Özel Bölüm

117 8 4
                                    

Bu bölümün hikaye ile alakası yoktur. Tamamen diziyle bağlantılıdır.

Eganis Cafe

Altan,her sabah yaptığı gibi bu sabah da kafeyi silip süpürüp,masaları düzenlemiştir. En sevdiği şarkılardan biri olan " Sevdik Sevdalandık " şarkısını söylüyor bir yandan da Atakan'ı düşünüyordur. Kalbine aşkının ne zaman düştüğünü bilmediği bu adamla ikisini birbirine bağlayan yüzüğü parmağında takılıydı. Atakan,onun her zaman yanında olmuştu. İstanbul'a geldiğinde kimsesi olmayan biriyken şimdi nişanlısı ve onun kocaman bir ailesi vardı. Bazen bu durumun bir oyun olduğunu unutsa da bu oyun onun kalbi için en gerçek şeydi. Bu yaşına kadar erkekler onun için hep kanka olmuştu. Altan, hiç aşık olabileceğini düşünmemişti. Atakan,onun tüm ebzerini bozmuştu. Başta aklı ne kadar inkar etse de kalbi onu ele veriyordu. Atakan'ı görünce hızlanan kalbini susturmak için her şeyi yapmıştı. Ama sonuç şu an o adamla nişanlı. Belki bir amaç doğrultusunda olan anlaşma ama Altan yine de kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu. Atakan,cidden onun tüm ayarlarını bozmuştu.

Altan, işlerini bitirmiş rıhtımda kahvesini içerken arkadan biri sessizce gelip gözlerini kapatır. Altan da refleks olarak gözlerini kapatan kişinin bileğinden tutup kendine çevirir.

Alaz: Ah. Napıyorsun kızım ya?
Altan: Asıl sen napıyorsun? Beni tanımıyormuş gibi hal ve hareketler.
Alaz: Gerçekten şaşırman gereken nokta bu mu?
Altan: Nasıl? Haaa. Alaz sen hayırdır ne işin var?
Alaz: Hoşbulduk Altan. Iyiyim sağol sen nasılsın. Ben de seni çok özlemişim.
Altan: Tamam tamam kafam durdu bir anda seni karşımda görünce.
Alaz: Hiç bir zaman düzgünce selamlaşıp konuşamayacakmışız gibi geliyor.
Altan: Tamam tamam en baştan başlayalım. Hoşgeldin minik prensim.
Alaz: Ha şöyle. Hoşbuldum beyaz atlı prensesim.

Alaz ve Altan uzun bir zamandan sonra görüştükleri için sıkı sıkı uzun uzun sarılırlar. Sonra rıhtımdaki masaya otururlar.

Altan: Ee anlat bakalım? Hangi rüzgar attı? Pek gelmezsin sen İstanbul'a.
Alaz: Şimdi bir iş var. Onu kovalıyorum. O yüzden. Asıl sen anlat. Neler yapıyorsun?
Altan: Ne yapayım ya? Aynı. Bir sene hiçbir şey değişmedi.
Alaz: Ne zamana kadar kafede çalışacaksın? Bir daha hiç dönmeyecek misin akademiye?
Altan: Geçti o iş benden ya.
Alaz: Duyan gören de ununu eleyip eleği aşmışsın sanacak. Altan kendine gel. Sen böyle değildin. Noldu sana? Hani sen çok ünlü bir sporcu olacaktın? Ne oldu benim Kaplan kızıma? Ne oldu hayallerine?
Altan: Hayat değiştiriyor Alaz. Hiçbir şey eskisi gibi kalmıyor. Ben de değiştim. Yani ben artık ünlü bir sporcu olmak yerine kızlara yönelik boks okulu açmak istiyorum.
Alaz: Boks okulu mu? O nereden çık-. Hatırladım. Şu akademinin bahçesinde ağacın altında otururken anlatmıştın. Yani birinci hayalin olmadı ikinci hayalini gerçekleştirmek istiyorsun.
Altan: Alaz. Yapma.
Alaz: Altan. Asıl sen yapma.

Altan'ın gözleri dolmuştur. Alaz, Altan'ın masada duran elini tutar.Diğer eli ile de Altan'ın gözünden akan yaşı silmek için yanağındadır. O sırada yüzünde kocaman bir gülümseme  ile Atakan gelir.

Atakan: Günaydıı-

Atakan'ın yüzündeki gülümseme, gördüğü manzara karşısında solar. Yavaştan yavaştan gözleri büyür. Olayı idrak etmeye ve sindirmeye çalışır.

Altan ise kendini toparlamaya çalışır.

Altan: Atakan. Günaydın.
Atakan: Günaydın günaydın Altancım. Bu beyefendi kim?
Alaz: Alaz ben.

Alaz elini Atakan'a uzatır. Atakan da yüzünde sahte bir gülümseme ile Alaz'ın elini kıracak kadar sıkar.

Atakan: Atakan ben de. Altan'ın nişanlısı, müstakbel eşi.

Başlangıç Where stories live. Discover now