeden önceki patronu ve ve Yenilenmiş Lonca'nın patronu ve satın aldığı yetenek Tanrı'nın Gözleri. Bir kameradaki görüntüleri gizleyebilme veya değiştirme yeteneği.

- Elbette biliyoruz Takahashi-san. Tanrı'nın Gözleri yeteneği mi kullanılmış?

- Tam olarak bilemiyoruz fakat böyle bir şey olduğundan da şüpheleniyoruz. Bu yüzden seni çağırdık Dazai-kun. Yeteneğin ile kameraları etkiler misin?

Chuuya içinde bir gerginlik hissetti. Eğer plan suya düşerse herkesi öldürmek zorunda kalırlardı ve böyle bir şey olursa Takahashi'nin bütün adamları peşlerine düşerdi. Takahashi'nin adamları sayılamayacak kadar çoktu.

- Aa olur tabiki! Ama bir şey söylemek gerek Takahashi-san.

- Söz senin Dazai-kun?

- Gerçekten sadece kameraya mı dokunacağım? Peki ya olay anındaki eşyalar? Bilirsiniz eğer yetenek kamerada değilse eşyalardadır.

- Dazai-kun ilgin ve önerin için teşekkür ederim bunu düşüneceğim. Şimdi kameraya dokunur musun?

Dazai kameraya dokundu ve hiçbir şey olmadı. Görüntüler tamamen aynıydı. Takahashi beklemediği bir şey olmuşcasına bakıyordu. Şüphelendiği şeyden emin gibi duran Takahashi şimdi aptal gibi duruyordu.

- Yardımın için teşekkür ederim Dazai-kun, şimdilik isterseniz oturma odasına geçebilirsiniz bizim bir süre daha işimiz olacak gibi duruyor.

- Peki Takahashi-san.

Dazai ile Chuuya oturma odasına geçtiler. Oda tamamen boştu fakat kamera olduğuna ikiside çok emindi bu nedenle rollerine devam ediyorlardı. İkili odadaki koltuklardan birine oturdu. Dazai ve Chuuya birbirlerine yakın oturmuştu böylece gerçekçi duracaktı.

- Kameranın olacağını sanmıştım çok daha fazla uğraşacak gibiler.

- Her türlü bulacaksınız suçluyu sonuçta Osamu. Bulduğunuzda onu kendi ellerimle öldürmek istiyorum.