Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
atukans: defter al kendine amk @dozias 9,716 beğeni, 102 yorum
Bir kaç kez yorumları okumayı denemiştim ama uçana kaçana demeden her kıza cevap verdiğini görünce bir daha okumama kararı almıştım. Bu halimi gördükce, sınavlara denk gelmediği için şükürler ediyordum. Hep farklı bir kızı etiketler, başkasını şarkıda paylaşır. Deliricektim cidden. Bu kafadan çıkmam gerekiyordu, yatağımda doğrulmaya çalıştım, tamamdır. Kalkıp dışarı çıkıcak, hava alıp, yürüyüp şarkı dinliycektim, toparlanmam gerekiyordu. . . . . Tabi girdiğim ilk Starbucksta Hilali görmem çok olasıydı değil mi? Çünkü önümde, geçenki mavi saçlı kızla sohbet edip sırasını bekliyordu. Asyaya bu konuda mesaj atınca, "kaderin oyunu" diye yanıt almıştım ki, o benim kıza olan takıntımı bilmiyordu daha, gerçi bu hissi ne adlandırabiliceğimi bilemediğim için takıntı demiştim de, neyse. Kaderini sikeyim. Telefondan kafamı kaldırdığım gibi Hilalle göz göze gelmem bir olmuştu. Kaşları havalandı ve gülümsedi, "Merhabaa, naber Açelya?" "İyidir Hilal, senden naber?" Sakin ol, sakin ol Açelya, " İyiyimmm, Asya yok mu, yalnız mısın?" "Evet, ben hava alırım diye ani bir kararla çıktım" gözlerinden saniyelik anlayış aktı, " Anladım, istersen bizle oturabilirsin, geçen uyuyup tanışamadıklarınla da tanışırsın hem" niye bu kadar samimiydi ki, gerçekten sosyal medyada gözüktüğü kadar kasıntı değil miydi, yoksa başka bir olay mı vardı. Söyledikleri üzerine mavi saçlı kız da kafasını onaylar biçimde salladı, aşırı güzeldi. "Evet Açelya, zaten çok kişi yok, gel sen de" mavi saçlı kız demekten bıktım ama ismini de bilmiyorum ki... Bu sırada kahvelerimizi almıştık bile. " Tamam, geleyim" ne bok yiyorum ben demek çok doğru bir isyan olurdu ama artık bir şeyleri çözmek istiyordum, bu boktan hiss geçsin istiyordum. Belki de bu kadar kötü hissetmemin nedeni vucudumun beni uyarmasıydı, bir şey olucaktı, kötü bir şey ama artık olsun da geçsin istiyordum. Daha fazlasına tahamülüm yok. Sonunda geçen sefer kaçırdığım isimleri öğrenmiştim, mavi saçlı kız Özge, kızıl Arın, kahverengi saçlı Nil. İçlerinde en soğuk karakterli ve mesafeli Nildi, arkasına yaslanmış, her an birisine dalabilirmiş gibi bakan gözleri yumşak hatlı yuvarlak suratıyla öyle büyük bir tezat yaratıyordu ki, tüm çekiciliği bu noktadaydı zaten. Soğuk filtre kahvemden bir yudum daha aldım, yuvarlak masada Nil tam karşımda, Hilal Nilin yanında Özge ve Arın da benim yanımda oturuyordu. Özge bir kaç dakikadır söylemek istediği şeyi geveliyor gibiydi ama tam anlamamıştım, sonunda konuşabilmişti. " Açelya, normalde böyle şeylere takılmam ama bilemiyorum, sadece öğrenmek istedim, instagram hesabın çok, ummm, güzel mi demeliyim, bilemedim" gergince kıkırdadı, herkes gözleriyle onu uyarmaya çalışıyordu, ne sikim dönüyor bu masada? Hilal dirseğiyle dürttü Özgeyi ama belli ki konu artık kapanmıycaktı, " Ya kısaca, geçen biz tanıştık ya, bizim grup senin hesap önümüze çıkınca takibe aldık, tabi hesabın açık olunca gözünden kaçmış olabilir ya da" hesabım? Açık? Karşılarına çıkmış? Takibe almışlar? Ben bunları anlamaya çalışırken konuşmasına devametti, " Ya da geri dönmek istememişsindir tabii ama hiç öyle birisi gibi de durmuyorsun, acaba bizden mi hoşlanmadın" lafını bitirince hepsi ofladı, ben gözlerimi bereltmiş Özgeyi dinlerken tek bir şey çıktı ağzımdan, "NE?" . . . . . Hikayenin akışını değişmek istedim, iyi okumalar(:
