Kalpten Kalbe

99 7 0
                                    

Eganis Cafe

Akşam olmuş,her şey güzelce organize edilip hazırlanmıştı. Müşteriler yavaş yavaş gelmeye başlamış,ortam cıvıl cıvıl olmuştu. Bir kısım dartın başında bir kısım oyun seçiyor bir kısım karaoke için şarkı seçip isim yazdırıyordu. Altan ve Atakan makinenin başında siparişleri hazırlıyordu. Füsun, Feyyaz,Mihran ve Ayşim kafenin içinde dört dönüyordu.

Atakan: Aklına sağlık. Yani gerçekten baksana çok iyi bir fikirmiş.
Altan: Ee yıllardır bu işin içindeyim. İstanbul gibi bir yerde sadece kahve dükkanı olmak basit kaçıyor. Ki gerçekten çok güzel yapıyorsun. Işini seviyorsun,aşkla yapıyorsun. Çalışırken asla yorulmuyorsun. Ben de gözünün ışığı sönmesin , işimi kaybetmiyim diye elimden geleni yapıyorum.
Atakan: Iyi ki girdin hayatıma.

Altan,bu iltifat karşısında utanıp elindeki fincanı düşürür. Toplamak için ikisi de eğilir ve kafaları çarpışır.

Altan: Ben toplarım. Sen siparişleri hazırla.

Atakan, Altan'ın dediğini ikiletmeden hemen işinin başına döner. Altan ise yüzünde aptal bir sırıtmayla kırıkları toplar.

Füsun: Karaoke vaktiiiii

Herkes sahnenin önüne toplanır. Füsun söyleyeceği şarkıyı açar.

Funda Arar- Senden Öğrendim

Gittin, kanadı kırık kuştum
Sustum, sözlerime küstüm
Hani kırılırsın siyaha
Nöbet nöbet, geceler boyunca
Dün güne dize gelince
Yürek acılara doyunca
O tez dönüşün geç olunca
Kendime tahammülü öğrendim

Füsun'un gözleri dolmaya başlar. Feyyaz üzgün şekilde Füsun'u izler. Atakan ve Mihran ise birbirlerine bakıp Füsun'a dönerler. Altan ise Füsun'u dinliyordur.

Kördüm bilendim
Seni unutmayı öğrendim
Sen yoktun ben yalnız kalmayı öğrendim
Acıya duvar gibi durmayı öğrendim
Kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi
Köksüz bağsız durmayı öğrendim
Vazgeçtiysen hep sağanak yağışlarımdan
Vazgeçtiysen bitmek bilmez kışlarımdan
Korkma kimseye ödenecek borcum yok
Yok saymayı ben senden öğrendim

Füsun, ağlamamak için avucunu sıkıyordur. Feyyaz ise acı çeker gibi Füsun'a bakıyordur. Atakan ve Mihran kinli ama bir tarafı da üzgün bir şekilde Füsun'un şarkıyı bitirmesini bekliyordur.

Gittin, kanadı kırık kuştum
Sustum, sözlerime küstüm
Hani kırılırsın siyaha
Nöbet nöbet, geceler boyunca
Dün güne dize gelince
Yürek acılara doyunca
O tez dönüşün geç olunca
Kendime tahammülü öğrendim
Kördüm bilendim
Seni unutmayı öğrendim
Sen yoktun ben yalnız kalmayı öğrendim
Acıya duvar gibi durmayı öğrendim
Kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi
Köksüz bağsız durmayı öğrendim
Vazgeçtiysen hep sağanak yağışlarımdan
Vazgeçtiysen bitmek bilmez kışlarımdan
Korkma kimseye ödenecek borcum yok
Yok saymayı ben senden öğrendim
Sen yoktun ben yalnız kalmayı öğrendim
Acıya duvar gibi durmayı öğrendim
Kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi
Köksüz bağsız durmayı öğrendim
Vazgeçtiysen hep sağanak yağışlarımdan
Vazgeçtiysen bitmek bilmez kışlarımdan
Korkma kimseye ödenecek borcum yok
Yok saymayı ben senden öğrendim

Şarkı en sonunda bittiğinde herkes Füsun'u alkışlıyordur. Füsun, yarı mutluluktan yarı üzüntüden dolu olan gözleriyle teşekkür eder. Sahneden indiği an Mihran ve Atakan Füsun'a sarılır. Füsun,zor bela tuttuğu gözyaşlarını artık tutmayı bırakmıştır. Üçü sanki birbirinden güç alırken araya Ayşim de girer. Daha sıkı sarılırlar. Altan'ın bu manzara karşısında gözleri dolar. Çünkü kendisini hiç böyle ailesi olmamıştı. Onun duygularını anlayıp, yaralarını sarmaya çalışan insanlar görmemişti. Feyyaz ise Füsun'un hala o adamı unutamıyor oluşuna sinirlenip üzülüyordur. Bir süre sonra herkes kendini toplamış,eski neşeli haline dönmüştür. Atakan,bir dart ustası olarak dartın başındakilere eğitim verip, nasihatta bulunuyordur. Bunu gören Altan olaya müdahale edip Atakan'a meydan okumuştur. Ve hazır olun Altan&Atakan mücadelesi başlıyor.

Ortam sessizleşmiş, herkes pür dikkat bu ikiliye bakıyordur. Altan ve Atakan ise gözleriyle meydan okuma yetmemiş gibi işi sözlere dökmüştür.

Atakan: Altan. Bak baştan uyarıyorum. Ben darta yıllarını vermiş biriyim. Benimle aşık atamazsın.
Altan: Atakan. Lafla peynir gemisi yürümez. Eğer o kadar iyiysen icraatini görelim.
Atakan: Kaşınıyorsun.
Altan: Kaşı o zaman.

Birbirlerine meydan okurken birbirlerinin diplerine de girmişlerdir.

Atakan: Nesine?
Altan: Nesine dersen.
Atakan: Sen söyle.
Altan: Tamam . Ama baştan anlaşalım oyunbozanlık yok.
Atakan: Kim ben mi? Ben mi oyunbozanlık yapacağım?
Altan: Tamam madem. Kaybeden kazananın bir gün boyunca kölesi olacak. Her istediğini şartsız kabul edecek.
Atakan: Her istediğini? Emin misin?
Altan: Eminim. Ee anlaştık mı?
Atakan: Anlaştık.

Altan ve Atakan el sıkıştıktan sonra yerlerini aldılar. Sırayla atış yapmaya başladılar. Ikisi de ilk atışlarında 50 puanlık yerden vurdular. Aralarında kıyasıya mücadele vardı. Arada ikisi de kaçırsa da Altan öndeydi. Eğer bu son atışta Altan 25 puanlık atarsa kazanacaktı. Eğer kaçırır da Atakan 50 puanlık atarsa Altan, Atakan'ın kölesi olacaktı. Ve nefesler tutuldu. Altan,derin bir nefes aldı ve o bitirici atışı yaptı. Herkes Altan'ı alkışlarken,Atakan morarmış bir surat ifadesi ile Altan'a bakıyordur.

Altan: Noldu?
Atakan: Benim kafam karıştı ondan atamadım.
Altan: Hani oyunbozanlık yapmazdın?
Atakan: Oyunbozanlık yapmıyorum.
Altan: Atakan. Yarın tüm gün benim emirlerime itaat edeceksin.
Atakan: Tamam. Ama unutma bunun rövanşı olur.
Altan: Olsun Atakan Gülce. Benim kimseden korkum yok.
Atakan: Öyle olsun Altan Kaplan.

Ilerleyen saatlerde insanlar dağılmaya başlar. Herkes bir yandan etrafı toplamaya çalışırken bir yandan da ayakta uyumamaya çalışıyordur. Saat gecenin 3'ünde herkes kafenin bir köşesinde oturup,isyan bayraklarını çekmişlerdi.

Altan: Yorulduk ama değdi.
Atakan: Yorulduk mu? Pertimiz çıktı.
Altan: Atakancım farkındaysan tek gecede 3 günün cirosunu yaptık.
Atakan: Farkındayım Altancım.
Altan: Ee sen şimdi git güzelce dinlen yarın senin için çok yorucu bir gün olacak.
Atakan: Ne yaptıracaksın ki?
Altan: Sürpriz.

Atakan,hafif de olsa Altan'ın isteklerinden korkuyordur. Bakalım Atakan Gülce,Altan Kaplan karşısında ne kadar dayanabilecek?

Başlangıç Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang