1'story of how we met.

516 19 3
                                    

Sakura's POV

"panik atağının da tetiklemesi olası elbette."

güzel olmayan günüm duyduklarımla iyice mahvolmuştu bile. bunlarla uğraşmak zaten zorken, bu kadar sorunlu bir bedeni ben seçmediğim için tanrının adaletini sorgulamaya başlıyordum.

"anlıyorum, her şey için teşekkürler bay..."

doktorun ismini yeniden unuttuğumu fark edince anlık duraksadım. neyseki doktor bozuntuya vermemişti.

"shuntarou."

hastanede geçirdiğim bütün günün ardından yorgun düşen bedenimi tebessüm etmeye zorladım.

"iyi günler." aslında kalkmak yerine kıvrılıp birkaç saat uyumayı tercih edeceğim rahat koltuktan destek alarak kalkmak zorundaydım.

"kendine dikkat et, sakura. ilaçlarını aksatmamalısın."

ismimi önünde duran dosyamdan gördüğünü biliyordum. onaylamak için başımı sallarken sözüne devam etti.

"reçeteni de düzenledim. tekrar ihtiyacın olduğunda buradayım."

"kyuma-nii, çok yorgunum." kolumu çekiştirmesinden sıkıldığım arkadaşımı durdurmak için ayaklarımı yere daha sert bastım.

"sızlanma artık sakura."  kyuma yüzüme her zamanki sert ama gülümser ifadesiyle bakıp kolumu tutan elini gevşetmişti.

"gerçekten gelmek istiyorum, ama bedenim bugün buna el vermiyor." akşamki sahnesine gitmem için elinden geleni yapmış, bir de üstüne hastaneye kadar takip etmişti.

"ben seni kendine getireceğim, çocuk." beni kucakladığında istemeden ortak olmuştum gülüşüne. yaş farkımız olduğu için çocuk diyip durması artık sinirimi bozmak yerine sadece güldürüyordu.

Writer's POV

chishiya, son hastası sakura'yı da yolladıktan sonra odasından çıktı. bakışları ikisine kısa bir süreliğine iliştikten sonra oyalanmadan devam etti. alışılagelmişin dışında, akşama planı vardı. eğer arkadaşının doğum günü olmasa saçma sapan bir yerde 'eğlenmek' yerine, kesinlikle evde bir şeyler içip kafasını dinlemeyi tercih ederdi. ama işte, bazen planlara ayak uydurmak zorunda kalıyordu. sessizde olan telefonundaki yaklaşık 10 cevapsız çağrıya derin bir nefes vererek baktı ve numarayı çevirip arabasına doğru ilerledi.

"chishiya shuntaro! sonunda açtın."

"yoğun bir gün geçiriyorum, nasılsın?"

telefonu omzu ve yanağı arasına sıkıştırdıktan sonra kemerini bağladı ve konuşmanın fazla uzun sürmemesini dileyerek arabayı çalıştırdı.

"akşama geliyorsun değil mi? o zaman iyi olacağım."

"evet, kuina. orada olacağım."

kızın neşelenen sesiyle minik bir tebessüm belirdi yüzünde. en yakın arkadaşının doğum gününü elbette kaçırmazdı, sadece eğlence anlayışları farklıydı. gerçi bir çok konuya bakış açıları farklıydı. yine de arkadaş olmalarına engel olmamıştı. kuina nerede nasıl davranması gerektiğini bilmesinin yanı sıra, chishiya'yı fazla bunaltmıyor; dozunda ilerleyen arkadaşlıklarını yapıcı kişiliğiyle pekiştiriyordu. oturup sohbet ederken zevk aldığı nadir kişilerdendi ve chishiya'nın dur noktalarını öğrendiğinden durması gerektiği yeri biliyordu.

chishiya kendini arkadaşlıkları hakkındaki daldığı düşüncelerden sıyırdıktan sonra telefonu kapatmıştı. eve geçtiğinde, hazırlanmadan önce kendini duşa atıp rahatlamaya bıraktı.

♤♡◇♧

sakura ise bar taburesinde oturmuş birasına 'acaba erken mi' bakışlarını atıyordu.

"hey, sana kim verdi bunu ha? saat daha 7."

kyuma bardağı alıp büyük bir yudum aldıktan sonra sakura'dan uzak bir tarafa bıraktı.

"kyuma-nii~ abartıyorsun ama."

gülerek bardağa uzanmaya çalıştı. içmek istediği falan yoktu aslında, sadece bu çocukla uğraşmak hoşuna gidiyordu. elini bardağa doğru açıp kapatırken kıkırdamaya da devam ediyordu.

"hey, hey! saat daha erken. eğer şimdi sarhoş olmaya başlarsan sahneden atlayıp sana sarkanları dövmek zorunda kalırım. o yüzden şuan içmek yok."

kızın çocuksu hareketlerini yüzündeki tebessümle izlerken saçlarını karıştırdı ve sound checki halletmek için sahneye geri döndü. aralarındaki 6-7 yaş farkı kafalarının uyuşmasına engel olamamıştı. gerçi sakura, gruptaki herkesle çok iyi anlaşsada kyuma ile her zaman daha samimiydi. çocuklarla tanıştıktan sonra sürekli buraya uğrar ve onlarla takılır olmuştu.

bar, iğrenç kalabalıkla dolmaya başladığında sakura sahneye yakın bir yere oturup etrafındaki insanları izlemeye başlamıştı. yorgun bir gününde olduğu için dans edip eğlenmeye hali yoktu. grup sahnedeki yerini aldığında oğlanın biri ileri atıldı ve kyuma'yı çekip kulağına bir şeyler fısıldadı.

"o zaman ilk şarkımız, doğum günü kızına gelsin. mutlu yıllar kuina."

özellikle bir grup fazlaca eğlenip alkışlarken sakura'da bakışlarını oraya çevirmişti. artan sigara kokusu astımını iyi yönde etkilemezken hafif öksürerek kolunu ağz bölgesine siper etti. kyuma arada dönüp ufaklığını yokluyor, sonra kalabalığa dönüyordu. fazla eğlenen gruba bakmaya devam ederken doktoruyla göz göze geldiğinde kaşları hafif şaşkınlıkla havalanmıştı. öksürüğü artınca daha fazla dayanamayarak kalabalığın arasından çıkışa doğru hareketlendi. insanların arasında sıkışmak, dinmeyen öksürüğü ve gürültü panik atağını tetiklediğinde alamadığı nefesleri sıklaşmıştı.

"izin verir mis-"

gözlerinde biriken yaşları öksürüklerine karışırken omuzlarından tutulup kalabalığın arasından çıkmasına yardım edilmişti.

"sakura, bana bak. iyisin."

chishiya. kız hıçkırıklarını serbest bırakmıştı bile. doktoru kalabalıktan kurtardıktan sonra dar koridordan hızlı adımlarla geçip kızı dışarı çıkardı.

"b-ben nefes al-ala-alamıyorum"

chishiya sessiz bir siktir çekerek astım ilacı için ceplerini yokladı. küçük aleti kızın ağzına yerleştirip bastırdığında sakura sonunda nefes alış verişini düzene sokmayı denemeye başlamıştı.

"hey, güvendesin. sakura, buradayım."

birkaç dakikalık sakinleştirme denemesinin ardından sakura başını doktorunun göğsüne yaslamış teşekkür ediyordu. şiddetli ağlaması yüzünden sessiz hıçkırıkları devam ederken chishiya sakura'yı hafifçe uzaklaştırıp elini tekrar omzuna yerleştirdi.

"yüzünü yıkayalım."

astımı olan bir kızın -üstelik adamdan küçük görünüyordu- sevgilisinin peşinden buraya gelmesi chishiya'ya göre oldukça sorumsuz bir hareketti. kuina'nın yeni yaşının şerefine olduğunu düşündüğü havaiifişeklere bir bakış attıktan sonra sakura'yı bar tuvaletine soktu ve yüzünü yıkamak için lavoboya itekledi hafifçe.

sakura sakinleşmiş bir şekilde yüzünü yıkarken elektrikler kesildi.



the story of oblivion. 'chishiya shuntarouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin